İSLAM NASIL KURTULUR?

baharDİNDE DEVRİM

İslam hem Ortadoğu coğrafyasının hem de Türk dünyasının dini. Bu coğrafyada kalkıp da ne kimse yeni bir dinin yerleşmesini düşünebilir ne de dinsizliğin. Böyle bir şey kesinlikle mümkün değil. Belki Hristiyan misyonerlerin bu tür hayalleri olabilir ama beyhude kürek çekerler. Türk dünyasının da eski Göktengri dinine dönecek hali yok ya da İranlıların, Kürtlerin Zerdüştlüğü tekrar din edinmeleri mümkün değil. O yüzden İslamcılar rahat olsunlar, din elden gitmez. Bizim burada yaptığımız da felsefedir, münazaradır. 300-500 kişinin eleştirisi koca İslam dini için sivrisinek vızıltısı gibidir.

Peki ama hep böyle mi gidecek?

İslam, 1400 küsur sene önceki kültürü ve yasaları savunan bu gerici yapısından kurtulamayacak mı?

Emevilerin kurduğu Hadis dini ve bu dinin akıl dışı, bilim dışı nitelikleri daha ne kadar Müslüman halkları esir tutmaya devam edecek?

Toplumlar yasalarla yönetilir. Toplum düzenini sağlamada, suçları engellemede ve suç işlemeyi caydırmada yasalara en büyük destek dini inanç ve kurallardan gelir.
Kanunlar, bireyi yabancı gözlerden uzak kendi başına bulunduğu yerlerde kontrol etme imkânına sahip değildir. Kanunlar insanları disipline etme, yetiştirme ve sosyal hayatın ahengini teminde yeterli olmadığı için kişilerin manevî bir otorite altına alınması bilhassa geri kalmış ülkelerde önemli bir gereksinimdir. Bu otorite de ancak din olabilir. Din, hareketleri devamlı surette gözetleyen bir denetçiyi inananların beynine yerleştirmiştir.
Kanun adamlarının ve diğer insanların kontrolünden uzak yerlerde vicdana ve ahlâka uymayan bir davranışa yeltenileceği vakit, Allah’ın her şeyi gördüğünü ve bu tür hareketleri cezasız bırakmayacağını söyleyen din, bu davranışlara karşı engelleyici en önemli faktörlerdendir. Geçmişteki din savaşları, katliamlar, bilimi ve gelişimi engellemeler gibi olumsuzluklarının yanında dinin bu olumlu tarafı gözardı edilemez.
Aksi düşünüldüğünde, içinde bulunduğumuz şartlarda dini inanç ve kuralların olmadığı bir ortamda, sadece yasalarla kötülükleri önlemek, insanları iyilik yapmaya yönlendirebilmek ve suçların önüne geçmek  günümüz dünyasında imkansız gibidir. İlaveten yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamada din en önemli faktördür.

Yine pragmatik olarak düşündüğümüzde dinin diğer önemli yararı vatan savunmasını ve ulusal birliği sağlamadaki etkisidir. Farklı etnik kökenlere sahip insanlar din birliği sayesinde tüm kışkırtmalara rağmen bağlarını koparmamaktadırlar.

Mümkün olduğunu varsaysak bile dinin kurum olarak yıkılması, insanların inançlarıyla özgür kılınması, “inancın Allah’la kul arasında kalması” non-teist kesimlerce yeterli görülse de insanın karakteristik yapısı gereği, uzun vadede bozulmaların, dejenerasyonun ve sapkın inançların yerleşmesi olasılığı nedeniyle, dinin en azından insanlık büyük aşamalar kaydedene kadar kurumsallığının sürdürülmesi gerekmektedir.

Ancak  dini  bir yönetim şekli olarak düşünenlerin organize olarak, demokrasiyi tehdit etmesi, çeşitli dini örgütlerin inançları sömürerek ve dini duyguları çıkarlarına alet ederek toplumsal sorunlara sebep olması, mezhep ve tarikatların, hadis ve sünnet adı altında dine ilaveler yapmasıyla dinin toplumu bölen, mezhep çatışmalarına sebep veren bir unsur haline gelmesi, gitgide artan dinsel şiddet ve terörün de etkisiyle, din toplumun kaygı duyduğu bir kuruma dönüşmüştür. Teokrasiyle yönetilen İslam ülkelerindeki anti-demokratik uygulamalar, insani olmayan ağır ve ilkel cezalar, insanların sürekli bir korku imparatorluğu altında yaşamaları, hoşgörüsüz ve bağnaz anlayışlar kendi toplumlarının gelişiminin önünde büyük bir engel olduğu gibi diğer ülkelerin toplumları için de bir tehdit unsuru olmaktadır.

