ESMAÜL HÜSNA GERÇEĞİ

esmaul-husnaAraf/ 180. En güzel isimler Allah’ındır; öyleyse O’nu onlarla çağırın. O’nun isimlerini tahrif edenleri bırakın; yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.

Kur’an’da Allah’ın en güzel isimlere sahip olduğunu yazar.
Ama ne 99 isim der ne de isimleri hakkında bilgi verir.

İsra/ 110. De ki: “İster Allah deyin, ister Rahman deyin, hangisini derseniz deyin, en güzel isimler O’nundur.”

Sadece “Rahman” ismini belirtir. Buna besmeledeki “Rahim” i de katabiliriz.
Diğerlerinin tümü sıfattır. İhlas suresindekiler de dahil.

Ama İslamcılar esmaül Hüsna’yı sanki vahiy almış gibi 99 isim olarak listeler ve herbirini özenle tanımlarlar. Üstelik bu isimleri ezbere sayabilenleri cennetlik ilan ederler.

İbn Kesir, tefsirinde, Buhâri ve Müslim’in Ebû Hureyre’den naklettikleri bir hadiste şöyle rivâyet ediliyor:

“Yüce Allah’ın bir eksiğiyle yüz ismi vardır. Kim onları sayarsa cennete girer. O tektir, tek ‘i sever. “

Tirmizî ve İbn Mâce’de geçen bir hadiste bu doksandokuz isim teker teker sayılmıştır.
Bazı İslamcılar bu isimlerin daha fazla olduğunu iddia eder. Allah’ın aslında 1001 ismi olduğu ama peygamberin bildirdiği 99 ismin kullanılması gerektiğini söylerler.

Bunların hiçbiri doğru değildir. Kur’an’da Allah’la ilgili 200’den fazla isim, sıfat ve isim tamlaması vardır. İlginç bir sayı olsun diye 99’u seçilerek “Allah’ın isimleri” diye uydurulmuştur. Aynı Kur’an’da 6236 olan ayet sayısının 6666 ayet diye yutturulması gibi. (Bkz. İsmail Karagöz, Esma-i hüsna, DİB)

İsimler ve anlamları:

http://www.islamkent.com/modules.php?name=Esma

Bu 99 ismin bazıları şunlar:

Selam * * * * * Vekil
Mümin * * * * * Şekur
Bari * * * * * * *Veli
Kabız * * * * * *Vali
Basit * * * * * * Cami
Hafıd * * * * * *Gani
Rafi * * * * * * *Mani
Müzill * * * * * *Hadi
Hakem * * * * *Bedi
Hakim * * * * * Varis
Latif * * * * * * *Reşid
Hafız * * * * * * Sabur
Rakip * * * * * *Dar
Vasi * * * * * * *Nafi
Şehid * * * * * *Afüv

Sadece 30 ismi seçtim ve bu isimler hiç güzel olmadığı gibi  saçma da üstelik.
Bu saçmalığı, anlamını açıklarken kamufle etmeye çalışmışlar.
Birçok isim de benzer anlama geliyor.
Ayrıca dikkatimi çeken bu isimlerin birçoğunun insan ismi olması.
Sahabelerin içinde Allah’la aynı isme ortak olan birçok insan var.
Bu sahabelerin isimleri İslam öncesi de aynıydı. Yani putperestken de bu isimdeydiler.
Müslüman olunca isim değiştirmiş değiller.
Örneğin Allah’ın hakem ismine Ebu Cehil de ortak. Çünkü asıl adı Ebu Hakem idi.

Bu isimlerin anlamları ayetlerle de çelişmekte. Örneğin Halim isminin anlamı; “cezalandırmakta aceleci olmayan” demektir. Oysa Kur’an’da Allah’ın cezaları çabuk verdiği yazılmıştır. “Enam 165: Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır.

Bir başka dikkati çeken nokta ise Allah’ın isimlerinin erkek ismi olması. Örneğin Aziz, Mümin, Melik, Rahim, Halim, Kerim, Hafız, Latif, Hasib, Vahid, Macid, Kadir, Adil gibi. Kadınlar bu isimleri alırken bilindiği gibi sonuna -e eki alır: Azize, Mümine, Melike, Rahime, Halime, Kerime, Hafize, Latife, Hasibe, Vahide, Macide, Kadriye, Adile gibi..

Muhammed isimler üzerinde çok dururdu. Hanımlarının ve ashabından bazılarının ismini değiştirmiştir.
Aynı zamanda lakapçıdır da. Hoşlanmadığı insanlara lakap takar ve gerçek ismiyle değil, lakaplarıyla sözederdi.
Allah’a isimleri de Muhammed mi taktı, yoksa başkaları mı uydurdu bilemiyoruz.
Ama müslümanların çoğu bu isimlere inanır. Esmaül Hüsna hakkında methiyeler, şiirler yazılır.
Hat sanatıyla yapılmış süslemeli esmaül hüsnalar evlere, işyerlerine asılır.
Hatta esmaül hüsna’dan dahi mucize çıkarılmaya çalışılır. Üzerinde Ebced ve 19 hesapları yapılır.

Peygamberin Esmaül hüsnası:

Muhammed’in de kendine ait esmaül hüsnası var. O da 99 isim.

