GAYBI BİLEN İNSAN

Gayb, İslam’a göre duyularla anlaşılamayan, bilinemeyen, görülemeyen, Allah’tan başkasının bilmesi olanaksız olan demektir.

“De ki: Göklerde ve yerde Allah’tan başka kimse gaybı bilmez.” (27/65)

“De ki: Gayb Allah’a mahsustur…” (10/20)

“Gaybın anahtarları O’nun yanındadır. O’ndan başkası bilmez.” (6/59)

Onlar: Bizim bilgimiz yok, derler, gayb’leri bilen yalnız sensin, sen.” (5/109)

“De ki: “Ben size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem.” (6/50)

Bu ve benzeri gayb’la ilgili ayetler incelendiğinde görülecektir ki;

– Gayb’ı Allah’tan başkası bilemez.

– Gayb’ı peygamberler de bilemez.

– Gayb hakkında, Allah ne bildirmişse o bilinir.

Muhammed’e peygamberliğini ilan etmesinden sonra zaman zaman deneme amacıyla gaybten sorular sorulmuş, “Mademki peygambersin, bunları bilmen lazım” diye sıkıştırılmıştır. Bunlar karşısında gaybı bilmediğini, gaybten haber alıp vermenin hiç kimseye mümkün olmadığını söylemiştir. Buna rağmen hadislerde birçok uydurma ile peygamber mucizelerine ve gaybten bilgilere yer verilmiştir. Muhammed’in gayb haberleri ve mucizeleri üzerine kitaplar yazılmış, böylelikle açtıkları yoldan kendileri de gaybten haber aldıklarını söyleyerek gizli ilimlere ve bilgilere vakıf olduklarını iddia etmişlerdir.

Ebced ve cifir hesaplarıyla Kur’an’daki kelimelerden, ayetlerden başka manalar çıkartarak, Mesih’in, Mehdi’nin, Deccal’ın ne zaman geleceği, kıyametin ne zaman kopacağı vb. konularda ahkam kesmiş, insanları aldatmışlardır. Bu soytarılar bununla da yetinmemiş bazı ayetlerin kendilerinden bahsettiğini, bazı ayetlerin yazdıkları kitapları teyid ettiğini ileri sürecek derecede rezilleşmişlerdir. Bunların başında Said Nursi gelmektedir. Günümüzün soytarıları içinde ise başı Ömer Çelakıl çekmekte, sözde Kur’an’da bulduğunu iddia ettiği şifrelerle kehanetlere bile yeltenebilmektedir. Aşağıdaki ayet bu soytarılara da bir yanıt sayılır herhalde:

Necm-35. Gaybın ilmi onun yanında da, o mu görüyor?

Dinci yobazlar bu soytarılıklarla uğraşıp halkı aldatırken ve şarlatanlık yaparak gizli ilimlere sahip olduklarını iddia ederken, insanoğlu bilimsel çalışmalarının neticesini almakta, gayb diye bildirilen birçok bilgiye bilim yoluyla sahip olabilmektedir.

Muğayyabat-ı hamse – 5 Bilinmeyen

Lokman 34. Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah’ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.

1. Kıyametin ne zaman kopacağı
2. Yağmurun ne zaman yağacağı
3. Dişiye mi erkeğe mi gebe olunduğu
4. Yarınki kazancının ne olduğu
5. Nerede öleceği

Bu 5 madde İslam’da Muğayyabat-ı hamse olarak bilinir. Ve Gaybın anahtarı 5’tir denerek bu 5 madde sayılır.
Bunları Allah’tan başka hiç kimsenin bilemeyeceği, ancak Allah bildirirse meleklerin ve peygamberlerin bilebileceği söylenir.

Öyleyse bu 5 maddeden 1 tanesi bile bilinebilir ise, Kur’an ilahi değil, insan ürünü demektir.

Bu ayete hadislerde yer verilmiş ve bu 5 madde “Gaybın anahtarı” olarak nitelenmiştir. Kütübü Sitte’den bir örnek verelim:

Hadis No: 735

Resulullah (sav), “Gayb`ın anahtarı beştir” dedi ve şu mealdeki ayeti okudu: “O saatin (kıyametin) ilmi şüphesiz ki Allah`ın nezdindedir. Yağmuru O indirir. Rahimlerde olanı O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Şüphesiz ki Allah (her şeyi) bilendir. Her şeyden haberdardır” (Lokman 34)

Yalnızca Allah’ın bilebileceği ve gaybın anahtarı olarak ifade edilen bu 5 bilinmeyen 2 maddesi kesin olarak bilinebiliyor artık.

Ultrason sayesinde bebeğin cinsiyeti tespit ediliyor.

Meteroloji sayesinde yağmurun ne zaman yağacağını haber alabiliyoruz.

Gayb olarak nitelenen diğer 2 madde de büyük ölçüde biliniyor:

Güneşin kırmızı dev’e dönüşmesi dünyanın sonunu getirecek.

İnsanların çoğu artık yarınki kazançlarını bilmekle de kalmıyor, aylık-yıllık kazançlarını bile tahmin edebiliyorlar. Zaten çoğu maaşla çalışıyor ve eline geçecek olan ücret belli.

Geriye kalan 1 madde nerede öleceğini bilmemek ki bu da zaten çok doğal. Ama kısmen de olsa ilerleyen tıp sayesinde aylar öncesinden öleceğini bilen insanlar var ve genellikle de bunlar tedavi oldukları hastanede yaşamlarının sona ereceğinin farkında oluyorlar.

Görülüyor ki son maddeyi hariç tutarsak, Kur’anın bilinmeyen olarak bildirdiği 5 maddeden 4’ü bilim sayesinde artık insanlar tarafından bilinmektedir. Yani, bir anlamda bilim, dinlerin doğru olmadığını, tanrıdan geldiğine inanılan kitapların insanlar üzerinde egemenlik kurmak isteyenlerin ürünü olduğunu kanıtlamıştır.