Gerici bağnaz kesimlerin en büyük korkusu dinde reformdur, devrimdir. Çünkü böyle bir değişim din tüccarlarını yerle bir edecektir. Din üzerinden geçinen asalaklar asla böyle bir yeniliğe razı olmazlar. Bunların amentüsünde “hadisler ve sünnet” de vardır ve bunu topluma dayatıp dururlar. Öyle ki hadisleri reddedenleri kafirlikle suçlayacak kadar ölçüyü kaçırmışlardır. Ama giderek zayıflamakta, kan kaybetmekteler. Özellikle Türkiye’de İlahiyatçıların önemli bir kesimi bu bağnaz kesimden farklı düşünmekte ama bunların hışmından uzak durmak için açık açık konuşamamaktadırlar.

İslam’da yapılacak en büyük devrim ilk etapta sadece Kur’an’ın esas alınması olacaktır. Tabi tahrif edilmiş, uydurma hadislere göre yorumlanmış ayetlerin çağa göre yeniden yorumlanması gerekir. Hadislerin hiçbir bağlayıcı tarafı olmayacak şekilde kenara atılması, sadece yan kaynaklar olarak en sağlamları dikkate alınacak şekilde kullanımları sayesinde İslam sırtındaki en büyük ve zararlı yükten kurtulmuş olacaktır.  Kurtulan sadece İslam değil, İslam peygamberi de olacak, hadisler üzerinden İslam peygamberine giydirilmiş olan çeşitli abartılar, yüceltmeler, karalamalar ortadan kalkacaktır. Hadis hegamonyasından kurtulunduğunda Gazali’nin, Nursi’nin, Erzurumlu’nun, Süleyman’ın, Işık’ın, Mahmut hoca’nın, Esat hoca’nın, Cübbeli’nin yerini Farabi, Biruni, İbni Sina, İbni Rüşd, İbni Haldun, Muhammed İkbal, Seyyid Kutup, Ali Şeriati  vb. İslam alimleri ve din aydınları alacaktır. Sonrası kendiliğinden gelir zaten. Sindirilmiş, susturulmuş cevherler ortaya çıkar ve çağcıl yorumlarıyla İslam’ı yaşanılır bir din haline getirirler. Hurafelerden kurtulunur, ibadet gerçek anlamına kavuşturulur, insanlık yolunda adımlar atılır ve İslam silkinir, kalkınır. Diktatörlükler, krallıklar çöker, İslam halkları özgürlüğüne kavuşur. Buna reform-devrim demeyip Kur’an’a dönüş desinler, farketmez. Yeter ki şu karanlıklar biraz olsun aydınlığa kavuşsun. İşte o zaman bize de eleştirmek yerine destek vermek düşer. Tabi bahsettiğimiz Arap Baharı dedikleri emperyalistlerin çıkarları için yapılan sahte devrimler değil, Müslüman halkların yararına gerçek devrimlerdir. Ve bir gün mutlaka gerçekleşecektir.

Serdar Kaangil

About pante

Araştırmacı sosyal medya editörü...
Bu yazı Din içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

9 Responses to İSLAM NASIL KURTULUR?

  1. ufuk dedi ki:

    İSLAM DİNİ ARTIK GEÇERSİZDİR…
    TENGRİZM İSLAMİ BARBARLIKTAN KURTULUŞUN DİNİDİR…

  2. sevginin ışığı dedi ki:

    Yazına katılıyorum… Bence Kuran’ı eline alıp karşılaştırmalı meallerinden okumaya başlayanlar çoğalıyorlar… İnsanlar içlerindeki güzel birlik ile, Kuran’daki köle- kadın- erkek- cariye- özel peygamber ayrılıklarını okudukça İslam’ın yavaş yavaş inişe geçmesi kaçınılmaz. Çünkü o kitapta (eski orijinallerini bilmiyorum) evrensel olan pek bir şey yok. O yüzden bence İslam’ın ömrü 300 senedir…
    Ama İsa’nın ve Buda’nın sözleri hiç bir zaman solmayacak. (Not: Budist de değilim haşa Hristiyan da :).. Sevgilerimle

    Buda’dan:
    ”Aklınla ve sağlıklı zihninle uzlaşmıyorsa hiç bir şeye inanma, onu ben demiş olsam bile”
    ” Bu dünyayı yaratan zihninizdir”
    ”Bizden nefret edenlerden nefret etmeden yaşayalım. Gelin, bizden nefret edenler arasında nefretten kurtulmuş olarak yaşayalım”
    ”Damı basit yapılmış bir eve yağmur dolması gibi, derin düşünemeyen beyne de tutku öyle dolar”

    İsa’dan
    ”Yapmanız gereken doğru işleri gösteriş için insanların gözü önünde yapmayın… Birisine sadaka vereceğiniz zaman bunu ilan etmek için önünüzde borazan çaldırmayın. İkiyüzlü kişiler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar.”

    ”Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacak”

    ”Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, tüm görkemine rağmen Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi.”