İmam Kastalani’nin Mevâhib-i Ledünniye adlı kitabında geçen 301 isminden 99’u seçilmiş.

http://www.turkmania.com/showthread.php?t=5814

Allah’ın isimleriyle aynı olanlar:

Adil
Alim
Aziz
Cebbar
Gani
Fettah
Hadi
Hafız
Kayyım
Kerim
Macid
Metin
Nur
Rafi
Rahim
Reşid
Sabır
Malik
Selam

Bunlar benim tespit ettiklerim. Belki fazlası da vardır. Bu da putlaştırmanın bir parçası.

Ne hikmetse Allah’ın isimleri arasında Tevrat, İncil ve Zebur’da geçenler yok.
Hepsi Arap ismi.
Müslüman ismi diye de ayrı bir aldatmaca var.
Din değiştirip de müslüman olanlara Arap ismini dayatırlar, müslüman ismi diyerek.
Hatta öz Türkçe isim koyanları dahi eleştirirler, *”Müslüman ismi koyun” diye telkin içindedirler.
Arap milliyetçiliğinin dayatmasıdır bu, din kisvesi altında.
Sanki İslam’ın bir şartı gibidir, ismini değiştirmese müslüman olarak kabul edilmez.

İslamcılara göre Allah’a esmaül hüsna dışında bir isim kullanmak caiz değildir. Tanrı, God, Mevla, Hüda, Çalap, Yaratan vb. isimler Allah için kullanılamaz.  Günlük dilde veya pagan dinlerin ilahları için kullanılabilirse de ibadet ve duada kullanımı kabul görmez.

Halbuki Esmaül hüsna’da yer almadığı halde ayetlerde Mevla, Rab, Ekrem, Nasır, Galip isimleri Allah ismi yerine kullanılmıştır.
Allah isminin özel isim olduğu da ayrı bir yalandır.
Bir kaç tane Tanrı olsaydı, “Allah” özel isim olabilirdi. Madem ki tek bir Tanrı var, o halde onun özel ismi olmaz.
Tek Tanrı inancı dünyanın her ülkesinde hangi isimle anılıyorsa, Tanrıya insanlar kendi dillerinde ne diyorlarsa odur.
İlla “Allah” diyeceksiniz diye dayatılamaz.
“God” diyorsa God’dır, Tanrı ya da Tengri diyorsa, Manitu diyorsa odur.
Aksi takdirde dayatılan Allah’ı farklı bir Tanrı olarak algılarlar ve soğuk bakarlar.Nitekim Kur’an çevirilerinde ya da yabancı dile çevrilen yayınlarda bu sorunla karşılaşıldığından Allah değil God tercih edilmektedir.

Tabi bizim ülkemiz ve insanlarımız asırlarca Arap kültür emperyalizminin boyunduruğu altında kaldığından ve dilimiz Arapça istilasına uğratıldığından tersi durum söz konusudur.
Halk arasında “Tanrı”dendiğinde garipsenmektedir.
Ancak temiz kalansa “Tanrı” dır. “Allah” dejenere edilmiştir. Her lafa, her duruma sokulmuştur.
Allahısmarladık, Allah allah, Allahını seversen, Allah aşkına, Allahçılar-Allahsızlar, Ya allah, yallah, Üfff Allaaah!, Allah allah allah allah bu nasıl sevmek, Senin Allahını ….. gibi..
Ama Tanrı ciddiyetini korumuş bir kelimedir ve kökeninde putperestlik de yoktur.

Esmaül Hüsna’daki isimlerden sadece Rahman ismi çocuklara takılmaz, insan ismi olarak kullanılmaz.

Rab, Rahman ve Allah kelimeleri direk Tanrı’yı çağrıştırdığından isim olarak tek başına verilmemesi doğaldır.  Aslında Esmaül hüsna’daki diğer isimlerinde kullanılması Muhammed tarafından engellenmeye çalışılmışsa da, birçoğu zaten kullanılan insan ismi olduğundan ve baba-dede isimlerinin takılması bir adet olduğundan önlenememiştir.
Kendi zamanında Allah’a ait sıfatlardan oluşan isimleri yasaklamış, bir çok insanın ismini değiştirmiştir.

Örneğin Esmaül Hüsna’daki (Berr) Berre ismi cömert, bağışlayan anlamına geldiği için 2 eşinin ismini Cüveyriye ve Zeynep, yine eşlerinden Ümmü Seleme’nin kızı Berre’nin ismini de Zeynep olarak değiştirmiş.

Yine Asiye, Hazn, Afira, Yesar, Rebah, Necih, Aziz, Asram, Atele, Habbab, Gurab, Hakem, Harb, Şihab isimleri de yasakladığı isimlerdendir ki Aziz ve Hakem ismi de Esmaül Hüsna’dadır.

Esmaül hüsna’da olmayan bir Allah ismi olan Yezdan ise Mecusilerin, eski iranlıların iyilik-hayır tanrısıdır. Bu isim mehter marşına kadar girmiştir: “Kur’anda zafer vaat ediyor, hazret-i Yezdan!” şeklinde.

“Rahman” konusuna kısaca değinmekte yarar var. İslam öncesi Arabistan’da “Rahman” Kureyş’in kullandığı bir isim değildi. Güney Arabistan’da kullanılan tanrı ismiydi. Kuzeyde ise Allah kullanılırdı. 19. yüzyılda  bu bölgede bulunan  Himyeri krallığına ait tabletlerde, kitabelerde “Rahman” ismine rastlanmıştır. Himyeri kitabeleri British museum’da sergilenmektedir.

