İSLAM’DA BOŞANMA: TALAK

imamnikahı
Talak, İslam’da erkeğin karısını boşaması, evliliği sona erdirmesi demektir.

Talak-1. Ey peygamber, kadınları boşayacağınız zaman, onları iddetlerine doğru boşayın ve iddeti de sayın; Rabbiniz Allah tan korkun; açık bir terbiyesizlik yapmaları durumu dışında onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar! Bunlar Allah’ın belirlediği sınırlardır. Her kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, kendisine zulmetmiş olur. Bilmezsin, belki Allah, onun arkasından bir iş çıkarır.

2. Sonra sürelerini doldurmaya yaklaştıklarında, onları güzellikle tutun veya güzellikle ayrılın ve içinizden adalet sahibi iki erkeği şahit tutun! Şahitliği de Allah için doğru yapın! Bu size söylenenleri duydunuz, bununla Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimselere öğüt verilir. Her kim de Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu sağlar.

Ayetlerden de anlaşılacağı üzere İslam’da erkek karısını boşayabilir. Ancak Kur’an’da kadının erkeği boşama hakkından bahsedilmez. İslam’daki uygulamada boşanmak isteyen kadın, kocasından kendisini boşamasını talep edebilir. Kadının boşanma isteği kınanan bir davranıştır ve kocası kabul ederse gerçekleşebilir. Erkek ise istediği anda karısını boşayabilir. Kayıtlarda olmamasına karşın, son dönemde din adamları kadının boşanma hakkına sahip olabilmesi için, nikah sırasında bu hakkı şart koşmasının gerektiğini söylemektedirler ki, bu bile kadını aşağılamak ve zorluk çıkarmaktır. Şeriat toplumlarında her kadının bunu bilmesi imkansız olduğu gibi, nikah ortamında bunu dile getirebilmesinin kolay olmadığı açıktır.

Üç Talak:

Şeriat, hadis ve sünnet üzerine kuruludur. Kur’an’ın yetersiz kaldığı, her şeyi açıklamadığı düşüncesiyle hadislere başvurulur.
Hadislere göre bir erkek aynı kadını iki kez boşayabilir. Üçüncü boşanmadan sonra tekrar evlenebilmesi için, kadının bir başkasıyla evlenmesi gerekir. Ancak bu evlilik bir günlüğüne formalite de olsa cinsel ilişki gerektirir. Buna Hülle denir.

Hadis No: 5675
Tanım: Rifaa İbnu Simval, Resulullah (sav) zamanında, hanımını üç talakla boşadı. Ondan sonra kadın Abdurrahman İbnu’z-Zübeyr’le evlendi. Abdurrahman, kadına temaşa muktedir olmadığı için, ondan yüz çevirdi ve ayrıldılar. Kadını boşamış olan eski kocası Rifaa kadınla yeniden nikahlanmak istedi. Arzusunu Resulullah’a açtı. Aleyhissalatu vesselam Rifaa’ya onunla evlenmesini yasakladı. “Kadın balcığı tadıncaya kadar, sana helal olmaz!” buyurdu.

İşte bu noktada saçmalıklar başlar. İki şahitle evlenilmesi ve boşanılması gerekirken;
Erkeğin “Boş ol! Boş ol! Boş ol!” diye kızgınlık veya şaka ile üç kez tekrarlayarak kadına seslenmesi hülle gerektirir. Halbuki mantıken yüz kere de böyle hitap etse, arada tekrar evlenme olmadıktan sonra birden fazla boşanılmış sayılmamalıdır. Ancak şeriat mantık tanımıyor, rüyasında yaptığı üç talakı dahi ciddiye alabiliyor. Başka bir erkekle yatmasını şart koşuyor. İşte size şeriatin namus anlayışı!!

