MOD MEDYAN ŞİFRESİ

ÖSYM-YGS SINAV REZALETİ

KPSS skandalından sonra şimdi de YGS skandalı.

KPSS soruları cemaatçiler tarafından kendi elemanlarına servis edilmiş, olay açığa çıktığında inkar edilerek oyalamaya gidilmiş ama sonuçta hırsızlığın doğru olduğu anlaşılmış ve sınav yenilenmişti.

Hırsızlar öyle arsızlar ki durmak bilmiyorlar. ÖSYM’nin yeni badem bıyıklı başkanı zamanında da hırsızlık ortaya çıktı. Bu defa kurnazca bir şifreleme metoduyla soruların yanıtlarını servis etmişlerdi ama kazara şifreli kitapçığı basına sununca dikkatli bir okuyucuya yakalandılar. Artvin’li Avukat Ayla Varan şifreyi çözdü ve şifreleme ile matematik sorularından 36’sının kolaylıkla çözüldüğünü ortaya çıkardı.

Skandal patlayınca Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Haliç Kongre Merkezi’nde FEM dersanelerinin düzenleyeceği “2010 YGS-LYS Türkiye Dereceleri Ödül Töreni”ne katılacaktı ama katılmaktan vazgeçti. Gün boyu skandal karşısında hükümetten hiçbir açıklama gelmedi. Sonunda bugün ÖSYM başkanı çıktı ve basına verilen soru kitapçığının sınava giren öğrencilere verilenlerle aynı olmadığını ve soru kitapçıklarının internette yayımlanacağını söyleyerek iddiaları reddetti. Ama inandırıcı olamadı, kimse ikna olmadı.

Sınava giren adaylar kitapçık kodu bilgilerine aşağıdaki linkten ulaşabilecekler:

http://sonuc.osym.gov.tr/Sorgu.aspx?SonucID=1097

Hemen belirtelim ki; her öğrenci soru kitapçığına ulaşamayacak. Çünkü yalan söylüyorlar. Tamamını vermediler. Verilen miktar 300-350 bin civarında.

Adaya özel soru kitapçığı bile mide bulandırıyor. Bu yöntemi bu şifreleme metodu için düşündükleri ve ayrıcalıklı öğrencilere bu yolla doğru yanıtları vermeyi hedefledikleri belli oluyor.

Şifre gayet basit : Öncelikle, herhangi bir soruda verilen şıklar küçükten büyüğe doğru sıralanıyor. Şıklardaki yeri, bu yeni sıralamaya rağmen aynı kalan bir cevap seçeneği varsa, doğru cevap o olarak işaretleniyor. Birden fazla şıkkın yeri değişmiyorsa, doğru cevap (e) şıkkı oluyor. Hiçbir şık aynı kalmıyorsa ise doğru cevap (a) şıkkı oluyor.”

Bu şifrenin adına “Mod Medyan” demişler. İlginç olan ise Sınavdan birkaç gün önce birisi forumtr’de “Rüyamda gördüm. Sınavda mod medyan çıkacakmış. Nedir bu?” diye yazıyor. Ve daha önce google’da “mod medyan” araması sıfır iken, sınavdan bir gün önce onbinlerce “mod medyan” araması yapılıyor. Demek ki sınav öncesi şifre sızdırılanlardan birisi ağzından kaçırmış. Duyan kişi de anlayabilmek için forumda sormuş. Ya da bu yolla açığa vurmuş.

Tam bir rezalet! Bu cemaatçilerde hilenin, tertipin her çeşidi var. Hani derler ya “Şeytana bile külahı ters giydirir” diye bunlar da aynı. Sahtekarlık zihniyetlerine işlemiş. İmamın Ordusu kitabında da 20 sene önceki örneğini okuduk. Fetullahçı polis amirleri, polis akademisi mezunlarının görev tayinleri kurasında çift torba kullanıyorlar. Biri Nurcu Cemaat torbası, diğeri gariban polis torbası. Daha önce isimleri işaretlenmiş olan cemaat mensubu polis mezunlarına cemaat torbasından kura çektiriyorlar. Tabi bu kuralar İstihbarat gibi önemli gördükleri alanlara, kilit noktalara göre ayarlanmış. Dönemin emniyet müdürü Ünal Erkan’a ihbar gelince, Ünal Erkan suçüstü yapıyor ve soruşturulduğunda iyi kuraları çekenlerin tümünün Işık evlerinden olduğunu tespit ediyor.

Bugün artık Ünal Erkan gibi müdürler yok. Zaten Emniyette en önemli mevkileri elde etmiş durumdalar. Şimdi de Bakanlıklarda, Kamu kurumlarında kadroları ele geçirmekteler. ÖSYM de bu kurumlardan biri ve belli ki kilit elemanlar bunlardan. Yakalansalar da umursamıyorlar, bir sonraki sınavda başka bir metodla devam ediyorlar.

Açıklama yaparken ÖSYM başkanının tedirginliği ve ruh hali de gözden kaçmıyor. Bu hali ile bile güven vermiyor. Her açıklamasında daha da batıyor. Son olarak basım yapılan matbaanın müdürü “Bir suç varsa o bizim suçumuzdur” diye ortaya çıktı. İnsanları nasıl kandırıp aldatacaklarını şaşırdılar.