Yemameli Müslim, İslam’daki adıyla Müseylimetül kezzab da Rahman’a inananlardı. Kur’an’ın ilk sureleri de Rahman ağırlıklıdır. Mekki ayetlerde 55-56 kez Rahman geçerken, Medeni ayetlerde sadece 1 kez Rahman geçer.  Bu da İslam’ın kuruluşunda tanrı ismindeki 23,5 yıllık isim evrimini gösteriyor. Sonunda üstün gelen kuzeylilerin yani Kureyş putperestlerinin kullandığı isim olmuştur.

About pante

Araştırmacı sosyal medya editörü...
Bu yazı Din içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

98 Responses to ESMAÜL HÜSNA GERÇEĞİ

  1. erhan dedi ki:

    allah sifatlarini abd eklemeden kullanmak caiz degil,hadislerde rasullulah(s.a.v)bunlari yasaklamistir.mesela rahman sifatini kullanmak için abdulrahman,kadir sifatini abdulkadir(kullananlar belki kadir gecesini dusunerek),abdullah,ve bunlar allah’in kulu,rahman in kulu,olarak kullanilabilir…

  2. erhan dedi ki:

    114 – Ebu Vehb el-Cüşemî (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Peygamberlerin isimleriyle isimlenin. Allah’ın çok sevdiği isimler Abdullah, Abdurrâhman’dır. En sâdık olanları da Hâris ve Hemmâm isimleridir. En çirkinleri de Harb ve Mürre isimleridir”

    Ebu Dâvud, Edeb 69, (4950). Metin Ebu Dâvud’a aittir, Nesâî’de muhtasar olarak kaydedilmiştir (Hayl 3 (6, 218, 219)).

    115 – Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah katında en düşük (ahna’) isim Melikü’l-emlâk (mülklerin mâliki) ismidir. Allah’tan başka Mâlik yoktur.”

    • Tarkan dedi ki:

      Abdullah ismi peygamberin babasının ismiydi. İslamdan önce bile kullanılırdı. O zaman babasının ismini uydurmuş olmuyormu bu adam?

      • colt18 dedi ki:

        “Abdullah”ın kelime manası “Allah’ın kulu” demektir. Araplarda da Allah inancı vardı. Ancak onlar ayrıca putları da Allah’a kendilerini yakınlaştıran bir vasıta olarak görüyorlardı.
        Kur’an’da bu gerçek, bir çok ayette ifade edilir. Bunlarda birisi şöyledir:

        “Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah’ındır. O’ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) ‘Biz, bunlara bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.’ …”(Zümer, 39/3)

        Bu ayetten de anlaşılacağı gibi, Peygamberimizin (asm) döneminde müşrikler Allah’ı biliyordu; ama “Putlara bizi Allah’a yakınlaştırsın diye tapıyoruz.” diyorlardı. Onlarda Allah’ı tümüyle bir inkar söz konusu değildi. Sadece bazı putları ona ortak koşuyorlardı.

        Sorularlaislamiyet.com sitesinden alıntıdır.

  3. erhan dedi ki:

    117 – Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) Ya’la, Bereket, Eflah, Yesâr, Nâfi ve benzeri isimlerin kullanılmasını yasaklamayı arzu etmişti. Sonra onun bu mevzuda sükut ettiğini gördüm. Sonra da yasaklamadan vefat etti.

  4. erhan dedi ki:

    Bu hadisi Müslim, Âdab 13, (2138); ve Ebu Dâvud, Edeb, 70, (4960) rivayet ettiler. Hadisin metni Müslim’e aittir.

  5. erhan dedi ki:

    119 – Yahya İbnu Sa’îd (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bol sütlü bir deve hakkında: “Bunu kim sağacak?” diye sordu. Bir adam ayağa kalkmıştı ki Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) “İsmin ne?” dedi. Adam: “Mürre (acı)!” deyince, ona: “Otur!” dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) tekrar “Bunu kim sağıverecek?” diye sordu. Bir başkası ayağa kalktı, ben sağacağım diyecekti. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) ona da: “ismin nedir?” diye sordu. Adam: “Harb!” diye cevap verdi. Ona da “Otur” dedi.

    Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Bu deveyi kim bize sağıverecek?” diye sormaya devam etti. Bir adam daha kalktı. Ona da ismini sordu. “Ya’îş (yaşıyor!)” cevabını alınca ona: “Sen sağ” diyerek müsaade etti.”

    Muvatta, İsti’zan 24 (2, 973).

  6. erhan dedi ki:

    bu konuda diger hadisler burda mevcut
    http://www.kutubusitte.com/Hadisler/isim.htm

  7. Geri bildirim: Esma’ül Hüsna Gerçeği | Ateist Cevap

  8. ozi dedi ki:

    arkadaşım yazdıklarına bakıyorumda sen pekte müminede benzemiyosun söylediklerie ne ile desteklediğinde muamma.
    hadislerden bahsetmişsin neden kuranıda araştırmadın sadece hadislerle sınırlı kaldın halbuki kuranıkerimde yaratıcıdan bahsederken allah (cc) diye bahseder.
    esma ül hüsna sanki 200 300 sene evvel uydurma birşey gibi bahseden birinin aklından zoru var demektir bilimsel hiçbir gerçekliğe dayanmayan zırvalıklarla yanlışlıkla bu siteye giren öğrenme hevesinde olan insanların bilincinide zedelemeye hakkın olmadığını sanıyorum

    • goran dedi ki:

      arkadasim yaziyi ben yazmadim ama senin gibi okudum ama galiba sen yüzeysel gecmissin yazan arkadas zaten kurandaki sifatlardan yola cikiyor,birde hangi bilimsellikten bahsediyorsun kuran ile bilimsellik zaten zit seyler.islam tarihinin kuranla hadislerden baska ne bir kaniti ne de tarihi vardir varsa bildigin bir kaynak öner bizde okuyup ögrenelim,saygilar

  9. Kasım Ayverdi dedi ki:

    Ozi Arkdaşım a Tşkler ediyorum bende arada kaldım ondan dolayı aynı düşünceye daldım sanki esmahulhüsna birileri tarafından belirlenmiş gibi Tövbe estafirullah

  10. Prof. Dr. dedi ki:

    Ozi’yi okuyan da sanır ki Esma-ül Hüsna’yı Allah emretmiş. Muhammed’den 250-300 sene sonra uydurulmuş olan yalanlara inanmayı bir halt sanıyor, kutsal ediniyorsunuz. Kabe’yi, Kur’an’ı, Esmaül Hüsna’yı, türbeleri, Arapça yazıları put edinmişsiniz. Sizin ne farkınız var İslam öncesi putperestlerden? “Kuran yaratıcıdan bahsederken Allah dermiş”. Putperestler ne diyordu? Allah, putperestlerin ilahı değil miydi? Ayrıca nuzül sırasına göre ilk inen ayetlere bak bakalım, sonradan inenlere göre Allah ne kadar geçiyor. Müzemmil suresinin ilk 19 ayeti 3. yılda gelmiş, 20. ayeti 9.yılda. İlk 19 ayette hiç Allah geçmiyor ama 20. ayette 7 kez geçiyor. Demek ki aradan geçen 6 yılda Allahçı olunmuş. Tevrat’ı-İncil’i-Zebur’u aynı Allah gönderdiyse neden onlarda Esmaül Hüsna’daki bir tane bile isim yok. Sizin kafanız hemen onlar tahrif edilmiş yalanına çalışır. Düşünmezsiniz ki ne diye kitaplarından bu ismi çıkarsınlar? Bunun bir amacı olamaz, mümkün değil.” diye. Şimdi kim kalkıp da Kur’an’ı tahrif edip içinden tüm isimleri değiştirmeyi düşünür? Böyle bir saçmalık olabilir mi? Siz kendinizi kandırıyorsunuz. Düşünün bir kere “Allah Arapçı mı?” diye. Allah Arapçı olamayacağına göre Arapçı olanlar bu dinciler. Siz de onlara katılarak suça ortak oluyorsunuz. Yüce Tanrı sizi affetsin. 🙂

    • sevginin ışığı dedi ki:

      yorumunun üzerinden iki yıl geçmiş .ama olsun bir teşekkürü borç bildim, çok güzel yazmışsın… Ulu Tanrı seni korusun 🙂

    • Dursun dedi ki:

      Kendisine prof. dr diyen varlık senin neyi neye isnad ettiğin konusunda bir karmaşa yaşadığını düşünüyorum bu benim şahsi görüşüm. Ancak ”Kabe’yi, Kur’an’ı, Esmaül Hüsna’yı, türbeleri, Arapça yazıları put edinmişsiniz. ” şeklindeki yorumun beni hayli kaygılandırdı. Ve devamında ”Sizin ne farkınız var İslam öncesi putperestlerden? ” diye sorduğun soru hiçbir şeyin farkında olmadığını gösteriyor. İslam öncesini okuyarak İslam dönemi saadet devrini bir araştır daha sonra bu şekilde ithamlarda bulun. O büyük kafanın içindeki küçük beynini karalamaya değil objektif olarak öğrenmeyi amaçla, böyle bir amaçla ilerlersen şayet birgün belli bir yere varacaksın. Tamam şu bir gerçek günümüz müslümanlar peygamber efendimiz zamanındaki müslümanlar gibi değiller olamazlarda , Ama dini Kur’an – ı Kerimden öğrenip hayatına sünnet-i seniyyeyi adapte etmediği için, ikinci ve üçüncü kanallardan kulaktan dolma İslami bilgiler edinmiş müslümanlar olduğu için BU KADAR DUYARSIZLAR. Tabii olarak bu kadar duyarsız bir müslüman gurup ne ne amaçla yaptığını bilmezse sen ve senin gibiler ortaya çıkarak biz Müslümanlara gayet rahat bir şekilde putperestliği bize yakıştırırsın. Nefes aldığın için Allah-u tealaya hergün şükreden kul olman dileğiyle Allah (c.c) seni hidayete erdirsin.
      Tevbe : 87 :” .Kalplerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar ”

      En’am :46 :” eğer Allah(c.c.) kulaklarınızı ve gözlerinizi alır da kalplerinize mühür vurursa.”

      A’raf :101 ” İşte kâfirlerin kalplerini Allah(c.c.) böyle mühürler. ”

      Nahl :108 ” İşte onlar Allah(c.c.)’ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. ”
      Prof kardeşim Allah-u Teala nın İsmini yazarken saygılı ol ve edebini koru. O ndan bir insandan bahsediyormuş gibi davranma. Sen bir insansın O ise seni değersiz bir sudan yaratan yaratıcı bunun bilincinde ol. O na layık bir kul olmak için çaba sarfet. Kendini düzeltmeye çalış senin bu davranışın bütünüyle biz müslümanların eksikliğidir. Seni bu halde sana zamanında yardım edilmediği için kusurlu olduğumuzu düşünmekten kendimi alamıyorum .