 

Ya! İşte böyle muhterem hanımlar ;
İslam’da öyle Feminizm falan sökmez.  🙂 Erkeğin üstünlüğü esastır. Bu her şeyle sabittir.
Kadından peygamber olmayışıyla, kadından devlet yöneticisi olamamasıyla, kadının şahitliğinin yarım kabulüyle, kadının miras hakkının erkeğin hissesinin yarısı kadar oluşuyla, kocasına 4 kadın hakkı verilişi ile, kadına cennet hakkının kocasına hizmetle orantılı olduğuyla, boşanma hakkının erkeğe ait olduğuyla…
Onun için boşuna çırpınmayın kadın-erkek eşitliği diye… :) İslam öncesi dönemde, boşanma karşılıklıydı.. Erkek karısını boşayabildiği gibi, kadın da kocasını boşayabilmekteydi. İslamla birlikte erkekler olarak egemenliği ele geçirdik. 🙂
Bunun en güzel örneği, İslami kuralların henüz oturmadığı dönemlerde, Hz.Muhammed’in karısı Leyla binti Hüteym’in, ‘Aramızadaki akdi boz’ diyerek Muhammed’den boşanmasıdır. Aynı şekilde Gaziyye binti Cabir, ‘ Seninle evlenmem hususunda benim fikrim sorulmadı, seninle evlenmekten Tanrı’ya sığınırım’ diyerek Hz.Muhammed’i boşamıştır. Daha sonra İslam’ın gelişmesi ve kurallarının oluşmasıyla, boşama hakkı erkeğe verilmiştir. Kadının erkeği boşama hakkı tamamen kaldırılmıştır. Aşağıdaki hadiste Hz.Muhammed, ‘boşama yetkisi kocaya verilmiştir’ diyerek bunu açıkça belirtir.
6605 – İbnu Abbas radıyallahu anhuma anlatıyor: “Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın yanına gelerek: “Ey Allah’ın Resulü! Efendim beni köle kadını ile evlendirmişti. Şimdi de hanımla aramı ayırmak (boşandırmak) istiyor” dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam minbere çıkarak şu hitabede bulundu: “Ey insanlar! Sizden birine ne oluyor ki, kölesini cariyesi ile evlendirip, sonra da aralarını ayırmak ister. Boşama yetkisi, şüphesiz kadının bacağını tutan kocaya aittir, (kölenin efendisine ait değildir).”

 

Yukarıdaki hadisten görebiliyoruz ki İslam kadınlara çok geniş (!) haklar getirdiği gibi,
kölelerin de hakları korunmuştur. Karısını boşamasını isteyen efendisinin isteği kabul edilmemiş, bu hakkın köleye ait olduğu bildirilmiştir.
Yalnız bu kölelerin talak hakkı üç değil ikidir. Yani bir köle erkek karısını iki talak ile boşadığında hülle şart olur. Kadın bir başkasıyla yatmadan kocasına tekrar dönemez.

 

Hadis No: 4062
Tanım: Nüfey’ Resulullah (sav)’ın zevce-i pakleri Ümmü Seleme’nin mükatebi idi veya, nikahında hür bir kadın olan bir köle idi. Nüfey’ bu kadını iki talakla boşadı. Sonra kadim geri almak istedi. Durumu Hz. Osman ve Zeyd İbnu Sabit (ra)’e sordu. Bunlar: “O artık sana haram oldu, o artık sana haram oldu!” dediler.Peki iki talaktan sonra hürriyetlerine kavuşan köleler tekrar evlenebilir mi?
Bakalım:
Hadis No: 4060
Tanım: İbnu Abbas (ra)’a dedim ki: “Bir köle, nikahı altında bulunan köle bir kadını iki talakla boşasa, sonra bunlar azad edilseler, onurda yeniden evlenmek istemesi caiz olur mu?” İbnu Abbas (ra) şöyle cevapladı: “Evet! Ona bir talak daha kalmıştır, Resulullah (sav) böyle hükmetti.”Şeriat bu hakkı eski kölelere sağlıyor. İşte Şeriatin adaleti!!