About pante

Araştırmacı sosyal medya editörü...
Bu yazı Din içinde yayınlandı ve , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

36 Responses to GAYBI BİLEN İNSAN

  1. hakan dedi ki:

    Sn. Pante yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum,araştırmalarınızın devamını diliyorum.

  2. Can dedi ki:

    Sevgili Pante,
    Tam anlamıyla bilgi akıyor 🙂 Bazen düşünüyorum insan nasıl bu kadar farklı konuda bu denli bilgiye hakim olabilir diye..
    Ellerinize sağlık
    Sevgiler

  3. Naturelist dedi ki:

    Sayin Pante burda yalniz bir seyi unutmussun galiba, disiye mi erkege mi gebe olundugu, evet buda biliniyor, Sperm hücrelerinde X ve Y kromozomu vardir. yumurta hücrelerinde ise her zaman X
    Yani bebegin cinsiyetini belirleyen her zaman erkegin sperminde bulunan X ve Y kromozomdur. Ciftler daha bebek dogmadan önce bebegin kiz’mi yada erkek’mi olmasini da kendileri belirleyebilirler, tabii bilimin sayesinde, yani Tanri’nin elinde olan bir sey degildir.

    Saygilar

  4. Yorumcu dedi ki:

    birazdan bir dinci çıkar, şeytan girmiş sizin beyinlerinize der 🙂

  5. emre dedi ki:

    ya sızin yazılarınıza şimdi mutabık oldum. evet yazılanların içeriğine bakınca ALLAH dan bahsediyosunuz o yüce kitaptan alıntılar yaparak insanların beydninde bilginizin enginliğini teyit ettiriyosunuz ama onları bende söylemek isterdim ama sizden herhangi bir yenilik göremediğim için alıntıların arkasına saklanarak inasanları kandırmaya çalışmanızda bu konuda bilgisi kıt olan insanların sürükleneceği bir olaydır. ikinci konuya gelince ömer çelakıl la üstad bediüzzaman hazretlerini aynı kefeye koymanızda sızın sığ görüşlülüğünüzden olsa gerek bir gün o kitapları açıp baktınızmıdaki o kitapların hakkınmda ylan yanlış şeyler yazıyosunuz sız dini tama anlamıyla çözememişsinizki topluluğa alıntılar eşliğinde sesleniyosunuz efendiler efendisine muhammet diye hitap ediyosunuz ama bendekide saçmalık ki dini islamı sadece insanların beynini yıkamak için uğraşan size bu kouda bir şeyler anlatıyorum…

    • onur dedi ki:

      hala bedüzzaman hazretleri diyorsun ulan daha kaç defa söyleyecez adam daha ayet sayısını bilmiyor ve 6666 ilan ediyor.

      bana o zaman ayet sayısının 6666 oldupunu kanıtla bende belki hürmet ederim o adama

    • MaMaLi dedi ki:

      Bediüzzaman değil!!kürd sait!!siad okur!kerrat cetvelinin,bir çarpanını bilmeyen kara cahil,akıl hastası zavallı!ayrıca sen islam la,ilgili ne biliyorsunki,anlatacaksın?islam dan,çakıyorum diyenleri,buralarda okuyoruz;bir tezek bildikleri yok!islamı öğrenmek,için,islam öncesini bilmek lazım!islam nerelerden,nasıl,kopya edilmiş,öğrenmeniz,lazım!islamın anlatılacak bir tarafı,yok neresinden bakarsan bak,liğme,liğme,neresinden tutarsan tut,iğrin dolu!kürd said’in ingilizler tarafından yazdırıldığı kitaba gelince!1970 yılından beri,okuyoruz,içinde,dangalaklıkdan başka bir şey yok,kendini allah yerine koymaya çalışan bir delinin anotomisi var!

  6. dobay dedi ki:

    PANTE GERÇEK İSMİN VE SOYADIN NE ACABA YADA TELEFONUNU VER SENLE ÖZEL BİR KONU KONUŞÇAKTIMDA.SAKIN YANLIŞ ANLAMA YANİ ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUDA AMA ÖZEL OLDUĞUNDAN ŞİMDİ SÖYLEMİYORUM.BANA GERİ DÖNERSEN SEVİNİRİM.

    • pante dedi ki:

      Dobay, hiç yanlış anlar mıyım yahu.
      Sen benim senelerdir tanıdığım ve güvendiğim tertemiz bir insansın. 🙂
      Ama biliyorsundur mail kutuları güvenli değil. Sen foruma gel. Ö.M atıp telefonunu yaz. Ben seni ararım.