      • sarp mustafa dedi ki:

        “İslam öncesini okuyarak İslam dönemi saadet devrini bir araştır daha sonra bu şekilde ithamlarda bulun.” hangi saadet bu? Lan sen araştırdığına emin misin???????? O kadar çok soru işareti koyuyorum ki dikkat çeksin. İslamda bana güle oynaya geçen bir dönemden bahset. Beyin yoksunu insanlar sizi. İşkembeden atmak ne güzel şey yahu PUTÇU inanan seni!!!

      • yankq dedi ki:

        Gönderdiğin ayetler bile birsürü çelişki içeriyor nerden tutsan elinde kalıyor bu din

  11. Naturelist dedi ki:

    Süregelen inanc odur ki Tanri, nin, 99 isimden biri gizli tutulmustur? Bu adlarin en büyügüne “el ismül l-A`zam” , yani “en büyük ad” denir. Bildirildigine ve inanildigina göre, bu ad, herkese aciklanmamistir. Bu ADI, yani “el ismül l-A`zam”i bilen yani bulan kimse, her tür basarinin kapisini acacak anahtari elde etmis olur. Nice ulu kisiler, bu adla dua ederek, sasilasi durumlar, olaganüstünlükler sergilemistir.

    Ozaman burdaki deizm,lere (inanirlara) sesleniyorum Tanri,yi bu adla anin belki bir mucizelerle karsilarsiniz istekleriniz gerceklesir. Tabii bu sacmaliktan bir sey degildir bu ad, da putlara verilen ad dan birisidir, nasil Allah ismi islamdan önce putlara verilmisse bu isim de aynisi. Artik su araplardan kurtulmanin zamani geldi derim.

  12. okay dedi ki:

    herkesin içindeki allah kandince farklı tartışmalara bakılırsa ki allah her yarattığına (insana) ruhundan üflemiş! ! ! demekki allah tanrı yada rab kim nasıl anarsa ansın içindeki üflenmiş ruhla ve bahşedilen beyinle kalple kesiştiği yerde gerçek yaradanı buluruz. diye düşündüm ben :):)

  13. Maaşallah dedi ki:

    Bütün dinlerin tek bir sorunu vardır. ! İnsanları kendine inandırmak. Biat ettirmek.
    Gerisi masal.

    Allah yeri göğü ve herşeyi yarattı, her şeye gücü yeter, hatta hepimizi cehennemde yakar. Öldükten sonra diriltir.

    Bir tek şeyi yapamadı Allah, ve yapamayacak, BÜTÜN İNSANLARI KENDİNE İNANDIRAMADI. İANANDIRAMIYOR.

    Bu kadar din, bu kadar put, bunca laf hepsi bir tek şey içindir. İNSANLARI İNANDIRMAK.

    İnsanın cüz-i ıradesi allahın iradesinden üstünmü dür ki… İNANDIRAMIYOR. ?

    Madem o kadar güçlü yetenekli, neden insanların hepsini inandıramıyor. Neden inandırmak için tehdit ediyor. Her işi kendisi yapıyor da İNANDIRMA işini neden insanlara bırakıyor. Bazı kurnazlar, saf çaresiz insanları kandırıyor olmasın ? Kendi laflarını Allah kelamı diye yutturuyor olmasınlar. İnsanları kandırıp, kendilerine biat ettirmek ve onlara istediklerini yaptırmak için bunları uydurmuş olmasınlar…

    İnanmışların aklına bu soru neden gelmiyor….

    • Gökçe dedi ki:

      Sevgili insan , OKUYACAĞIN bir Kur’an-ı Kerim de bütün sorularına cevap bulabilirsin. Yeter ki OKU .

      • sarp mustafa dedi ki:

        27 sene müslüman yaşadım, tavsiyene uydum kuranı okudum. Şuan inanmıyorum! Siz ne görüyorsunuz onda ben anlamadım, bizde baktık aynı kitaba ama sizin gibi biat kültürümüz yok. Baktık saçmalık ve zırvalarla dolu inancımı terk ettim.

    • allah ın kulu dedi ki:

      allah ı tanımadığını görüyorum ve sizin gibi küçük beyinlerin onu anlayamayacak kadar akılsız olduğunu görüyorum ….yazık size o gün geldiğinde ne cevap vereceksiniz ?

      • sevginin ışığı dedi ki:

        Yaratanı neden zorla Arap vatandaşı yapmaya çalışıyorsunuz anlamadım gitti. Bu sanki şunun gibi… Ölmüşüz, dirilmişiz gelmişiz köprünün ucuna. Melekler bize kimlik sormuş. Kimliğinde arapça yazmayanları atmışlar ateşe… 🙂 🙂 🙂
        Demek ki o yüzden, dün gece rüyamda Hz. Muhammed’i gördüm de, dediklerinden bir şey anlamadım! TÜH! Meğersem arapça konuşuyormuş… 😦

      • Tarkan dedi ki:

        Sen yanındanmı geldin allahın? Anlayamamışsınız derken dikkat et biraz konuştukça batma.