İslam’a göre, boşanma durumunda çocuk babaya aittir ve kadının çocuk üzerinde hiç bir hakkı yoktur. Öyle ki, çocuğunu emziren anne, adeta kiralanmış durumdadır. Talak 6. ayetteki, “sizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin” ifadesine dikkat edilmelidir. Ayrıca ücrette anlaşılamaması durumunda çocuğun bir başkası tarafından emzirileceği de bildirilerek anayla pazarlık konusu açık tutulmaktadır.

Talak-6. O kadınların, gücünüze göre oturduğunuz meskenin bir bölümünde oturmalarını sağlayın ve onlara baskı yapmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın! Eğer yüklü iseler, doğumlarını yapıncaya kadar nafakalarını verin! Sizin için çocuğu emzirirlerse ücretlerini verin ve aranızda güzelce anlaşın. Eğer zorlaşıyorsanız, bu durumda çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir.

Çocuğu kadına bırakmıyor ama kadına nafaka verilmesini öngörüyor. Nafaka miktarının tayini ise erkeğin insafına kalmış!

Talak-7. İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah’ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

 

Çocuğu üzerinde hakkı olmayan kadının, boşandığı sıra hamile olup olmadığı ortaya çıksın, hamileliğini gizleyemesin diye de önlem alınmıştır.

 

Bakara-228. Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah’ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir,hakîmdir.Hülle şartı Kur’an’da var. Ama zorunlu kalınan boşanma sonrası olarak anlaşılıyor.

Bakara 230. Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onu alması kendisine helâl olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, (her iki taraf da) Allah’ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerinde beis yoktur. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Allah bunları bilmek, öğrenmek isteyenler için açıklar.

Yani, kazara ağızdan çıkan üç talak hadislerden dine sokulmuş, tabi yukarıdaki ayete dayanılarak.

Karı ve koca aslında ayrılmak istemediklerinden, yeniden bunların birleşmesinin helal olabilmesi için, bir çeşit hile şer’iyeye başvuruluyor ve güvenilen bir üçüncü kişi ile anlaşılarak, kadın ile kısa bir süre için evlendiriliyor ve bu kişi evlendiği kadını sonradan boşuyordu. Böylece kadın eski kocasına tekrar helal oluyordu.

Görüldüğü gibi, kadının hiç bir söz hakkı da yoktur. Bu şartın, kocanın karısını üçüncü defa boşamadan önce çok iyi düşünmesi gerektiği esas alınarak konduğu söylenir. Her şeye rağmen, yapılan bir yanlışlık için böylesine bir uygulama ne derece doğrudur? Koca karısını boşarken bir yanlışlık yapıyorsa, cezasını kadın çekmektedir. Kadın bu durumda, istemese de bir erkekle evlenmek ve onunla cinsi münasebette bulunmak zorundadır. Böyle bir saçmalık Allah kelamı olabilir mi?
Böyle bir uygulamaya kalkışacak olanların ahlakını beğenmedikleri batı ülkelerinde gidecekleri yer tımarhanedir. Ancak, birçok İslam ülkesinde bu kural, Şeriat hukuku, yani Allah’ın koyduğu bir kural olarak uygulanmaktadır.
Kuran’a göre Müslümanların bunun dışında hareket etmeye yetki ve hakları yoktur. Aşağıdaki ayet de bunun açık göstergesidir.

Ahzab-36. Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

Serdar Kaangil

About pante

Araştırmacı sosyal medya editörü...
Bu yazı Din içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

18 Responses to İSLAM’DA BOŞANMA: TALAK

  1. zana dedi ki:

    o gunun sartlarina gore uyarlanmis seriat bu gunun sartlarini artik karsilamiyor

  2. karmakan dedi ki:

    dininin ne olduğunu bile bilmeyen bi müslüman daha.