  7. Dr.ViRuS dedi ki:

    ‘Bilmek’ nedir? Bilmek ile tahmin etmek arasındaki fark nedir?Bir şeyi biliyorsanız biliyorsunuzdur.Elinizdeki bilgileri kullanarak parametreleri göz önünde bulundurarak, neden-sonuç ilişkisi çerçevesinde bir yargıya varmak nedir?…Gelecek tahmin edilebilir ama bilinemez.Şimdi bu çerçevede şu 5 gayb meselesine gelelim SADECE bir düşünceye bağlı kalarak kavramların ne olduğunu ve okunulan şeyde neden bahsedilmek istediğini bilmeden toptancı bir anlayışla ben ‘farkındalık’ yaratıyorum demek tıpkı konuştuğu kavramlar gibi bazı şeylerin farkında olmamaktır :
    1)Kıyametin ne zaman kopacağını söyle bana. ‘zaman’ istiyorum, güneş anakol evresinden ayrılacak kırmızı dev evresine geçecek hikayesinden bahsetme..Bu teoriler gerçekleşebilir belki de gerçekleşecek de ama dedeiğim gibi ben ‘zaman’ istiyorum.
    2)’Günlük hava tahminleri’ adından anlaşılacağı gibi bir tahmin, beklenti….
    3)Sen döllenme sonrasında oluşacak zigotun geliştikten sonra dişi mi yoksa erkek olacağını bilebilir misin?40-41. günden sonra tıbben,hukuken ve dinen birey sayılan ve bazı hakları doğan(kürtaj meselesi gibi) birinin cinsiyetini ultrasound ile ‘öğreniyorsun’.Durum bundan ibaret. Yorumlardan birinde bahsedilen cinsiyet tayini, konuyu farklı bir boyuta taşır çünkü bu insanların doğal bir şeye müdahalesidir.Tabii bir süreçte bunlar tahmin edilemez.Ama müdahele ayrı bir olaydır.En basitinden ben bir insanı öldüreceksem ne zaman öleceğini bilebilirim ya da telefonumun alarmını yarına çalacak şekilde kurarsam telefondaki mekanizma işlevini sürdürürse yarın telefon çalacaktır ve ben yarın telefonun çalacağını bilirim…
    4)Sonraki gün kazanacağı miktarı bilen birini tanıyorsan Allah aşkına beni onunla tanıştır beraber çalışmak isitiyorum onunla :)..Burda yine tahmin konusunu bu meseleyle ayırt edememenin sonucu var.
    5)Nerde öleceğimi bilmek için tedavi olacağım hastanede ölmeyi beklememe gerek yok gider kendimi oldukça yüksek bi yerden atarım böylece nerde öleceğiimi bilirim…Bu daha önce bahsettiğim müdahale vs. konusuna girer…Netice de Kur’an da bu ve benzeri ayetlerde neden bahsettiğini görmek gerekir.Konuyu sağa sola bükmeye gerek yok.Burda önemli olan nokta mesajı almaktır.Burda Kur’an falcı, kain gibi soytarılarını engellemiş oluyor
    Son olarak Kur’an da ‘bilmek’ ve ‘düşünmek’ kavramlarına sıkça değinilir.İslam bilimle çatışma halinde değildir aksine bilmeyi teşvik eder.Çevremize, varlıklara ve kainata bakmamızı, bilmemizi ister çünkü evreni bildiğimizde eğer ‘düşünen’ bir kavim isek(felsefeye de önem verildiği gözlenebilir) onun varlığını birliğini görürüz..Bilim İslam’ı doğrular ve daha bir çok konu da doğrulacaktır.Mesela evren BÜYÜK BİR PATLAMAYLA(Bigbang) oluştu ve o patlamadan sonra GENİŞLEMEYE(karanlık güç teorisi) devam ediyor. 7. yy da inen Kelamullah : ( Zariyat Suresı,47
    Allah mucizelerini açıkça vermez, verseydi; bizi eşrefül mahlukat yapan ve bizi sonsuz mutluluğa taşıyan akıl ve onun sonucu olan iradenin bir anlamı olmazdı diye düşünüyorum.Bu sadece nicelerinden bir örnek.Kelamullah’ın kendi ifadesiyle ‘düşünen bir kavim için’ bu ve bunun benzeri nice örnekte ne çok ibret vardır.Bu örneklere bile gerek yok diye düşünüyorum; ‘düşünüyorum’ ve etrafıma; müthiş deha tecellilerine bakıyorum ve diyorum ki : Düşünüyorum, öyleyse O var.Düşünüyorum, öyleyse sonsuzluk için YARATILMIŞIM….
    ‘Düşünebil​meniz’ dileklerimle.

    • Dr.ViRuS dedi ki:

      Biz göğü ‘BÜYÜK BİR KUDRETLE’ bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) GENİŞLETİCİYİZ.
      Zariyat Suresı,47

    • sarp mustafa dedi ki:

      @Dr.virus

      “1)Kıyametin ne zaman kopacağını söyle bana. ‘zaman’ istiyorum, güneş anakol evresinden ayrılacak kırmızı dev evresine geçecek hikayesinden bahsetme..Bu teoriler gerçekleşebilir belki de gerçekleşecek de ama dedeiğim gibi ben ‘zaman’ istiyorum.” senin yazın.

      Adamdan tarih zaman istemişsin, senin kuranın versin ilk önce o zamanı. Bunu isteyerek kendini (yanlış anlama) aptal durumuna düşürmüşsün. Sanki kuran kıyametin sana saatini söylemiş gibi konuşuyorsun. Kaldı ki kuranda ve hadislerde herşey belirsizlik içinde, sadece tahmin yürütülmüştür, ama zekice öyle bir geniş zaman çerçevesine yayılmıştır ki olasılık hesabından biraz anlıyorsan eğer; ben “kıyamet kopmadan önce yeşil kıyafetler giyen uzun saçlı, gözlüklü, ak sakallı bir adam gelmeden kıyamet kopmaz” desem kıyametten önce bunun olması neredeyse kesindir. Kuranda ve hadislerde de aynen bu şekilde yazılır. Sana neden kimse cevap vermemiş anlamadım, oysa ki burada sana cevap verip susturabilecek birçok kişi var…

      “2)’Günlük hava tahminleri’ adından anlaşılacağı gibi bir tahmin, beklenti….” yine senden alıntı,

      Yukarıda yazdığım olasılık cevabı bu yazdığına cevap aslında ama anlayabileceğini zannetmediğimden tekrarlıyorum, kuran ve hadislerdeki uzun zamana yayma taktiği aynen hava durumu gibi olasılığı yüksek bir tahmindir. Tek bir fark var hava durumu uzun zamana yayılmadığı ve kısa sürede gerçekleşebilecek bir olayı öngördüğü için, uzun zamana yayma taktiğinden daha isabetli bir tahmindir. Yine olasılık hesabıyla ve mantıkla bunu anlayabilme ihtimalin var.

      3. şıkkına cevap verebilecek bilgi birikimim yok. döllenmeden bölünmeden anlamam.

      “4)Sonraki gün kazanacağı miktarı bilen birini tanıyorsan Allah aşkına beni onunla tanıştır beraber çalışmak isitiyorum onunla :)..Burda yine tahmin konusunu bu meseleyle ayırt edememenin sonucu var.”

      Yarın tam tamına 70 tl kazanıcam ne eksik ne fazla. her türlü sana ispatlayabilirim. 🙂

      son olarak;
      “Allah mucizelerini açıkça vermez, verseydi; bizi eşrefül mahlukat yapan ve bizi sonsuz mutluluğa taşıyan akıl ve onun sonucu olan iradenin bir anlamı olmazdı diye düşünüyorum”

      Bence sen ve senin gibiler düşünmekten vazgeçin zira beceremediğiniz çok açık. Kuşların filleri taşlaması, kızıl denizin ikiye ayrılması, nuh’un gemisi, kayadan deve olması, ölülerin dirilmesi, gibilerine apaçık mucizeler derken iyi ama baktınız apaçık mucizeler olması size dezavantaj olmaya başlıyor hemen kıvırın aksini söyleyin, aynen yukarıda senden aldığım cümle gibi. “Yürüyün gidin lan!” Demek istiyorum size…

      Rica ediyorum siz düşünmeyin! Gidip size anlatılan masallarla yaşayın.

      • MaMaLi dedi ki:

        Döllenme ile ilgili katkı yapayım!eski mısır’da,yeni evli bir kadının,hamileliği,bir kaç gün sonra,anlaşılıyordu,bir kasenin içinde,çimen,filizleri,konuyor,kadının,sabah,idrarı,bu kasenin içine alınıyor,ertesi sabah bakılınca,çimen,tomurcuğu patlatmış ise hamile olduğu anlaşılıyordu;hemen ardından anne’nin rahmine,soğan cücüğü ve bir diş sarımsak yerleştiriliyormuş…ertesi sabah kadının nefesi,soğan kokarsa çocuk erkek,sarımsak kokarsa,çocuk kız oluyormuş.kaynak,mısır luxsor tapınakları!!!

  8. Dr.ViRuS dedi ki:

    Zariyat Suresı,47
    Ayeti yazmayı unutmuşum.

  9. fizyoterapist dedi ki:

    ilmi geçinen yobazlara
    1400 yıl önce güneşin ve ayın bir yörüngesi olduğundan bahseden Kur’an mı bilimsel sen mi?
    1400 yıl önce iki denizin karışmadığını,arasındaki seti bildiren Kur’an mı bilimsel sen mi?
    1400 yıl önce insanın zigottan oluşan aşamalarını sırasıyla bildiren Kur’an mı bilimsel sen mi?
    ARTIK İNANMAYACAKMISINIZ?

    • uygar dedi ki:

      Kuran’ı yazan Muhammed matematik bile bilmiyor, ne bilimi? Nisa Suresi’ne göre miras paylaştırınca miras yetmiyor. Muhammed’in hurmadan başka meyveden haberi olmadığı için Kuran’da hurma diye diye insanın içini bayıyor. Kar, buz görmemiş ki bahsetisin. Ne bilimi? Güneşin balçığın içine battığı kaybolduğunu zanneden cahil bir adam yazmış Kuran’ı.

      • bilal dedi ki:

        Sn.uygar,

        ” Kuran’ı yazan Muhammed matematik bile bilmiyor, ne bilimi? Nisa Suresi’ne göre miras paylaştırınca miras yetmiyor. Muhammed’in hurmadan başka meyveden haberi olmadığı için Kuran’da hurma diye diye insanın içini bayıyor. Kar, buz görmemiş ki bahsetisin. Ne bilimi? Güneşin balçığın içine battığı kaybolduğunu zanneden.” sizden alıntı”

        1-NİSA suresinin miras paylaşımında asla bir matematik hatası yoktur!!!

        ÖRNEK:

        Adam ölüyor. Geride kalan varisler şunlar; eşi, 3 kız çocuğu, annesi ve babası.
        Kız çocuklarına mirasın 2/3 ü
        Anneye mirasın 1/6 sı
        Babaya mirasın 1/6 sı
        Eşine mirasın 1/8 i

        Adamın kalan mirasını 120 milyar farzedelim:

        120 x 2/3 = 80 çocuklara
        120 x 1/6 = 20 anneye
        120 x 1/6 = 20 babaya
        ——————————
        toplam = 120 Görüldüğü gibi mirastan eşe hiç para kalmadı ” iddia edliyor”

        HALBUKİ YUKARIDAKİ HESAP YANLIŞ YAPILMIŞTIR !

        Zira miras paylaşımı küçükten büyüğe doğru yapılır,yani önce payı az olana (eşe) 1/8 verilir,daha sonra geri kalanın 1/6’i anneye,1/6’de babaya,ve daha sonra geri kalanın tümü de çocuklara verilir. Veraset konusunda ölenin çocukları eş,anne ve babasından daha yakın olup fazla paya sahip olduklarından,ayrıca eş,anne ve babası da yoksa bu defa terikenin tümünü aldıklarından dolayı da miras paylaşımı önce az pay alanlardan başlanır,daha sonra kalan terikenin tümü de diğerlere dağıtılır.

        Bunu şöyle hesaplıyoruz !

        Adamın kalan mirasını 120 milyar farzedelim:

        120 lirayı sumün,yani sekiz pay yapıyoruz.15,15,15,15,15,15,15,15 = 120

        a) 120 liradan 15 lira eşe verilir.(yani 1/8 )
        120 -15 = 105 kaldı.

        b) 105 / 6 = 17.5 lira anneye ve 17.5 lira da babaya verilir. (her birine 1/6) verilir.yani ikisinin toplam payı 35 lira eder.

        105- 35 = 70 lira kaldı,

        c) çocuklara da bu 105 liranın 2/3’si olan 70 lira verilir.

        Yani az pay alan (1/8) eşin payı da verildikten sonra kalan terikenin (105’in) anne ve babadan her birine 1/6’i ve bunun 2/3’si olan 70 lirayı da çocuklara verilir.Yani ” allahu a’lem” paylaşım bu şekilde olur.

        Böylece eş,120 liranın 1/ 8’ini, anne ve babanın her biri de birlikte 105,liranın 1/6’i olan 17.5 alırlarlar.(yani 105 liradan ikisine toplam 35 lira verilir)

        Çocuklar da 105 liranın 2/3’i olan 70 lirayı alırlar.

        120 x 1/8 = 15 eşe,
        kalan:105 x 1/6 = 17.5 anneye

        105 x 1/6 = 17.5 babaya (her ikisine toplam 35 )

        105 x 2/3 = 70 çocuklara

        Sonuç : Herkes kendi payını almaktadır.Yani eşin payısız kalması asla söz konusu değildir. !!!

        Bu nedenle kur’an’ın öngördüğü miras paylaşımında hiç bir hata yoktur,ama maalesef,yanlış hesap yapılarak kasıtlı olarak hata üretilmeye çalışılmaktadır !

        2- Ayrıca Kur’an’ın her türlü sebze ve meyveden söz etmesi mi gerekiyor?

        3-Kur’an,güneşin balçığın içine battığı,kaybolduğunu mu söylüyor ? Yoksa kur’an’n anlattığı olayı anlamaktan mı acizsiniz ?

        Bakınız,söz konusu ayet neyi anlatıyor ?

        KEHF-90.AYET:

        Kehf-90.ayette okyanus sahilinden Zülkarneyn’ın göneşin batışını (gözden kayıp oluşunu) seyrettiği esnadaki ortamın tasviri yapılmıştır…
        “Güneşi, balçıklı bir su gözesine batar gibi buldu” demek Güneş’in Zülkarneyn perspektifinden nasıl göründüğünün mecazi bir anlatımıdır. Yani Zülkarneyn’in güneşi gördüğü esnadaki ortamın tasviri yapılmıştır. Güneşin o anki konumun su gözesine batıyor gibi oluşundan dolayı böyle bir mecaz anlatım vardır…….
        Şu fotoğrafa bakın bir;

        Sanki güneş denizin içine batıyor gibi. İşte bu ayet-i kerimede de böyle bir ân anlatılmıştır. Olayı “demek Kur’an dünyaya düz diyor”a çekmek über zorlama bir düşüncedir. Mantıkla, akılla ve tefsir ilmiyle bağdaşmaz.
        2. Ayette kozmolojik bir bilgi verilmediği açıktır. Olay salt olarak yukarıda belirtildiği gibidir.
        ‘’
        Dikkat edilirse,Kur’ân’ı Kerimde, belirtilen gözeye güneşin ‘fiili olarak’ battığı ifade edilmemiştir. Bilakis, bakış aldanması olarak ifade edilmiş; ‘onu bir gözeye batıyor gördü’ buyurulmuştur. Çünkü gözle bakıldığında güneş yere giriyor gibi gözükmektedir. Doğduğunda da adeta yerden çıkıyor gibidir. Hakikatte güneş kat kat dünyadan büyüktür. Yer onun yörüngesinde dönmektedir. Yeryüzünün bir tarafı güneş ışığına dönük aydınlanırken diğer taraf karanlıktadır Eğer dünya kendi yörüngesinde dönmese idi gece ve gündüz olmazdı. Güneş bizim gördüğümüz gibi dünyanın etrafında dönmez. İşte âyet bizim güneşin hareketlerine ilişkin bakışımızı yansıtmaktadır. ‚‘‘ alıntı ‚‘

        Kaynak: [10] Mustafa Muhammed et-Tayr, “Zülkarneyn ve Fütûhâtihi fi’l-Meşârigı ve’l-Meğârib”, Mecelletü’l-Ezher, C.51, sayı 7, Kahire 1979.s.1619-1620. Benzeri görüş için Bkz. Mehmet Vehbi Efendi, C.8, s.3167.

        Açıktır ki, güneş bir gözede batmaz; hattâ, güneş batmaz, fakat her iki yarımküredeki insanlar, onu batıyor gördükleri için, bugün de güneşin battığından söz ederiz ve bütün dünya dillerinde bu, böyle ifade edilir…. ‘’alıntı ”
        Demek ki,yukarıdaki iddianızın bir anlamı ve mesnedi yoktur.

        Saygılarımla,

      • pamuk1kale dedi ki:

        Sayın Bilal;
        Mirası 120 milyar farzedelim… demişiniz sonra mirası;
        Eşte 120
        Anne ve babada 105
        Çocuklarda 105 milyar olarak almışınız!
        Miras 120 milyar!!!
        Bilal Bey; Tanrınızın söküğünü yamamaktan bıkmadınız!
        Ruh halinizi düşününce içinizden ”Her türlü isimleri üzerinde bulunduran,her şeye gücü yeten,ol deyince olduran bu evreni yaratan tanrının yaptığı hataları,açıkları aciz bir kulu olarak hep kapatmaya,gizlemeye çalışıyorum acaba aciz olan ben değilde o mu!!!”
        diyormudur acaba diye düşünmüyor değilim.

        Acizane düşüncem; sizin böyle yaparak cenneti kapma ihtimaliniz 1/1000 olsa,size ondan daha büyük bir oran vereyim.
        Çıktınız tanrınızın karşısına;
        -Ben o kadar zavallı bir varlıkmıyım ki her söylediğimi benim adıma değiştirip durdun?
        -Ama söylediklerin hep kafa karışıklığı yaratan af buyur birazda saçma,uygulanmasının imkanı olmayan …vb şeylerdi.
        -Siz devam edin…

        Ben şu halimle çıktım tanrınızın karşısına;
        -Ben 4 tane kitapla elçi gönderdim,en sonuncusu olan kuranlada son sözlerimi söyledim,bre gafil neden inanmadın?
        -Bu evreni yaratan tanrı olarak,kuran,tevrat,incil,zebur gibi kitaplar asla senin ürünün olamaz,bunlar saçma sapan sana yakışmayan,yakıştaramadığım haliylede senden geldiğine inanmadığım saçmalıklardan ibaret gördüm,o yüzden inanmadım.

        İşte burada tanrının şu cevabı verme ihtimali senin tanrının her sözünü değiştirerek cenneti kapma ihtimalinden daha yüksektir bana göre;

        -Aferin sana verdiğim aklı biraz kullanmış,bu kadar saçma sapan şeylerin benim eserim,sözlerim olamayacağını anlamışın,zaten bende onları kullarımı test etmek için,sınav için araya karışıtırarak sizin aklınızı çelmeye çalışmıştım.

        cevabını alma ihtimalim en az 2/1000 dir.
        Bu arada Tanrıdan daha üstün matematik bilginlede 2/1000 < 1/1000 den o zaman devam… deme ihtimalin de 99.9/100 dür!

      • bilal dedi ki:

        Sn.Pamukıkale,

        Sayın Bilal;
        Mirası 120 milyar farzedelim… demişiniz sonra mirası;
        Eşte 120
        Anne ve babada 105
        Çocuklarda 105 milyar olarak almışınız!
        Miras 120 milyar!!! ”sizden alıntı”

        Benim yazdıklarımı nasıl anlamışsınız ???

        Ben eşe 120,anne ve babaya 105,çocuklara da 105 milyar veya lira mı vermişim ???

        Yukarıdaki ifadelerinizden böyle anlıyorum.Eğer yanlış anladısam lütfen düzeltin.Ayrıca rakamlar uzun olmasın diye 120 milyarın sıfırlarını atarak lira olarak yazmışım,eğer bunu da anlayamıyorsanız,o zaman yazdığım rakamların üzerine milyar olacak kadar sıfırları ekleyebilirsiniz.

        Lütfen okuduklarınızı dikkatli ve düzgün okuyarak doğru anlamaya çalışın !!!
        Halbuki İlkokul bile okumayan bilir ki,ben eşe 120,anne ve babaya 105,çocuklara da 105 milyar veya lira vermiş değilim !!!

        Eğer öyle anladısanız,okuduklarınızı anlama sorunu yaşıyorsunuz demek !

        Saygılarımla.

      • pamuk1kale dedi ki:

        Sayın Bilal;
        Umarım bunu bilerek yapmıyorsunuz!
        Ben size eşe 120 anne ve babaya 105 çocuklara 105 Tl vermişiniz demedim ki
        Yazdıklarımı okursanız ne demek istediğimi anlarsınız.
        Miras 120 değil mi?
        Eşe verirken 120 den dağıtıyorsunuz
        Sıra anne,baba ve çocuklara gelince miras (Ana para) 105 tl ye düşüyor ve mirası 105 Tl olarak alıyorsunuz.
        Hani miras 120 idi nereye gitti?

    • Sn. fizyoterapist.
      Hergün doğan ve batan güneşin ve gök yüzünde gözle görünen ay’ın bir çizgide gittiklerini söyelemekmi mucize oluyor !!!
      Biraz Sümer yazıtları, Maya uygarlığı gibi geçmis uygarlıklar ile ilgili yazıları oku.
      Hala Sümerlerin bazı bilimsel ölçülerini kullanıyoruz.
      Kuran’da hangi bilimsel veri ile ilgili hesap yapılıp kesin rakam verilmiş ?
      Bir tane, o da Sümerlerin yılı 12’ye bölerek oluşturdukları takvimden alıntılanma, yani Kuran indiğinden 4 bin yıl önce bilinen bir olgu.

      M.S. 600’lü yıllarda yazılan Kuran’da.
      “Ay için birtakım yörüngeler tâyîn ettik. Nihâyet o, eğri hurma dalı gibi olur da geri döner. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.” (Yâsîn/39-40) Bunlar yazarken
      Tarihi M.Ö. 3000’li yıllara kadar giden MAYA uygarlığında Kuran inmeden önce bunlar yazıyordu.
      iki yeniay arasında geçen süreyi (kavuşum ayını) 29,53020 olarak hesaplamışlardır ki, bu süre günümüzde 29,53059 olarak saptanır.
      Adamlar Kuran inmeden iki yeniay arasında de geçen süreyi hesaplamışlar, ay’ın bir yörüngede gittiğini 10 yaşındaki çocukta gözlemleyerek tahmin eder, ne mucizesinden bahs ediyon sen !!!

      Kuran.
      “Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş’a istivâ eden, güneşi ve ay’ı emrine boyun eğdiren Allah’tır. Her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. (Ra’d/2)
      Mayalar: Güneş yılını Mayalar 365,2420 olarak belirlemişlerdi, modern astronomiye göreyse güneş yılı tam olarak 365,2422 gündür. Yani dakika ve saniye gibi zaman ölçülerinden yoksun olduğu varsayılan Mayalar’ın hesabı ile modern astronominin hesabı arasındaki yıllık fark yalnızca 17 saniye idi. Dinsel takvim 260 (20×13), güneş takvimi ise 365 günden oluşuyordu.

      Günes ve ay’ın belirli sürede yörüngede döndüklerini söylemek mucize ise, güneşin devir sürecini modern bilimden sadece 17 saniyelik farkla yanılarak hesaplayan Maya’larınki ne pekiyi?

      Neymiş efendim ay ve güneş bir yörüngede olduğu yazıyormuşta bu mucize imiş !!!
      Bu ayetler söylendiginden yüzlerce yıl önce “Venüs yılını (synodic period)da daha o zamanda hassas bir biçimde saptayabilmişlerdi. Mayalar’ın 584 gün olarak hesapladıkları Venüs yılı günümüzde 583.92 gün olarak saptanmıştır.
      Ama bunlari bilmek mucize olmuyor.

      “Güneş ve ay bir hesâba göre dir.” (Rahmân: 5)
      Bunu söylersen mucize oluyor.
      O kadar çok bilimsel verilerden uzaksınızki…..

    • bilal dedi ki:

      Hz. Zülkarneyn ve güneşin balçığa batma hadisesi – İslam …
      islamhakikattir.blogspot.com › çelişkili görülen ayetler

  10. Dr.ViRuS dedi ki:

    İlmi geçinen ‘dogmatiklere’,
    Cevaplamak yerine sadece inandığın ve kabuğunu kıramayan bildiğin şeyleri söylemekten öteye gitmesen de işte üç sorunun da cevabı :
    Bildiren; Kur’an. İdrak eden; Normal, doğal, zorlama olmayan yani insani fıtratta düşünebilen ve “ilmi düşünüp dogmatizme saplanma” gibi bir paradoksa düşmeyen ben.
    Farz misal ilimin bir kitabı incelemesi; onu sayfalarına ayırıp, inceleyip, sınıflayıp mikroskop altında muhteviyatına bakıp sayfalarındaki selüloz liflerini görüp tanımlamasından mı ibarettir? Daha geniş düşünmenin vakti gelmedi mi?
    Şu aşamada beni en son ‘inanma’ya çağıracak kişiler sizlersiniz.İnancınıza hayranım!
    Görebilmeniz dileklerimle…(Dr.ViRuS)

  11. Dr.ViRuS dedi ki:

    “Fizyoterapist” kardeş SÖYLEDİKLERİM SANA DEĞİL.Senin yorumun benim yoruma cevap gibi bir hitap içerdiğinden ve ben de burdaki dogmalardan cevap beklediğimden(bugün bakayım dedim nerdeyese 2 ay olmuş hala tık yok) senin cevabının benim anlayışıma ima gönderdiğini sandığım. Sanki ben öyle bakmak istediğimden Kur’an’ı öyle anlıyormuşum iması içinde bulunduğunu sandım.(Ki genelde bu tür insanlar verecek iyi cevapları olmadığından bu mihvalde şeyler söylerler.).Bir de zaman sıkıntımdan dolayı cevabımı hemen doğaçlama olarak düzenli bir şekilde aktarmaya çalıştığımdan böyle bu durum söz konusu oldu…Söylediklerin güzel örnekler.Ama bunlar, bu örneklere, dediğim gibi(senin de yaptığını sandığım gibi) zorlama kulplar buluyorlar.Sağlıcakla kal kardeş…

  12. seyfi nur dedi ki:

    selam arkadaşlar
    Ben Bandırmadan Seyfinur bir sorunum var.
    Sorunum şu insan vücudunda 5 tane kapı var.
    Bunlar kuralların kapıları ben bu kuralları duymuyorum , görmüyorum.
    Bu kapıları kapatıp açıcak birinı arıyorum.
    İçinizde bana bu konudan anlayan bana yardım edecek arkadaş
    varsa yazsın şimdiden çok teşekkür ederim.
    Yardımlarınızı bekliyorum… İyi günler

    • sevginin ışığı dedi ki:

      Dalga mı geçiyorsun anlamadım ama yine de cevaplayacağım ciddi ciddi… 🙂
      İnsanda aslında 7 tane ana kapı var. Bunlara da çakralar deniliyor. Çakraların hepsi bedenin ana enerji hattına bağlı dönen girdaplar… Bu çakralardan en alttaki kuyruk sokumundan aşağıya iniyor, en üstteki de başın en tepe noktasından yukarı yöneliyor. En üstteki çakra üst alemlerle bağlantı kuruyor, en alttaki çakra da yer altı alemleri ve yeryüzünün çekirdeği ile… Vücudun ortasındaki 5 çakranın her biri de hem öne hem arkaya doğru uzantı veriyor. Hepsi de bedenin tam orta çizgisindeler… Bunlar sırayla, 1.göbek deliğinin hemen altında, 2.kaburganın bittiği yerde, 3.kalbin olduğu hizada, 4.boğazın orada ve 5.iki kaşın ortasındaki üçüncü göz denilen yerde bulunuyorlar… Anlatılanlara göre, fiziki bedeninden geçici olarak çıkmak istediğinde, yani astral bedenin ile biraz dolaşmak istediğinde, bu kapılardan/ çakralardan, sende en iyi çalışanlar hangileri ise onlardan birini kullanarak çıkıyorsun. Öyle diyorlar…
      Bu çakraların çoğu bir çoğumuzda düzgün çalışmıyor, yani kozmik enerjiden sağlıklı enerji ememiyorlar. Bir çakra eğer iyi çalışmıyorsa, onun olduğu bölgede de hastalık oluşuyor.

      Bu kapıları açıp çıkmadan önce, bedenindeki enerji döngüsünün ve çakralarının sağlıklı çalışması lazım. Bu birebir senin inanç sisteminle, yaşayışınla, alışkanlıklarınla bağlantılı…
      Her neyse bu konudaki en güzel kitap bence şu, açıp okursan orada her şey ayrıntısı ile yazıyor:
      *Işığın elleri… yazar: Barbara Ann Brennan… Meta yayınları

      Sevgiler

  13. fizyoterapist dedi ki:

    Naturelist isimli kişi bak şimdi;
    sen herhalde sadece anne karnındaki çocuğun cisiyetinin tahmin edilmesi ile (tahmin çünki yanılma payı dahi vardır) bu ayeti inkar ediyosun ya;
    şu anda anne karnındaki çocuğun down sendromlu(trisomi 21),trisomi 18 ve nöral tüp defekti olma olasılığı için bile gebelikte en az 4 ayın geçmesi beklenmelidir.yoksa sonuç alamassın.o zamandan sonra yapılan tahmin bile sana % şu olasılıkla diye söylenir.Ayetin ilgili kısmı diyorki;”…rahimlerde ne olduğunu O bilir…”
    Yani rahimlerdekinin erkek mi dişi mi olduğunu şeklinde geçmiyorki ayetin fadesi.”ne olduğunu ” diyor.
    ne olduğunun tam anlamıyla bilinebilmesi mümkün değildir.ve bu bilgiyi teyid edecek şekilde Hz.Kuran’da çocuğun anne rahminde geçirdiği evreler ultrasound’dan 100 lerce sene önce haber verildi.Yani rahimlerde ne olduğunu Hz.ALLAH biliyormuş değil mi?
    HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR ey insanlar .Aklınızı başınıza alın.Bu mükemmel insan, ” hiç “olamaz.ARTIK DÜŞÜNMEYECEK MİSİNİZ?

    • Drogba CC dedi ki:

      Hacı ama şimdi cidden de yasak olmasına rağmen çocuğunun cinsiyetini belirlemek mümkün. Bunu nasıl açıklayacaksın daha olmasan belirliyorsun??

  14. ALLAH'ın kulu dedi ki:

    Maddeci bakınca maddeci düşünülür tabiki:
    adam diyor ki ;kişi yarın ne kazanacağını biliyormuş,hatta yıllık gelirini de tahmin ediyormuş.
    Adamın ne kazanacağından anladığı “para”.
    Şu örneklere bak bakalım;
    Gelecek tarihte kazanacağın sınavı
    gelecek tarihte kazanacağın ikramiyeyi
    gelecek tarihte vücudunun kazanacağı hastalığı
    gelecek tarihte kazanacağın bir yarışmayı…
    ………………………………….
    ……………………………………

  15. zafer dedi ki:

    tanrıdan geldiğine inanılan kitapların insanlar üzerinde egemenlik kurmak isteyenlerin ürünü olduğunu kanıtlamıştır… ( kanıt nerde be cancazım) gö… demi ………….. bu yazdığınız cahilce şindi çıkar bir dinci siyaset yapar dedinizya dinsiz olup yorum yapmaktansa dinci olup hepiniz kınamak daha mantıklı hiç kuran okuyup okuyupta araştırma yapmadığınız belli nedesek boş okumuş cahil olmak çok acı birşey ben namaz kıldığımda neden hayatımda daha mutlu ve güçlü oluyorum ve gerçekten bereketli gunler geçiriyorum kılmadığım zaman da tam tersi oluyo allah namaz kılanlara farklı bir huzur verdiğini butun muslamanlar yalan söylemeden size bu cevabı verir sizlerde bu putperes ataist düşüncelerden kurtulmaya bakın yoksa kaybedicek sonsuz şeyleriniz var ama inansanız kaybedicek hiçbirşeyiniz olmaz bu sizin yararınıza … inanmasanızda tabiki saygım var .. burda kavga edicek deilim ama birsürü diğer dinlerden muslamanlığı secen kardeşlerimiz var hiç düşündünüzmü niye…???

    • sarp mustafa dedi ki:

      Boş boş insanları yargılamak müslümanların en iyi yaptığı iştir. Aynı senin gibi. Buraya yorum yazanların çoğu senden daha fazla araştırma yapmış ve kuran okumuştur emin olabilirsin. Hani şu sizin anlattığınız hadislerde geçer ya ünlü söz “Nerden biliyorsun kalbini açıp baktın mı?” Kendiniz anlatır durursunuz bu hikayeleri ama kendiniz uymazsınız verdiğiniz öğütlere. Siz mi müslümansınız? Aldığın huzurun sebebi psikolojik olarak açıklanmıştır. Namaz kılarken neden huzurla dolduğunu yani. Tamamen uyuşturucu kullanmak gibi. Araştırmayı şuan hatırlamıyorum nerde okudum ama okduğumdan emin olabilirsin. Sende hayatında biraz değişiklik yap ve kurandan başka daha mühim kaynaklar bilgiler olduğunun farkına var. Tek bir kitaba bağlı kalıp dünyanın bütün bilgisi bunda demek aptallıktır.

      Kaybedecek şeylerimizin olduğunu nerden biliyorsun? bunu daha önce de yazdım biyerde sana da yazayım; eğer gerçek tanrı insanlara hiçbir kitap yollamadıysa ve sadece yukarda oturmuş bizim ne yaptığımızı izliyorsa, ve sizin gibiler kendi yarattıkları dine inanıyorsa, gerçek tanrı aslında bize değilde size kızıyorsa? siz ne yapacaksınız?

  16. kuantum-agnostik dedi ki:

    O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka… (Cin Suresi, 26-27)

    ayeti bu yazınızı çürütmüştür 🙂 boşuna vakit israfı olmuş…

    not:dinci değilim..

    • kuantum-agnostik dedi ki:

      ayrıca yazınızda bu ayete yer vermemeniz objektif bir yazar olmadığınızı gösteriyor. hiç olmazsa sizler cahiller gibi davranmayında ülke aydınlansın… illaki herşeye kurp takmak zorunda değiliz.

    • sarp mustafa dedi ki:

      “Bunları Allah’tan başka hiç kimsenin bilemeyeceği, ancak Allah bildirirse meleklerin ve peygamberlerin bilebileceği söylenir.”

      sende eğer okuduğun yazıyı düzgün okursan senin yorumlarını okumakta bize vakit israfı olmaz. Adam ayeti yazmadıysa da yukardaki ayeti doğrulayıcı şeylerin yazıldığını söylemiş. Yani hiçbir şey çürümüş değil. Oku, okuduğunu da anla.

  17. omer dedi ki:

    “Emareler” belirdikten sonra bilmek ayrı birşey “emareler” olmadan bilmek ayrı birşey.(cinsiyet ve yağmur)

    Ayete göre Kıyametin bilgisi Allah katındadır. Yağmuru yağdıran Allah’tır, ama ayette ne zaman yağacağı bilinmez gibi bir anlatım yoktur. Kuran’da bildirilmeyen bir konu uydurma yada yanlış anlaşılan hadislerin etkisinde, ayetlerde bildiriliyormuş gibi yorumlanmaktadır. Yine aynı şekilde ayette rahimlerde olanı Allah’ın bileceği açıklanmaktadır. Fakat başka kimse bilemez diye bir anlatım ayette yoktur. Anne karnındaki çocuğun durumu, cinsiyeti, DNA tahlilleriyle genetik yapısı, taşıdığı genetik hastalıklar vs. her şey bilinebilmektedir. Ayette bunların bilinemeyeceği gibi bir ifade yoktur.

    Ayettin devamında bilinemeyecek iki şey belirtilmektedir. Bunlar yarın ne kazanacağımız ve nerede öleceğimiz konusudur.

    Dolayısıyla Kuran’a yönelik bir eleştiri yapılırken, geleneksel yorumlara bağlı kalarak değil, Kuran metnine bakarak eleştiri yapılması doğru olacaktır. Böyle yapıldığında iddia edilen çelişkinin, bir çelişki olmadığı sadece yanlış bir yorumun ürünü olduğu anlaşılacaktır.

    http://kurandaceliskiyoktur.com/2010/02/24/kuranda-5-bilinmeyen-konusu-var-mi/

zafer için bir cevap yazın Cevabı iptal et