    • ibrahim dedi ki:

      Bu yazilari okuyan arkadaslara sesleniyorum. Sakın yukarıdaki ateist yazıları kafanızı karıştırmasın Allah azze ve celle onların gözlerine perde indirmiş kulaklarını da mühürlemiş ki artık gerçekleri ne görebilir ne de duyabilirler. Kainatın efendisinden (s.a.v.) bahsederken ona salat etmemelerinden zaten lanetlenmiş olmalarını anlamıyor musunuz? Başka kim Allah Teala Hazretlerine böyle hakarete varacak sözler söylemeye cüret edebilirdi. Bunlar isyancı küffarlar. Yani Rab’bin varlığını bilirler ama isyan ederler. Şımarırlar, halbuki kainatın yaratıcısı ve sahibi tek hakimi olan Allah (c.c.) onları şeytanlarıyla başbaşa bırakmıştır artık doğru yolu da göstermez. Onlar için bir kurtuluşta yoktur. Allah (c.c.) ismi, O’ndan başka kimseye isim olmamıştır, olamaz, olmayacaktır. Diğer sıfatlarını ise insan başına “El” koymamak kaydıyla kullanır. Zaten O’nun sıfatlarından birini evladına isim olarak veren biri, bunu Rab’bine olan sevgisinden yapmıştır. Haydi biz bu bilgileri, bu kadar isimlerin olduğunu yanlış biliyoruz da sen olmadığını nerden biliyorsun ey küffar! Yoksa inanmadığın şey hakkında sana vahiy mi geldi? Madem inanmıyorsun, inanmadığın şey hakkında neden yorum yapıyorsun? Yoksa gideceğin yeri biliyorsun da kendine ortak mı arıyorsun? Şu bir gerçek ki, şeytan takva sahibi bir mü’min e asla zarar veremez. Allah-u Azim’üş Şan a ve O’nun dinine düşman olanlar, hesap gününde dayanılması imkansız bir azapla cezalandırılacaklar. Allah (c.c.) ın rahmeti bütün müslümanların üzerine olsun.

      • Tarkan dedi ki:

        Yuh!! inmeyen ne perde bıraktınız nede akıl dışı bahane kaldı haklı çıkmak için. Kendiniz bile yoruldunuz arayıp bahane üretmeye. Önce kendine dürüst ol sonra inandığın allhına ve sonra da milletine dürüst ol çıkarını düşünmeden. Becerebilirsen tabi

    • bennyscrumb dedi ki:

      Kendimiz kendi seçimimize şahit olalım diye bu dünyada bizi sınav etmeyi istedi. Seçimin bizim elimizde olduğu malumdur, bizi zorlayan bi şey yok. Ancak nefsimiz. “Ben böyle isterim böyle yaparım” diyoruz ya. Aslında yaptırtan nefstir. Kafamızdaki sesler 1 değil. Nefs keyfi isteyeni yaptırıyor. Ruh da doğru yola döndürmeye çalışıyor. Amma nefs galebe çalıyor. Aslında, ruh hala doğru yola dönmeye ümit var olduğunu düşündürmeseydi, daima İslamı kötüleyenler , islami yerlerde de, islam karşıtı yerlerde de yorum yazmazlardı. Ruh “belki döner, belki nefsin emrinden kurtulup, ona bütün iyilikleri verene döner” diye o inanmayanları İslami yerlere götürüyo. Ama nefs yalandan boyuna negatif yazıyo. Guya kendini rahatlatıyo ki guya bu inanmıyo. İnanıyo. İnanıyo. Ama gözüne perde çekiyo. Sahte imza atıyo. Ki ne kadar keyif yaparsa o kadar kardır deyip uzatıyo uzatıyo ki ölüm gelip şeridi kessin. Ama kesinlikle inanıyo.

      bilimveyaratilisagaci.com

  14. yazık dedi ki:

    bu ne iğrençliktir yaa bu site inançsızların sitesi mi düşüncelere bak Peygamberimiz (S.A.V) efendimizden bahsedilirken sanki akranıymış gibi bahsediliyor. Allah C.C. sizi ıslah etsin

  15. tolga dedi ki:

    ALLAH ın isimleri birer sıfattır ve öncedende ” haşa ALLAH tan önce değil ” başka birinde olması çok doğal karşılanmalıdır.Önemli olan ONLARIN ANLAMLARIDIR.Bize ALLAH (C.C) TANITMASIDIR.Zaten dikkat ederseniz ateistlerde hep böyle kelime oyunları üzerinden Allahı yokmuş gibi kabul ettirmeye çalışıyorlar.Çünkü icraatte delil gösterebilecekleri hiçbirşey yok.Bir zamanlar bunlardan bazıları o Darwin denen herif gibiler bu sahaya bir aksedelim dediler de sonları şimdi nasıldır bilirsiniz. bilmiyenlere Adnan Oktarın sitesini veya A9 tv yi izlemelerini öneririm.selam inananlara olsun.

  16. taner dedi ki:

    Allah c.c. hepimizin kalp gözünü açsın.

    Şu arap düşmanı şahıs , cennet dilinin arapça olduğunu bilmez mi ? Neden son dinin arap yarım adasından çıktığını , Peygamberimizin de arap olduğunu bilmez mi? Senki bu yazdıklarından dolayı mebal altındasın ve okuyanlardan helalik alacaksın. Durumunun ne kadar vahim oldugunu görebiliyormusun ? Seni yaradanın karşısında nasıl duracaksın.

    Allah c.c. seni daha dünyadayken islah etsin ve dogru yolu görmene vesile olsun.