  3. hakan dedi ki:

    yanlış yoldasın allaha şirk koşuyosun farkında degilsin

  4. eser dedi ki:

    Arkadaşlar burada yazan ların hemen hepsi aldatıcı aklı ve mantığı olan inanmaz. Mesela islamda 3 talakla boşama yada kadının yarım şahitliği diye bir şey yok. bilim biliyoruz diye bilgisiz ,yanlış yorum yapıp tefsir okumadan oluşturulmuş bir yazı.
    Örneğin şahitlik konusunda, İslamda, konuya hangi taraf yani kadın mı erkek mi muttali(hakim) ona bakılır. Buna bir örnek verecek olursak emzirme doğum gibi konularda erkeğin bu konuyu anlaması zorlaştığı için erkeğin şahitliği geçersizdir. Ayete dayanarak söylenen bu yanlışların doğrusu şudur: Ayette erkeklerin daha muttali olduğu bir konuda 2 erkeğin şahit tutulması eğer bulunamıyorsa bir erkeğin ve biri unutursa diğerine hatırlatsın diye iki bayanın şahit tutulması gerekir. Aslında şahitlik yapan 1 kadındır ama o unutursa diğeri hatırlatsın diye 2. kadından bahseder. Sonuç olarak bu konuda bırakın erkeğe fazla hak verilmesini kadının daha fazla hakkı vardır. Bu cevabı daha da açabilirim çünkü aklınıa sorular gelebilir ayrıca diğre soruların daaçık ve tatmin edici cevabı var ama burada hepsini yazmam mümkün değil. Bence bu siteye bakıp bu konuların böyle olduğunu zanneden arkadaşlar daha iyi bir kaynaktan araştırsınlar. Çünkü emin olun 1400 yıl önce nasılsa aynı kurallar bugün de gayet kullanılabilir.
    Tavsiye: Amacınızı bilmiyorum ama ya araştırın doğrusunu öğrenin 3 günlük dünya için sonsuz hayatınızı mahvetmeyin ya da susun neme lazımcı olun nene lazımcılıktan daha iyidir.

    • sevginin ışığı dedi ki:

      Eser arkadaşım, yorumunun üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş. Ama belki mail adresine gider diye yine de yazacağım…
      İslami sitelerden Bakara 282 ile ilgili cevaplara baktım. Ama tatmin edici bir açıklama bulamadım. Lafı döndürüp dolaştırıp başka ayetlerle açıklamaya çalışmışlar… Ama senin açıklaman ilgimi çekti. Bana bu şahitlik konusunu ve kadına aslında daha fazla hak verilmesi yorumunu ayrıntılı olarak açıklarsan sevinirim. (Tabii, Kuran’ın kendisine dayanarak, hadis fıkıh vs kitaplarından değil)
      Saygılarımla

    • Drogba CC dedi ki:

      Erkek unutmuyor ama kadın salak tabi unutur? nerden tutarsann elinde patlar bu durum 😉

  5. reyhan dedi ki:

    Ben bugune kadar erkeklerin her yonuyle kadinlardan daha ustun olduguna dair bir ayet okumadim kur’an,i kerimde.

    • sevginin ışığı dedi ki:

      Sevgili müslüman arkadaşlar. Ben yaratıcının/yaratının tekliğine iman etmiş biriyim. Ateist değilim, kimsenin inancına da saldırmam… Ön yargılı değilim, tarafsız olarak anlamaya çalışıyorum. Lütfen biriniz bana şu ayettekileri açıklasın:

      Erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları birçok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve Allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. Kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. Fakat itaat ettikleri takdirde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki Allah çok yüce ve büyüktür. (Abdulbaki Gölpınarlı Nisa 34)

      ”Erkekler, kadınlardan üstündür” … ”iyi kadınlar da itaatli olurlar” … ”serkeşliğinden korkunca” … ”dövün onları”
      Ayette bu şekilde ifadeler geçiyor. Lütfen bana değişik meallerden örnekler getirmeyin, çünkü hepsini okudum. Ayrıca Arapça orijinalinden de kelime kelime birebir bakma imkanım da oldu.
      Evrensel plan/ evrensel işleyiş ölçüsünde bazı ruhlar Allah’ın huzuruna erişebiliyorlar ve diğer insanlara yardımcı olmak için öğretiyi yayıyorlar. Benim inandığım bu. Bu da peygamberin/haber getirenin yaşadığı coğrafyaya, içinde bulunduğu insanların bilinç seviyelerine, dillerine göre vs. şekil alıyor. Ama öğreti bütün dinlerde öz olarak aynı: Kendi egonun/nefsinin bitmek bilmez isteklerini bırakıp ‘o’na ulaşmak…
      Eğer yukarıdaki ayet, ve örnek verebileceğim başka ayetler eğer sadece yaşandığı dönemdeki Arapları kapsamıyor ise yukarıdaki ayet nasıl olur da evrensel oluyor?. Lütfen anlayınız, bir yargıya varmıyorum. Soru soruyorum… Çünkü ne beden olarak ne beyin olarak erkek kadından üstün filan değildir. Kadınlar da gerektiğinde evi çekip çevirebilirler maddi olarak ve eğer kocaları iman eksikliği içindeyse de onu bırakabilirler… Bütün evren ying-yang içinde yaratılmış değil mi? Yani nereye dönersen bir dişi güç ve erkek güç var. İkisi de farklı özelliktedir, ama biri öbürünün üzerinde hak kılabilir mi? Kaldı ki ruhun cinsiyeti bile yoktur! Ruh üzerinde, aura üzerine kimi dinlediysem, ne okuduysam aynı şeyi söylüyor: Ruhun cinsiyeti olmaz. Ebedi olan, fiziki özellikler ile kıyaslanmayacak olan ruhun böyle özellikleri olmaz. ..
      Sonuç olarak eğer yukarıdaki ayet evrensel ise kusura bakmayın bu benim yaratıcım değildir. O zamanın şartlarına uygundur derseniz buna hayır diyemem. Ama her zamana hükmeden ayetler diye önüme bu kitabı koyduğunuzda, içerisinde evrenin yapısına aykırı düşen hususlar görmemek isterim…
      Beni aydınlatırsanız sevinirim… (Lütfen, eğer erkek gerekirse kadını döver gibi bir görüşe sahipseniz cevap yazmayınız. Ben annem, kızım, karım kimsenin fiziksel darbeler ile iman edilmeye çalışılmasını onaylamıyorum…)
      Teşekkürler

      • bilal dedi ki:

        Sayın sevginin ışığı ! ” KUR’AN DAKİ MANTIKSAL HATALAR ” bölümüne girip ararsanız,
        NİSA-34.ayetin doğru açıklamasını bulabileceğinizi umuyorum.!
        BAŞLIK 1- ” KADININ DÖVÜLMESİ ” KONUSU HEP YALNIŞ ANLATILIYOR”….
        BAŞLIK 2- ” ERKEKLER KADINLARA HAKİM MİDİRLER ? ”Lütfen,buralara giriniz.!!!
        Saygıyla.

      • bilal dedi ki:

        Sayın Sevginin ışığı ! ”BAKARA-282.AYETİN İKİ KADININ ŞAHİTLİĞİYLE” ilgili açıklama-
        yı yine aynı bölümde bulabilirsiniz. ”’BAŞLIK: İKİ KADININ ŞAHİTLİĞİ GEREKLİ Mİ ? ”
        Lütfen buraya da giriniz.! Saygıyla.

    • MaMaLi dedi ki:

      reyhan!resimli roman okumakdan vaz geçip kuran-ı kerim okursan 10 larca ayet bulursun)gözleri var okumaz,kulakları var duymaz,aklı olduğunu söyler akılsız))

  6. Pirate dedi ki:

    Bilal bey, yalan söylemeyin. Nisa 34’te kadına dayak vardır. Hem DİĞER DİLLERE ÇEVRİLEN MEALLERDE vardır, hem de Arapların tefsirlerinde vardır.

    Arap oğlu Arap alimler bile onaylıyor bunu. Siz ise yalan söylüyorsunuz. Allah’ın emrini beğenmiyorsunuz değiştirmeye çalışıyorsunuz işte.

    İslam’ın hala daha ayakta kalmasının sebebi, sizin gibi yalancılardır. Ayetlerin kelimeleriyle oynayıp yalan söyleyerek milleti kandırıyorsunuz işte.

    Müslümanlık = YALANCILIK

  7. yasir dedi ki:

    Yahu bir şeyide tam anlayıp saptırmasanız şaşıcam…
    Yahu talak 1’de boşanacağınız eşleri müdedlerini sayarak boşayınız diyor, ilğili ayetlerde boşanma iddedinin 3 ay yani 3 hayız görme dönemidir, bu dönem zarfı içinde bayan kocasının evinde ilişkiye girmeden beklemelidir, bu süre dolduğunda hamile olduğu anlaşılırsa bekleme süresi artar veya her iki durum süresi bittiğinde ya eşlerinizle ayrılmayıp birleşin yada mehirlerini-nafakalarını verin boşayın eziyet etmeyin deniliyor…

    TALAK-1–Ey Peygamber, kadınları boşayacağınız zaman temiz oldukları vakit boşayın ve müddetlerini sayın ve çekinin Rabbiniz Allah’tan; çıkarmayın onları evlerinden ve onlar da çıkmasınlar, ancak apaçık bir çirkin harekette bulunurlarsa o başka ve işte bunlardır Allah’ın sınırları ve kim Allah’ın sınırlarını aşarsa gerçekten de kendisine zulmeder; bilmezsin, belki de Allah, bundan sonra bir iş çıkarıverir.
    ===============================================================

    Yukarıdaki boşanmanın ilk aşamsınydı…Şimdi ise Boşandıktan sonrada, boşanan bayan başka birisi ile evlenmeden yine 3 hayız hali geçirmesi gerekiyor, bakara 228 bunu belirten ayettir…Bir bayanla boşanmak ilk etabı koca evinde 3 hayız geçirmek, ikinci etabı ise kadın kendi evinde 3 hayız hali geçirip ancak başka bir erkekle evlenebiliyor, taplamda altı ay, yarım yıl yapar…

    BAKARA – 228–Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah’ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir.

    Şimdi islamda kadını boşamak o kadarda zor bir şey değildir…3 kere boşal demekle kadın boşayamasın, bunu yaparsan ançak nefsini tatmin edip kendini kandırırsın…
    ==================================================================

    BAKARA – 236 Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. (Bu durumda) -eli geniş olan gücüne göre, eli dar olan da gücüne göre olmak üzere- onlara, aklın ve dinin gereklerine uygun olarak müt’a verin. Bu, iyilik yapanlar üzerinde bir borçtur.

    İddedi sayılmıyacak yani 3 ay başı beklemeden boşanacak kadınlar ise Bakara 236’da verilmiştir, nikahlanıp gerdeğe-zifafa-ilşkiye girmediğiniz kadınları mehirlerini kesmemiş olsanız dahı bütceniz dahilinde faydalandırıp salabilirsiniz boşayabilirsiniz deniliyor…
    Şimdi gelelim olayın hinliklerine…
    Kuran bir bayanla boşanmak 2 defadır 3’üncüde ya tutun yada boşanırsanız o kadın başkasınla evlenmeden size bir daha helal olmaz buyuruyor…Burdaki amaç evlenme mühessesesini çoçuk oyuncağı yapmamak boşanmalara zorluk getirmek, çoçuk oyuncağı gibi durmadan aynı kadınla evlenip boşanmayı önlemektir…

