TANRI’NIN OĞLU YALANI

Jesus_Christ_12_1024x768_

Hristiyanlar şöyle iddia ediyor:

“İsa, baba ve oğul denildiğinde, sözün gündelik kullanılışında taşındığı anlamda Tanrının Oğlu değildir. Tanrı evlenip de çocuk sahibi olmadı. İsa, Tanrının insan biçimine büründüğü anlamında Tanrının Oğludur (Yuhanna 1:1,14). İsa, Kutsal Ruh tarafından oluştuğu anlamında Tanrının Oğludur. Luka 1:35 ”  http://www.besiktaskilisesi.net/isanin-tanri-oglu-olmasi-ne-anlama-gelir/

İnciller’deki oğul sözcüğünü görüyorlar ama nedense reddetmedikleri, kabul edip Eski Ahid diye İncil’lere ekledikleri Tevrat’taki oğul sözcüklerini görmüyor, görmezden geliyorlar.

Biz gösterelim:

DAVUT
Mezmurlar, 89: 27
Ben de onu ilk oğlum,
Dünyadaki kralların en yücesi kılacağım.

EFRAYİM
Yehemya, 31: 9
Ağlaya ağlaya gelecekler,
Benden yardım dileyenleri geri getireceğim.
Akarsular boyunca tökezlemeyecekleri
Düz bir yolda yürüteceğim onları.
Çünkü ben İsrail’in babasıyım,
Efrayim de ilk oğlumdur.

İSRAİL
Çıkış, 4: 22
Sonra Firavun’a de ki,
RAB şöyle diyor: İsrail benim ilk oğlumdur.

Yoksa Tanrı, Davud’u, Efrayim’i, İsrail’i evlatlıktan red mi etmiştir? 🙂

About pante

Araştırmacı sosyal medya editörü...
Bu yazı Din içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

4 Responses to TANRI’NIN OĞLU YALANI

  1. sevginin ışığı dedi ki:

    Bir soru sorayım:
    Sizce yaratan şey yarattığından tamamen bağımsız olabilir mi? Yani mesela ben ‘A’yım ve kendimden bir ‘B’ yaratabilir miyim? yarattığım şey olsa olsa ‘AAA’ olur ya da ‘AA AAA A A A” gibi bir şeyler olur… Mesela bir erkek çocuğu düşünelim… İstediği kadar biz ona erkek diyelim, annesinden de almıştır babasından da. Başka türlüsünün imkanı yok… Yaprak ağaçtandır… Çam ağacından meşe yaprağı düşmez…
    Dolayısıyla bir ışık varlığı olarak, geldiğin ışık kaynağına ister ana de ister baba de, istersen kral de.. İsa, insanlar ne anlıyorlarsa ona göre söylemiş bence… Ana’ma gidiyorum dese, havarileri bile ona kıçıyla gülerlerdi herhalde 🙂 🙂 Erkek egemen topluma söylev veriyorsun. ‘O’ desen de anlamazlar, soyut bilmezler… Mecburen ya Kralların Kralı ya da Baba demiş o da… Bunda yadırganacak bir şey görmüyorum ben…
    Muhammed de farklı mı yapmış? Yaratıcıya babasının ismi ile seslenmiş 🙂 🙂 abdu-allah 🙂 🙂

    • Yusuf dedi ki:

      Abdullah Allah’ın kulu demek ondan bir parça anlamına gelmiyor. İnsanların dimağında yer eden anlamıyla oğul bir şeyden türeyen (fiziksel olarak bir bağ olması şartıyla) anlamına gelmektedir. bu nedenle Kur’an da Allah oğul edinmemiştir diye buyurmuştur insanlara. Ayrıca Tevrat ve İncilde geçen sözlerin asıllarına uygun olmadığı da bir gerçektir. Eğer asıllarını muhafaza edebilselerdi Tevrattan sonra İncil, İncilden sonra da Kur’an olmazdı

      • toro dedi ki:

        Sayın Yusuf,

        Bilgiyle desteklenmeyen ya da emin olunmayan şeyler için kanaatinize dayanarak yorum yaparsanız önce kendinizi sonra da sizin gibi olanları yani bilgi sahip olmayanları yanıltırsınız! Kuran’ın hiç bir yerinde Tevrat ve İncil için DEĞİŞTİRİLMİŞLERDİR denmez! Aksine Kuran indirildiği anda mevcut olan iki kitabın mevcut halini tasdik ettiğini açıkça söyler! Kuran’a göre problem elinde kitapla hükmeden ya da hüküm verenlerin (çoğunlukla din adamları) ellerindeki kitapta mevcut hükümleri çıkar karşılığında uygulamamaları ya da görmezden gelmeleridir! Örneğin yaptığı eylem sonucu Tevrata göre öldürülmesi gereken bir kodamanın kırbaç cezasıyla kurtarılması gibi… Bu örnek size tüm dinler için tanıdık gelmiş olmalıdır!

        Kuran okumadan kuran biliyormuş gibi davranılmaz! İnancınıza göre tanrının kelamları hakkında konuşurken işin içine kanaatinizi sokup hükmü başkalaştırırsanız cezalandırılırsınız! Hükümler size bir okuma mesafesinde olduğu halde okumayıp kanaatinize binaen başkalarına akıl veremezsiniz!

        ”Ayrıca Tevrat ve İncilde geçen sözlerin asıllarına uygun olmadığı da bir gerçektir.”

        Yukarıdaki sözünüz Kuran’ın söylemini doğrudan reddedip yerine kendi yorumunuzu koymuş olduğunuzun açık delilidir.

        Size sadece bir ayetle cavap vereceğim;

        ”ELİNİZDEKİ Tevrat’ı tasdik edici olarak indirdiğimize (Kur’an’a) iman edin. Onu inkâr edenlerin ilki olmayın. Âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin ve bana karşı gelmekten sakının.”Bakara,41-Diyanet

        Kuranda yukarıdaki gibi onlarca ayet vardır! Görememiş olmanız hayret vericidir!!

  2. kadir dedi ki:

    sayın toro…

    ”ELİNİZDEKİ Tevrat’ı tasdik edici olarak indirdiğimize (Kur’an’a) iman edin. Onu inkâr edenlerin ilki olmayın. Âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin ve bana karşı gelmekten sakının.”Bakara,41-Diyanet sizden alıntı…

    kuran ehli kitabın sözü değiştirdiğini, az bir pahaya sattığını söyler… kuranın tevratı ve incili tastik etmesi demek onların allah katından indiğine vurgu yapmaktır.. tevratın içindeki hükümleri onaylamak değildir.. bakara 41. ayette bahsedilen “ayetlerimizi az bir karşılığa değişmeyin” ifadesi kuran delillerine karşı sağdık olun.. anlamındadır.. yani..

    “ey ehli kitap bu kuranı indiren, daha önce tevratı indirendir. sizin inandığınız aynı yaratıcıya kuranın ehli inanıyor. son kitap ve hak olan işte bu kitaptır.. o halde kuran ayetlerini nefsinize uyupta inkar etmeyin, az bir karşılığa değişmeyin.. hahamları, rahipleri bırakıp bu kuranın peşine düşün, ona iman edin. çünkü sizin inandığınız allaha sizi götüren yol budur.. ” deniliyor..

    saygılar…

Yorum bırakın