    • Gencer dedi ki:

      Sen kırıkmısın Tüm Dinler arap yarımdasından çıkmış.Ayrıca tüm peygamberler aynı sülaleden.Aile geleneği bir nevi.

    • MaMaLi dedi ki:

      taner sen önce türkçe,yazıp,konuşmasını öğren sonra buralarada,fikir beyan edersin))MEBAL diye bir cümle türkçede bulunmaz))VEBAL olacak o cümle ok))))

    • okan dedi ki:

      araplar bozulduğu için arap yarımadasında islamiyet çıkmıştır peygamberimizin soyunuda arap demişsin yanılıyorsun arkadaşım Tarihi kaynaklarda Türk olduğu belirtilen Hz. İbrahim’e Yahudiler ve Hıristiyanlar ısrarla sahip çıkarak kendi milli peygamberleri olarak gösterme gayreti içerisindedirler. Oysa bu iddialar hem dini hem de tarihi açıdan yanlış ve sakat iddialardır. İbni Abbas (R. A.) dan dan yapılan sahih rivayete göre: Necrân Hıristiyanlarından bir topluluk ile Yahudi din adamlarından bir kurul, Resûlüllah (A.S.) Efendimize gelerek bir açık oturum düzenlemesini arzu ettiler. İbrahim Peygamber hakkında tartışmak istiyorlardı. Yahudiler, İbrahim Peygamberin Yahudi olduğunu, Hıristiyanlar da onun Hıristiyan olduğunu iddia etmeye başladılar. Âl-i İmran Suresi 65-66-67. Âyetler, onların bu konudaki tartışmalarının gerçek bir dayanağı bulunmadığını, bilgilerinin de çok yetersiz olduğunu açıklar anlamda idi. Adı geçen ayetlerde şöyle buyruluyor: “Ey Kitap Ehli! İbrahim hakkında niçin tartışırsınız? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. (Bunu da) akletmiyor musunuz? İşte siz böylesiniz; haydi bilginiz olan şey hakkında tartışıp durunuz, ama bilmediğiniz şey hakkında niye tartışırsınız? Allah bilir, siz bilmezsiniz. “İbrahim ne Yahudi, ne de Hıristiyan idi; ama Hakk’a yönelmiş tertemiz katıksız bir Müslim’di, Allah’a ortak koşanlardan değildi.” (Al-i İmran/65-66-67) Sevgili Peygamberimiz her fırsatta Hz. İbrahim aleyhisselam ile övünmüş ve ona “ATAM” demiştir. Araplar İki Kola Ayrılır 1-Arab-ı Âribe- Asıl Araplar 2-Arab-ı Müsta’ribe- Sonradan Araplaşanlar Araplar tarihi bakımdan iki büyük kola ayrılırlar; Birincisi, eski devirlerde yaşamış, ancak daha sonra yok olmuş Araplardır. Âd, Semud, Medyan ve Amâlika gibi. Bunlara “Arab-ı bâide”denir. İkinci grup ise soyları devam eden Araplardır. Bunlara “Arab-ı bâkiye” denir ve iki kola ayrılır: 1-Arab-ı âribe: Asıl Araplar bunlardır. Kahtânîler adı verilen bu grubun esas vatanı Yemen’dir. Bunlara Güney Arapları da denir. Cürhüm ve Ya’rub olmak üzere önce ikiye ayrılırlar. Ya’rub’dan olan Kehlan ve Himyer’den pek çok kabile türemiştir. Meşhur Kudâa kabilesi Himyer’in, Ezd ise Kehlan’ın koludur. Belli başlı Kahtâni kabileler şunlardır: Kudâa, Ezd, Mezhic, Hemdân, Kinde, Kelb, Uzre, Ans, Murâd, Huzâa, Cüzâm, Âlü Cefne (Gassânîler), Lahm, Tay, Eş’ar, Evs, Hazrec. Kahtanîlere mensup kabilelerin bir kısmı Me’rib Barajı’nın yıkılması başta olmak üzere değişik sebeplerle ve değişik zamanlarda anavatanlarını terk ederek Arap Yarımadası’nın çeşitli bölgelerine yerleşmişlerdir.(Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, sayfa:33,34, Prof. Dr. İbrahim Sarıçam, Ankara 2004, Türk Diyanet Vakfı Yayını) 2-Arab-ı Müsta’ribe (veya Mütearribe): Aslen Arap olmayıp, sonradan Araplaşan kabilelerdir. Bunlara Hz. İsmail’in neslinden oldukları için İsmailliler; Hz. İsmail’in torunlarından Adnan’ın neslinden türedikleri için Adnani’ler de denir.(İ. Sarıçam, a.g.e. sayfa:34) Kureyş kabilesi bu boydandır. Adnan Hz. Peygamberimizin yirmi birinci göbekten atasıdır. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz, Hz. İbrahim’in büyük oğlu Hz. İsmail’in neslindendir. Soyu Adnan’a kadar kesintisiz bellidir. (Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Adnan’a kadar kesintisiz bilinen nesebi sırasıyla şöyledir: Abdullah, Abdülmuttalib, Hâşim, Abdümenâf, Kusayy, Kilâb, Mürre, Kâab, Lüey, Galib, Fihr (Kureyş), Mâlik, en-Nadr, Kinâne, Huzeyme, Müdrike, İlyâs, Mudar, Nizâr, Meadd, Adnân, (el-Buhârî, 4/238; İbn Hişâm, 1/1-2) Peygamber (s.a.s.) Efendimizin soyu, çok temiz ve çok şerefli bir neseb zinciridir. Bir hadisi şerifte Resul-i Ekrem Efendimiz: “Ben devirden devire, (nesilden nesile, aileden aileye) seçilerek intikal eden Âdemoğulları soylarının en temizinden naklolundum, sonunda içinde bulunduğum ‘Hâşimoğulları’ ailesinden neş’et ettim”, buyurmuştur.