    Bir erkek karısını 3 ay başını(kanaması) bitip başayıp sonra tekrar evlenebilir, bu süreç tekrar tekrarlanıp aynı adam aynı kadınla tekrar evlenebilir,,, üçüncü defada aynı süreç işleyip kadını boşarsa yani 3 aylık bekleme süresi doldurup boşarsa eder 9 aylık bir dönem işte bu bayan bu dönemden sonra kendi evindede 3 ay başı yani 3 hayız hali erkeksiz yaşadıktan sonra başka bir erkekle evlenip bu boşanmadan sonra kendisini 3 defa boşayan adama helal olur…
    Yani ilk 2 boşanmayı saymayalım…Üçüncü boşanmada kadın kocası evinde 3 ay başı, kendi evinde 3 ay başı toplam 6 ay bekleyip, başka bir erkekle evlenecek, sonra evlendiği bu adamdan ayrılma iddedi 3 ay bu adamla aynı evde kalacak, bu adamdan ayrıldıktan sonra 3 ay başı daha kendi evinde yalnız bekleyecek ve taplam 6 ay olaca ve sonuçta ilk eşi ile ALLAH katında helal bir evlilik yapabilmesi için toplam 12 ay bir senelik bir süreç geçecek, aralardaki zamanları katmıyoruz tabiî ki…
    Sonuçta sizlere çok basit gibi ve saçma bir cezaymış gibi gelen üçünçü boşamadan sonraki uyğulama böyle ağır bir süreç ve cezadır, tabiî ki anlayabilenlere…

    • yasir dedi ki:

      ”Şimdi islamda kadını boşamak o kadarda zor bir şey değildir”
      Yukarıda yanlışlıkla böyle bir cümle kurmuşum…Doğrusu alttadır

      ”Şimdi islamda kadını boşamak o kadarda kolay bi şey değildir”

  8. Drogba CC dedi ki:

    Haha bak Allah söyletmiş. Kadını boşamak çok kolay. Ama ben olsam boşamam. 2. ci getiririm. nasıl olsa 4 e kadar yolu var. Hem her meyvenin tadına bakmak peygamberimizin sünnetidir.
    Saygılar.

    • kadir dedi ki:

      islamda tek evlilik esastır.. “eğer adaletli davranabileceğinizden endişeliyseniz bir tane alın” ayeti tek eşliliğe vurgu yapıyor. çünkü birden fazla eş alınma durumunda eşlere karşı adaletli davranma neredeyse imkansız hale gelir. çünkü kıskançlık, çekememezlik, ve huzursuzluk o evde alır başını gider. mecbur kalınma durumunda 4 e kadar evlenebilirsiniz. diyor kuran.. yardıma muhtaç, kimsesiz, yetim, düşkün, savaş zamanı, gibi durumlarda evlenmek caizdir. onlara yardım etmek amacıyla… hz. peygamberde böyle yapmıştır.. evlendiği eşler ya köle idi , yada kimsesiz idi. ve çocuk doğuramayacak yaşlarda idi.. her meyvanın tadına bakmak (mecazi olarak) hz. peygambere uydurulmuş bir sünnettir. eğer öyle olsaydı. ona inanan insanlardan haşa dilediğiyle evlenirdi… saçmalamayın…

      sayın yasir bey detaylı açıklamalarınızdan dolayıda size teşekkür ederim..

  9. ALi dedi ki:

    selamı aleykum

    Yasir bey ve Kadir bey ALLAH sizden razı olsun. okurken o kadar dolmuştum fakat cevaplarınız yüreğime su serpti.