KPSS skandalının ilk günlerinde yaşanan filmi tekrar izliyoruz. İlk birkaç gün bunların inkarıyla, konuyu kapamaya çalışmalarıyla geçecek. Sonunda da sınavı tekrarlamak zorunda kalacaklar. Eminiz ki elden tanıdıkları Cemaatçilerin sınava giren yakınlarına yine soru-cevaplar dağıtılacaktır. Bu yolla bile yüzlerce Cemaat mensubuna haksız yoldan yüksek puanlar kazandırabilirler. Ama bunların gözlerini öylesine hırs bürümüş ki amaçları bütün Fetullahçı dersanelerde kayıtlı olan öğrencilere kazandırmak. Bunun için de binlercesine ulaştırmaları gerekiyor. Sahtekarlığın büyüğüne bunun için başvurmaktalar.

Haber Sol Portal ÖSYM Başkanının şu sorulara yanıt vermesini istemiş:

– Sınavla ilgili tartışma aslında şifrelemenin açığa çıkarılmasıyla değil, harem-selamlık uygulamasıyla başladı. ÖSYM, İstanbul’da binlerce kişilik okullarda sadece kız öğrencilerin girmesini “Tamamen tesadüf” diye açıkladı. Böyle bir açıklama, ÖSYM’nin sınavın organize edilmesinde kullandığı elektronik sistemi kuşkulu kılmadı mı? Olasılığı “milyonda bir” olan böyle tesadüfleri İstanbul’un gericilerin yoğun olduğu bir semtinde birbirine yakın birden fazla okulda “yaratabilen” yazılımın güvenilir olduğu nasıl kanıtlanacak?

– Ali Demir’in bugünkü açıklamasında bahsettiği “kapalı dönem” olarak adlandırılan sistem, yani sınav sorularının hazırlanmasından sınava kadar bu sürece dahil olanların dışarıyla bilgi paylaşamadığı bir süreçten geçilmesi, zaten önceki sınavlarda da uygulanmıyor muydu? KPSS’de bu uygulamaya rağmen kopya skandalı yaşanmış ve sınav iptal edilmemiş miydi? Son sınavda, önceki sınavlara göre “kapalı dönem” uygulamasında farklılık nedir?

– “Kapalı dönem” olarak açıklanan sistem, soruların hazırlanmasında katkıda bulunanların ve kitapçıkların dışarıyla temasını önlüyor. Oysa anlaşıldığı kadarıyla şifreleme sistemi tek tek sorularla ilgili değil. Kopyanın temel olarak elektronik ortamdaki birtakım oyunlarla hazırlandığı anlaşılıyor. Zira soru şıklarının sıralaması, elektronik ortamda yapılıyor. Sınavın organize edilmesinde elektronik ortamda hangi işlemler yapıldı? Yazılımları hangi şirket hazırladı, kimlerin bu yazılımlara müdahale şansı var? Koca okullara sadece kız öğrencilerin denk gelmesi gibi, sınav kitapçığında şifreleme olması da “bir tesadüf” müdür? Yoksa “birilerinin hikmeti” midir?

– Ali Demir, laf kalabalığına getirse de, basına dağıtılan kitapçıkta bir şifreleme sistemi olduğunu kabul etti. Ve basına dağıtılan kitapçığın, “master kitap ve cevap”tan kopyalandığını söyledi. Master kitapta niye böyle bir şifrelemeye ihtiyaç duyulabilir? Master kitap, zaten soruları hazırlayanların elindeki ana kitapçık değil midir?

– Ali Demir, “isme özel kitapçık” uygulamasını bir güvenlik mekanizması olarak açıklıyor. Yazılımın, herkese farklı kitapçık ürettiğini belirtiyor. Peki harem-selamlık uygulamasında görüldüğü gibi “olmayacak tesadüflere” yol açabilen bu yazılımın, bazı kişilere şifreleme sisteminin tutarlı olduğu kitapçıkları vermiş olması mümkün değil mi? Bunun böyle olmadığının anlaşılmasının tek yolu, yazılımın ve elektronik ortamın şüpheli olduğu akılda tutularak, sınav sonrası tüm basılı kitapçıkların kamuoyunun denetimine açık olması değil midir?

– Ali Demir basına dağıtılan kitapçıktaki tüm sorularda şifreleme olduğunu söyledi. Basına dağıtılan kitapçıkta sayıların olmadığı bölümlerde, örneğin Türkçe testinde, nasıl bir şifreleme vardır?

Abbas Güçlü’nün ÖSYM başkanının açıklamasına yönelik yorumları:

http://video.cnnturk.com/2011/haber/4/3/abbas-guclu-aciklamalari-degerlendirdi

http://gundem.milliyet.com.tr/iste-sinavin-sifresi-mod-medyan/gundem/gundemyazardetay/05.04.2011/1373287/default.htm

Serdar Kaangil

About pante

Araştırmacı sosyal medya editörü...
Bu yazı Politika içinde yayınlandı ve , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın