DİNİ EFSANE ve MASALLAR

1- Yaratılış Efsanesi:
Kutsal (!) kitaplardaki en büyük ve en önemli efsane. Tanrının kainatı, dünyayı ve insanları 6 günde yarattığı, 7. gün dinlendiğinin kıssası.

2- Adem ile Havva Masalı:
Adem’in topraktan, Havva’nın ise Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı.

3- Nuh’un Gemisi ve Tufan Efsanesi:
Büyük sel afetinden sadece gemiye binen insan ve hayvanların kurtulduğu.

4- Musa Efsanesi:
Musa’nın doğuşu, Firavunun zalim olduğu, Musa’nın insanüstü mucizeleri, sihirli asası.

5- Mısır’dan çıkış ve Ahid Sandığı Efsanesi:
İsrailoğullarının Mısır esaretinden çölü geçerken gökten yağan ekmekle beslendiği.

6- Bakire Meryem Masalı:
Meryem’in cinsel ilişki kurmadan İsa’ya hamile kaldığı.

7- İsa Mesih Efsanesi:
İsa’nın insanüstü mucizeleri, ölüleri dirilttiği, çarmıha gerildikten sonra dirildiği ve göğe çıktığı.

8- Muhammed Efsanesi:
İlk yaratılan olduğu, o olmasa yaratılışın olmayacağı, doğumundaki mucizeler,
peygamberliğinin Kitablarda müjdelendiği, göğsünün yarılarak temizlendiği, Miraç, göğe çıkıp
Tanrıyla görüştüğü, başının üstünde daima bir bulutun takip ettiği, Ay’ı ikiye yardığı.

9- Mesih, Mehdi ve Deccal Masalı:
Kıyamet öncesi insanlığa zulmedecek Deccal’ın ve kurtaracak Mesih ve Mehdi’nin çıkacağı.

10-Kabir azabı ve Sırat Köprüsü Masalı:
İnanmayanların kıyamete kadar kabirlerinde işkenceye uğratılacağı ve kıyametten sonra
dirilip, iğneden ince kılıçtan keskin Sırat köprüsünden geçileceği, geçemeyenlerin cehenneme
düşeceği, geçenlerin cennete kavuşacağı.

Bu listeyi uzatabiliriz:

11- Yusuf ile Züleyha masalı
12- Sodom ve Gomore masalı
13- Fil Vakası
14- Hızır ile İlyas efsanesi
15- Eyüb’ün Hikayesi
16- Süleyman ile Saba Melikesi Belkıs hikayesi
17- Yunus’un Balık masalı
18- Habil ile Kabil masalı
19- İsmail’in kurban hikayesi
20- Kız çocuklarının diri diri gömüldüğü masalı
gibi…

Peygamberlerin hayatları başlıbaşına bir masal olup bu masallar içinde efsaneleştirilenleri de çoktur. En büyük efsane ise Muhammed’dir.
İsa gibi tanrılaştırılmamıştır ama putlaştırıldığı kesindir.

İşte Muhammed efsanesi:

1- Doğum Öncesi:

a- Allah’ın “Muhammed’i yaratmasaydım kainatı da
yaratmazdım” dediği,
b- Muhammed’in yaratılanların ilk’i olduğu, onun nurundan
da tüm mevcudatın yaratıldığı,
c- Adem’in gökte “Lailaheillallah Muhammeden Resullullah”
yazısını gördüğü,
d- Peygamberliğinin Tevrat, İncil ve Zebur’da müjdelendiği,
e- Doğumuna yakın dönemde zulmün, adaletsizliğin arttığı,
kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, insanların bir
kurtarıcı beklentisi içinde olduğu,

2- Doğum dönemi mucize ve efsaneleri

a- Fil Vakası
b- Ateşe tapanların ateşlerinin sönmesi, Kisra sarayının
kulelerinin, putperestlerin putlarının
yıkılması, Save gölünün yere batması, Buda mabetlerinin
depremle yıkılması,
c- Astrologların burçların durumundan mucize bir doğumun
olduğunu çıkarması ve Mekke civarında arayışa geçtikleri,

3- Çocukluk dönemi:

a- Meleklerin göğsünü açıp kalbini temizlemesi,

b- Rahip Bahira’nın onu görünce son peygamber olacağını söylemesi,

4- Peygamberlik Öncesi:

a- Muhammedül emin diye çağırıldığı, çok güvenildiği,

b- Aralarında anlaşamayan putperestlerin Muhammed’i hakem tayin etmeleri,

c- Kabe’nin onarımı sırasında eteğini kaldırıp da avret yerleri görününce bayılması,

d- Hira dağında inzivaya çekildiği, orada garip sesler ve rüyalar gördüğü, Cebrail’in kendisine göründüğü,

5- Peygamberlik dönemi Efsaneleri:

a- Ümmi olduğu,
b- Başının üstünde daima bir bulutun dolaştığı,
c- Sırtında peygamberlik mührü olduğu,
d- Hicret sırasında saklandıkları mağara kapısının örümcek
ağı ile örüldüğü ve güvercinlerin yuva yaptığı,
e- Savaş sırasında susuz askerlerine parmağından çeşme
gibi su akıttığı,
f- Savaş sırasında aç olan askerlerini bir avuç hurma ile
doyurduğu,
g- Bir parmak işaretiyle ayı yarıp iki parçaya ayırdığı,
h- Burak adlı atla bir gece göğün katlarına aşıp (Miraç)
Allah’ın huzuruna çıktığı,
ı) Yüzünde peygamberlik nuru taşıdığı, onu her görenin
etkilendiği,
i) Avucundaki çakıl taşlarının dile gelip Allah’ı tesbih
ettiği, savaşta ise gülleye dönüştüğü,
j) 30-40 erkek gücünde olduğu, 10-11 eşini hergün
sıraya koyduğu,
k) Şeytanı yakaladığı, boğmak veya direğe bağlamaktan
vazgeçtiği,
l) Cinlerle, meleklerle konuştuğu,
i) 50 yaşında iken 6 yaşındaki Ayşe’yi 3 kez rüyasında
görüp aşık olduğu,

5- Kehanet Efsanesi

a- Ümmetinin 73 fırkaya bölüneceği,
b- İstanbul’un fethedileceği,
c- Mekke’nin işgal edilip Kabe’nin yıkılacağı, İslamiyetin
yokolacağı,
d) Kızı Fatma’nın kendisinden kısa süre sonra öleceği,
e) Kendisinden sonra 30 yıllık hilafet olacağı, bunun
daha sonra saltanata dönüşeceği,

Efsane ve masallar hoş olabilir. Ya da Tanrı inancı nedeniyle insanlar bu safsatalara inanmak durumunda kalabilir. Ama bunlar nedeniyle bilime, fenne, demokrasiye, insan haklarına, çağdaş ve modern yönetimlere sırt dönmenin ve ülkeyi karanlığa, yaşamları ise zehire dönüştürmenin affı olmaz.
Böylelerini ne insanlık affeder ne de varsa inandıkları Tanrı…

Serdar Kaangil

About pante

Araştırmacı sosyal medya editörü...
Bu yazı Din içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

14 Responses to DİNİ EFSANE ve MASALLAR

  1. dr.Osman Erten dedi ki:

    KALBEN TEŞEKKÜRLER.

  2. onur dedi ki:

    south parkta bir bölümde cartman geleceğe gidiyordu geleceğe geldiğinde bir adam cartman a şöyle diyordu : “artık tüm dünya ateist”

    bu sözü ilk duyduğumda müslümandım ve inanmamıştım, hadi canım dedim ama gerçekten de öyle olacak

    gerçekten insanlığı karanlığa gömen, salak gibi inanmayı iyi birşeymiş gibi gösteren, bu yüzden de kendini şeyh,derviş ilan eden sahtekarlara destek veren dinin artık sonu geldi.bu din önümüzdeki 20 yıl büyük çöküşü hissedecek

    internet varsa din yok olmaya böyle tabi olur.yakında tüm insanlık gerçekleri öğrenecek. tabi 40 ila 50 yaş arasında belki internetle tanışmış insan fazla yok ama yeni nesil dinin karanlığına umarım gömülmeyecek paylaşımlar konusunda. o yüzden ilerleyen yıllar yukarıdaki masalların hiç biri bilmiyeceğiz, duydugumuzda gülüp geçeceğiz.ama tedbiri elden bırakmayalım. çocuklarımızı uyaralım niçin inanmağını bilmesi gerekiyor.

  3. karmakan dedi ki:

    bu masallarla çocuğumuzu asla büyütmeyeceğiz ve din kisvesinden kurtaracağız.

  4. zayN dedi ki:

    bazı ları yalnış bazıları doqru

  5. sevginin ışığı dedi ki:

    Adem ve Havva hikayesi ile ilgili duyup duyulabildiğim en güzel yorumu sizlerle paylaşmak istiyorum:
    **Öğrenci, ustasına soruyor:
    ” ”Adem ile Havva hikayesi bana çok anlaşılmaz geliyor!” Söz konusu hikaye ile ilk uğraştığım zamanlarda, bir gün, ateşli bir şekilde bu gözlemi yapmıştım. ” Niçin Tanrı sadece suçlu çiftle kalmayıp, doğmamış masum nesilleri de cezalandırdı?”
    Ustamı, cehaletimden çok ateşli konuşmam eğlendirmişti. ” Tekvin, son derece semboliktir ve kısır yorumlarla anlaşılamaz,” diye açıkladı. ” Bahsedilen ‘hayat ağacı’, insan bedenidir: Omurilik, köklerinde insanın saçları, dallarında ise içeriye ve dışarıya nakleden sinirler bulunan, baş aşağı çevrilmiş bir ağaç gibidir. Sinir sistemi ağacı, görme, işitme, koku alma, tat alma ve dokunma duyuları şeklinde bir çok zevk veren meyve taşır. İnsan, haklı olarak, bunların müptelası olabilir; fakat başta, bedenin ortasındaki (bahçenin ortasındaki) ‘elma’ olan cinsellik deneyimi, ona yasak edilmişti.
    ” ‘Yılan’, cinsellik sinirlerini uyaran ve omurgada bulunan, sarmal şeklindeki enerjiyi simgeler. ‘Adem’ akıldır, ‘Havva’ ise duygudur. Herhangi bir insanda, duygusallık ya da Havva bilinçliliği, cinselliğin tahrikine yenilirse, o kişinin aklı yani Adem de dayanamayıp, yenik düşer
    ‘Tanrı, insan türünü erkek ve kadın bedenlerini, kendi iradesinin gücüyle maddeleştirerek yarattı; yaratmış olduğu yeni türe de, benzer şekilde ‘kusursuz’ veya yüce bir yolla çocuklar yaratmanın gücünü ihsan etti. O ana kadar bireyselleşmesi, sadece içgüdüye bağlı ve akıl yürütme olanağından yoksun olan hayvanlarla sınırlı bulunduğundan, Tanrı, simgesel olarak Adem ve Havva diye adlandırılan ilk insan bedenlerini yarattı. Bunlara, yukarıya doğru evrim avantajına sahip olmaları için, iki hayvanın ruhlarını veya tanrısal özlerini aktardı. Adem’de veya erkekte, mantık üstün geldi; Havva’da ya da kadında ise duygu hakimdi.Böylece, olaylar dünyasının altında yatan ikilik veya kutupsallık ifade kazanmıştı. Mantık ve duygu, zihin hayvansal eğilimlerin yılansı enerjisi tarafından kandırılmadığı sürece, işbirliğinden doğan bir mutluluk içindedir.
    ‘Dolayısıyla, insan bedeni sadece hayvanların evrimlerinin sonucu olarak değil, Tanrı tarafından özel bir yaratma işlemi neticesinde ortaya çıkmıştır. Hayvan şekilleri, tam bir tanrısallığı ifade etmek için çok kabaydılar; her şeyi bilmesi mümkün olan beyindeki ‘bin taç yapraklı lotus’ ve omurgada hassas bir şekilde uyandırılmış gizli merkezler yalnızca insana verilmiştir.
    ‘Tanrı veya Tanrısal bilinçlilik, ilk yaratılan çiftte mevcuttu ve onlara, insana ait tüm duyarlılıkların zevkini çıkarmaları önerilmişti, bir tanesi dışında:Cinsellik duyuları. Bunlar, insanlığın kendisini, çoğalmanın daha düşük seviyedeki hayvansal yönteminin ağına düşürmemesi için yasaklanmıştı. Bilinçaltında mevcut olan hayvansal hatıraların canlandırılmaması için yapılmış olan uyarı, dikkate alınmadı. Adem ve Havva, kaba döllenmenin yolunu yeniden başlatarak, başlangıçtaki mükemmel insan için doğal olan tanrısal mutluluk durumundan aşağı düştüler. ‘Çıplak olduklarını bildiklerinde’, Tanrı’nın kendilerini uyardığı gibi, ölümsüzlük bilinçlilikleri kayboldu; kendilerini, bedensel doğumu bedensel ölümü izlemesi gerektiği şeklindeki fiziksel yasaya tabi kılmışlardı.
    ” ‘YIlan tarafından Havva’ya vaat edilen ‘iyi ve kötü’ bilgisi, ölümlülerin, mayanın altında tabi olmaya mecbur kaldıkları ikicil ve çelişkili deneyimleri ima eder. İnsan, duygularını ve mantığını yani Havva ve Adem bilinçlerini yanlış kullanması yüzünden yanılgıya düşüp, tanrısal kendine-yeterlilik’in yüce bahçesine girme hakkından vazgeçer. ‘Ebeveynini’ veya ikili doğasını, birleştirilmiş bir uyuma veya Aden’e yani Cennet bahçesine geri döndürmek, her insanın kendisine karşı olan sorumluluğudur.”

  6. rammsteinn dedi ki:

    artık bu masalları insanlar yemiyor. artık herkes iki tıkla istediği bilgiye ulaşıyor. bilgiyle birlikte dinlerden kopuyor. belki 3-5 kuşak sonra şimdiki dindar oranı tersine dönecek.
    belki o zaman dindarlar ateistlere “allahsız kitapsız” diye sövemeyecek.
    bellimi olur belki ateistlerde dindarlara “allahlı kitaplı” diye söverler:)

  7. nizami dedi ki:

    ya neyini cezalandirmis tanri bizleri niye cezalandirsinki … oluyorsunuz diyemi cezalandirildiqinizi saniyorsunuz …. olum olmasa yasam nasil olurdu bir dusunsenize…. peki ademle hevayya gore bizleri cezalandirmish ??? ozaman hayvanlar niye cezalanmish???? akilsiz olsalar bile onlarda acilari hiss ediyor bir bashka hayvan diyerini yirtip parcaliyor peki onun gunahi neydi ve ya yavrusunu parcaliyor.o zaman oda uzuluyor hayvan olsa bile yavrusu gozu onunde parcalaniyor…ama iste onlar bir birini parcalamazsa yasam olmazdi …. dunyada kotuluk olmasida normal bir shey yani her shey oyle diyilmi ,…. isik karanlik …. siicak soguk….. iyi kotu … bakteriler bile bizler icin kotu sayilsada onlarsizda yasam olmazdi….hershey oylee mesela karanlik sizin icin korkunc ola bilir hosunuza gitmeye bilir ama karanlikda iyi gore bilen isikda iyi goremeyen hayvanlar icinde karanlik iyi bir shey… onlara fayda saqliyor….bizim gozlerimiz karanlikda iyi gormediyi icin bize fayda saqlamaya bilir …. kotulukde oyle bir shey….mesela kotuluk olmasaydi hic kimse iiyiliyin deyerini bilemezdi…. birde kotuluk olmasa insanlar hic bir zaman kizmamalari gerekir yani bunun icinde sinir huceyrelerinin olmamasi gerekir oda mumkun deyir o zaman hic insan aciyida hiss etmez yani oyle yashayamazsin … mesela kolunu bir yere carparsan aciyi hiss edersin ve buda sinirlenmeni saqlar….

  8. yasir dedi ki:

    Amerikalı Profesörden iyi bir konuşma…

  9. Abdullahabdal dedi ki:

    Bu aşağıdaki ayetler Kuranda vardır.
    Böyle bir çocuk tekerlemesinin Kutsal kitapta olmayacağını bilirsiniz..
    yani bu ayetler Bildiğiniz Müslümanların kitabı kurandan değildir.
    İsim benzerliği var.. bir çocuk kitabı KURAN dan alınma ayetlerdir.

    RAHMAN SÛRESİ
    32. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    34. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    36. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    38. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    40. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    42. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    45. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    47. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    49. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    51. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    53. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    55. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    57. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    59. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    61. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    63. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    65. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    67. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    69. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    71. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    73. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    75. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    77. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

    • bir kul dedi ki:

      Serdar Kaangil

      1- Yaratılış Efsanesi:
      Kutsal (!) kitaplardaki en büyük ve en önemli efsane. Tanrının kainatı, dünyayı ve insanları 6 günde yarattığı, 7. gün dinlendiğinin kıssası.SENDEN ALINTI

      Kainatın altı günde yaratılması konusuyla ilgili ayetleri ve bunların farklı bir yorumunu da şöyle yapabiliriz:
      De ki: Siz dünyayı iki günde yaratan Allah’ın tek İlah olduğunu inkâr edip O’na birtakım eşler, ortaklar mı uyduruyorsunuz? Halbuki bütün bunları yapan, Rabbulâlemindir. (Fussilet 9)

      O, yerin üstünde yüce dağlar yarattı, orayı bereketli kıldı ve orada arayıp soranlar için gıdalarını, bitkilerini ve ağaçlarını tam dört günde takdir etti, düzenledi. (Fussilet 10)

      Derken, iki gün içinde, gökleri yedi kat olarak şekillendirdi ve her bir göğe kendisine ait işi vahyetti. Biz dünya semasını kandillerle, yıldızlarla süsledik, bozulup yıkılmaktan koruduk. İşte bu, azîz ve alîm (üstün kudret sahibi, her şeyi en mükemmel tarzda bilen) Allah’ın takdiridir. (Fussilet 12)

      Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah’tır… (Araf Suresi, 54)

      cevap bu adreste
      http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/1631/yerler-ve-goklerin-alti-gunde-yaratilisinin-hikmeti-nedir-bu-alti-gunun-mahiyeti-nasildir-bizim-gunlerimizle-bir-farki-var-midir.html

      • bir kul dedi ki:

        KAF 50/38–> Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde/evrede/dönemde yarattık, bize hiçbir yorgunluk dokunmadı

        6 günlük zaman dilimi, zamanın göreceliği dikkate alınarak hesaplandığında, 6 milyon kere milyon (trilyon) güne denk gelmektedir. Çünkü evrensel saat, Dünya’daki saatin akış hızından milyon kere milyon daha hızlı akmaktadır. 6 trilyon günün karşılık geldiği yıl sayısı, yaklaşık olarak 16,427 milyardır. Bu rakam günümüzde evrenin tahmin edilen yaş aralığındadır.

        6.000.000.000.000 gün / 365,25 = 16.427.104.723 yıl

        * Zamanın başladığı andan itibaren bakıldığında, yaratılışın 1. günü (1. devre) 24 saat sürmüştür. Ancak bu süre, bizim zamanı Dünya’da algıladığımız şekliyle 8 milyar yıla eşittir.

        * Yaratılışın 2. günü (2. devre) 24 saat sürmüştür. Ancak bu, bizim algılarımızla bir önceki günün yarısı kadar sürmüştür. Yani 4 milyar yıl.

        * 3. gün (3. devre) ise yine bir önceki gün olan 2. günün yarısı kadar sürmüştür. Yani 2 milyar yıl.

        * 4. gün (4. devre) 1 milyar yıl,

        * 5. gün (5. devre) 500 milyon yıl,

        * ve 6. gün (6. devre) 250 milyon yıl sürmüştür.

        * Sonuç: Yaratılışın 6 günü, yani 6 devresi, Dünya zamanı türünden toplandığı zaman, 15 milyar 750 milyon yıl bulunur. Bu rakam günümüzdeki tahminlerle büyük bir paralellik içindedir.

        Bu sonuç 21. yüzyıl biliminin ortaya koyduğu gerçeklerdir. Bilim, 1400 yıl önce Kuran’da haber verilmiş bir gerçeği bir kere daha tasdik etmektedir. Kuran ve bilim arasındaki bu uyum, Kuran’ın, herşeyi bilen ve yaratan Allah’ın vahyi olduğunun mucizevi kanıtlarından biridir.

  10. bir kul dedi ki:

    Serdar Kaangil

    2- Adem ile Havva Masalı:
    Adem’in topraktan, Havva’nın ise Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı.SENDEN ALINTI

    71:17 “Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirdi.” (Nuh Suresi, 17)

    7:189 – Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah’tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah’a şöyle dua ettiler: “Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız.”

    32/ (7-9) Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah’tır. Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz.

    15:26 – Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.

    15:28 – Ey Peygamber! Rabbinin meleklere şöyle dediğini hatırla: “Ben, kuru balçıktan, şekil verilmiş kokuşmuş çamurdan bir insan yaratacağım.”
    HİCR 15/29“Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!”

    7:11 – Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: “Âdem’e secde edin” dedik; hepsi secde ettiler, yalnız İblis, secde edenlerden olmadı.
    NOT VEL HASIL Serdar Kaangil İN SAFSATA DOLU YAZISI NEFSİNİ KONUŞTURMUŞ

    BAKARA 2/118 Bilmeyenler dediler ki: “Allah bizimle niçin konuşmuyor, yahut bize niçin bir âyet gelmiyor?” Onlardan öncekiler de tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi.
    GERÇEKLERİ İYİCE BİLMEK İSTEYENLERE AYETLERİ APACIK GÖSTERDİK

    • temmuz dedi ki:

      Bir kul;
      Kuranda,apaçık olan kitap diye çok ifade geçer. Ama ilahiyat profesörleri bile hemen hemen hiç bir konuda hemfikir olamazken,sıradan bir insan kuranı nası okuyupta anlayacak.Bir de kime desen ki,kardeşim bak falan profesör bu şekilde söylüyor,senin söylediğinle ters. Hemen O’nu yalancı çıkarıp tek doğrucu kendisi oluyor.Biraz kuran okuyan ve her konuda hem fikir olana rastlamadım.Sadece hiç bir şey bilmeyen ve ne dersen kabul eden cahil kesim uzlaşabiliyor.Çünkü onlara ne dersen kabul ediyorlar.
      Yeter ki kuran-hadis böyle diyor de.

sevginin ışığı için bir cevap yazın Cevabı iptal et