    Sayın arkadaşlar; öncelikle ALLAH indinden bize ulaşan ayetlerin sadece bir kısmını hatta bir ayetin yarısını alarak Tefsir edemezsiniz. Kur’an-ı Kerim bir bütündür. Ondaki hükümler birbirine bağlıdır. Ayrıca Hadis-i Şerif lerin kısımları vardır. İlk ölçüt mütevatir(yalan üzerine birleşmesi mümkün olmayan bir gurup tarafından ‘her halka bu şekil’ rivayet edilmesi) oluşudur ki, bir hayvanı dahi kandıran bir Sahabeden hadis rivayeti kabul edilmemiştir. Boşanmak ALLAH’ın sevmediği helalidir. Evliliğin sürdürülememesi durumunda har iki tarafta boşayabilme yetkisine sahiptir fakat;
    erkeğin bu hak direkt olarak eline verilmiş, kadına ise yol gösterilmiştir. Kadınlar içsel varlıklardır. Duygusal yön daha ağır olduğu için durum değerlendirmesini, nefis muhakemesini tam olarak yapamaz. Bu yüzden evvel ve baki olan ALLAH hududunu bu şekilde uygun bulmuş, Elçisi vasıtasıyla tebliğini gerçekleştirmiştir. Fakat Şeriat(Din)ta evlenilen kadın sandığınız gibi köle olmaz. Kadın evliliği sürdürememesi durumunda bu durumu kocasına bildirir Koca durumu çözebilirse ahlaki çerçevede görüşülüp karara bağlanır. Nikah akdinin gereklerini herhangi bir tarafın devam ettiremeyeceğini ikrar etmesi durumunda herhangi bir taraf, küfür hakaret yahut şiddete maruz kalıyorsa, sindirilmeye çalışılıyorsa herhengibir taraf Kadıya başvurabilir. İş artık cemaate döküldüğünde Kadı kişi tarafın şikayeti doğrultusunda Kur’an ve Hadis çerçevesinde tarafların akdini bozabilir. Şeriate bakıldığı vakit kadına erkeğin üstünlüğünden bahsetmektedir. Erkek dışsal bir varlıktır. her canlının erkeği ailesinden sorumlu olandır. Bir dişi aslan her ne kadar aile içerisinde neredeyse tüm görevleri üstlendiysede dış müdahaleler olduğunda erkek aslan diş göstermektedir. yahut eve hırsız girdiğinde (erkekler için sözüm) ‘ sopayı eşinize vermiyorsunuz umarım!:’ Erkek fıtraten dah güçlü ve kuvvetlidir. Nikah akdine bakıldığında kadının erkeğin; erkeğin kadının üzerinde hakları vardır. kadın çalışmasa ve eşine bana bakacaksın! dese haklıdır. Fakat aynı lafzı erkek kullanamaz. Yahut erkeğe mehir vermek farz değildir, kadına mehir helal kılınmıştır. Eşine eziyet etmek birçok hadiste yasaklanmıştır. örn ;

    Muaviye bin Hayda el-Kuşeyri (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

    “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldim ve:

    −Kadınlarımız hakkında bize neyi emredersin dedim.

    Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

    −‘Sizler yediğiniz şeylerden onlara da yediriniz, giydiğiniz şeylerden onlara da giydiriniz! Kadınlarınızı dövmeyiniz, onlara Allah senin yüzünü çirkinleştirsin diye beddua etmeyiniz ve evin dışında onlara küsüp terk etmeyiniz!’ buyurdu.”

    Ebu Davud 2144, İbni Mace 1850, Hâkim 2/188, Begavi 2330, Ahmed 5/3, 5, Albani Zifaf 280

    örneğin;

    İbni Ebi Zuâb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

    “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

    ‘Allah’ın kadın kullarını dövmeyiniz!’ buyurdu.”

    Ebu Davud 2146, Darimi 2/146, İbni Mace 1985, İbni Hibban 4189, Albani Gayetu’l-Meram 251

    örneğin ;

    Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

    “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

    ‘Mü’minlerin iman yönünden en mükemmeli, onların ahlakı en güzel olanıdır! Mü’minlerin en hayırlısı, kadınlarına hayırlı olanıdır’ buyurdu.”

    Ahmed 7406, Tirmizi 1162, İbni Hibban 4176, İbni Ebi Şeybe 6/88, Begavi 2341, Albani Sahiha 284

    kadınları dövme konusuna gelince kadın ancak te’dib(Edeblendirme. Terbiye verme) amaçlı dövülebilir. onunda bir sınırı vardır . şüphesiz ALLAH hakim ve adildir..

  10. deist dedi ki:

    Bugün bu iddet uygulaması medeni hukukumuzda “iddet süresi” olarak geçmekte, sadece kadınlar için geçerli olmakta ve süresi 300 gün olarak belirtilmektedir. Zira medeni hukukumuza göre “boşanmadan sonra 300 gün içerisinde doğan çocuğun babası kocadır.” Sizce de ilginç bir benzerlik değil mi?

Drogba CC için bir cevap yazın Cevabı iptal et