    (Ufuk beye yanıt: Tengrizm okuduğum kadarıyla, Carlos Castenadan’ın kitaplarında anlattığı, öğretmeni Don Juan’ın liderliğini yaptığı Orta Amerika’da yaşamış Toltec şamanlarının bilgeliğiyle aynı şeyleri söylüyor…)

    • Erencan dedi ki:

      Ben böyle saçmalama görmedim. hz isadan alıntı budadan alıntı sonra islamiyette yokmuş böyle şeyler. sarhoşmusunuz pardon ama Bir elin verdiğini diğer eliniz görmesin, elinizde bir fidan varken kıyamet dahi kopacak olsa dikiniz, mümin insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir, içki kötülüklerin anasıdır, ayrıca tasavvuf diye bişey var alında okuyun azcık. ortalık yerde islam düşmanlığı yapmayın.sevgi ışığıymış. bu cehalet ve subjektif bakış açısıyla karanlığın en dip noktası olursunuz.”

    • bir kul dedi ki:

      sevginin ışığı

      4:45 – Allah sizin düşmanlarınızı çok iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter. Ve yardımcı olarak da Allah yeter.

      BİR YAZINA İSTNADEN —–>NEOLURSAN OL YİNE GEL —->BU NEDEMEK DİYE SORDUM SENİN AVUKATIN CEVAPLADI
      1okuyucu

      İÇERİGİNİ ONAYLIYORMUSUN CEVAPLARSAN SEVİNİRİM CÜNKÜ MEVLENAYI BENİMSEYENLER MÜSLÜMAN OLDUGUNU SÖYLÜYORLARDI

      4:48 – Doğrusu Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez. Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur. Her kim Allah’a şirk koşarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmiş olur.

      4:116 – Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar. Allah’a ortak koşan, muhakkak ki, derin bir sapıklığa düşmüştür.

  3. Edip Yüksel dedi ki:

    Yukarıdaki makaleyi Facebook sayfamda şu sunuş yazısıyla paylaştım:

    Müritler “BAK HADİS İNKARCILARINI ATEİSTLER DESTEKLİYOR” diye saçmalasa da:…

    PANTE mahlasını kullanan bu ateist ile ateisterin yönettiği bir forumda tanışmış ve bir süre tartışmıştım. Sünnilik dinini imamların yüzde doksan dokuzundan daha iyi bilen birisi… Türkiyeyi ziyaret ettiğim vakit tartışmak istediğim ateistlerin başında yer alıyor. Ancak yıllar önce kendisin yaptığım öneriye güvenlik ve başka nedenlerle kabul etmedi. Haklıydı. İşinden olabilirdi, hakaret ve tehditlere maruz kalabilirdi, ailesi taciz edilebilirdi… On gün önce sayfasında yayımladığı bir makalesi bana iletildi. Okudum. İslam’da Reform değil de, İslami Reform olarak tarif ettiğim epistemolojik yöntemin, yani dini kaynak için SADECE Kuran’ın kabul edilmesinin gerekliliğini fark etmiş ve takdir etmiş birisidir PANTEİDAR… Dışarıdan objektif olarak bakabilen entelektüel bir ateistin makalesini ibret için okuyunuz.

  4. Fatih dedi ki:

    Pante işte şimdi seni sevmeye başladım doğruyu bulmaya başladın hep böyle doğru şeylerden bahset seni herkes ateist deist teist takdir etsin. işte böyle doğrular Anonimdir ortakdır
    common sense tir objektiftir tarafsızdır . çok güzel izah etmişin zaten islam dünyasının 1400 yıllık sorununa deyinmişin sana katılıyorum .hadisler yalan hadisler ki nerdeyse %99.9 islama zarar veriyor hepsini islam ile hiç 1 alakası olmadığını ilk önce müslümanlara ve sonra tüm dünyaya duyurmak ve onları geçersiz kılıp Saf Kuran islamını yaymamız lazım ki islam dünyası bu çapulculuktan kurtulsun Yüce Allahın gerçek Saf,Halis Güzel dini ortaya çıksın.
    Hayırlı Akşamlar..

  5. Murat Dağhan dedi ki:

    islamın değil müslümanların kurtuluşu olur. fakat bu kesin çözüm değildir pante.
    din denen sosyal kurum eninde sonunda bitecek biz dinsizliğe geçiş aşamasını yumuşatmalıyız. ahlak,vatanseverlik,iyilk,kötülük kavramlarını artık dinden bagımsız olarak kavramlandırmalıyız. gelecek dünya vatandaşlıgının gelecegi olacak ve o zamanda dine pek yer kalmayacak. “madem allah yok ozaman size herşey serbest” diyen kafalardan kurtulmalıyız

  6. Pante, sadece yasalarla kötülükleri önlemek elbette imkansızdır. Bunu yasa koyucuları da biliyo. Ancak kötülükleri önlemede dinin, insan kafasına koyduğu herşeyi gözetleyen polis imgesi ile mümkün mü oluyor yani? Kötülükleri engelleme de yardımcı mı oluyomuş o imge? Bir gece vakti Avrupa’da bir şehirin kavşağında kırmızı ışıkta geçmeyen bir allahsız ve dinsizi var olan yasa mı engelliyo?

Yorum bırakın