((El-Buhârî, 4/166; Tecrid Tercemesi, 9/316 (Hadis No: 1454) ve 10/44) Diğer bir hadisi şerifte bu seçilme işi şöyle anlatılmıştır. “Allah, Hz İbrahim’in oğullarından Hz. İsmail’i, İsmailoğlularından Kinâneoğullarını, Kinâneoğullarından Kureyşi, Kureyşden Haşimoğlularını, Haşimoğlularından da beni seçmiştir.” (Müslim, 4/1782 ( Hadis No: 2276); Tirmizi, 5/583 (Hadis No: 3605); Tecrid Tercemesi 10/44) Hz. Muhammedin Soyu Ne Yahudi Ne Hıristiyan Ne De Arap’tır Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimize göre İbrahim aleyhi selam kesinlikle Yahudi ve Hıristiyan değildir. Arap’ta değildir. Her ne kadar Araplar, Hz. İsmail’in soyundan geldiklerini iddia etseler de bu iddiaları hem asılsız hem de delilsizdir. Çünkü birçok kaynakta Hz. İsmail’in Hicaz bölgesine yerleştikten sonra Cürmihilerden Arapçayı öğrendiği nakledilmektedir. Bu bakımdan Hz. İsmail ve evlatlarına Arab-ı Müsta’ribe (Sonradan Araplaşanlar) denmiştir. (bak. Sahihi Buhari Muhtasarı Tecridi Sarih Tercemesi ve Şerhi, 6. C. s:16, diyanet yayını) Arapçayı Araplardan ve sonra öğrenen Hz. İsmail nasıl Arapların atası olabilir? Aynı zamanda Hz. İsmail, Arapçayı bilmediğine göre başka bir dille konuşuyordu. Yahudi ve Hıristiyan olmayan Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in o zaman Türkçe konuşması ve Hz. İbrahim’le İsmail aleyhisselam’ın Türk oldukları akla geliyor. Bu konuda çok ciddi bilgiler mevcuttur. Biz bu yüzden “Kimin milletindensin?” sorusuna “İbrahim aleyhisselam’ın milletindenim” diye cevap veririz. Ayrıca İsmail aleyhisselam’ın İbrani’ce konuştuğu iddiaları Kur’an-ı Kerim’in “İbrahim ne Hıristiyan ne de Yahudi idi” (Al-i İmran/67) ifadesi ile çelişir. İslami kaynaklara giren İbrani’ce konuşma iddiaları İsrailiyat tesiri ile oluşmuş asılsız iddialardır. Türk Asıllı Arap O zaman diyebilirsiniz ki İbrahim peygamber Türk ise O’nun soyundan gelen Hz. Muhammed’de Türk’tür. Böyle bir iddiada bulunmak bilime uygun değildir; Çünkü bir millete mensup olmak da bir noktada kader işidir. Fert bir millet içerisinde hayata gelir ve o milletin terbiyesini alarak yetişir ve o kültürel zümreye dâhil olur. “Hz. Muhammed ve onun cedleri etnik açıdan Arap olmasalar da Arap toplumu içerisinde dünya gelmiş ve Arap terbiyesini alarak yetişmiş ve o kültürel zümreye dâhil olmuşlar, yani Araplaşmışlardır. Bu bakımdan Hz. Muhammed Türk soyundan gelse de O’na “Türk asıllı Arap” demek daha uygundur. Ayrıca Sevgili Peygamberimiz, herhangi bir ırkın ve milletin peygamberi değil bütün insanların ve cinlerin peygamberidir. Hz. Muhammed Türk müydü? ‘Hz. Muhammed’in kökeni ve Ehl-i beyt’in Türkler tarafından neden bu kadar sevildiği hakkında bazı bilinmeyenleri sizlerle paylaşmak istedim. Hazreti Muhammed, Hz İbrahim’in soyundandır. Hz. İbrahim ise, Sümer kavmine gönderilen bir peygamberdir. Sümerler hakkında yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda, Sümer ırkı yerli ve yabancı Sümerologlar tarafından Türk ırkı (Turani bir ırk) olarak kabul edilmektir. ( Örneğin, dünyaca ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın araştırmalarına bakılabilir)(Muazzez İlmiye Çığ’ın Bilim ve Ütopya dergisinin Nisan 2009 sayısında bu konuda yayınlanmış yazısına bakılabilir. Kutadgu) Sümerler Mezopotamya milletlerinin genel adıdır. abi. Ad, semud ve ba’al kavimlerinde oluşmuşlardır. Hz. Muhammed(sav) efendimizin kökeni Araplarda Adnani’ler diye geçen Arap kökenli olmayıp ‘Araplaşmış Arap’ diye tabir edilen bir kavimden gelir. “…Araplar bendendir, ama ben Arap değilim…” Hadis-i Şerif’i belki de bu gerçeği açığa vurmaktadır. Ve ilginç olan yapılan araştırmalar sonucunda Adnanilerin aslında beyaz bir ırk olduğu görüldüğüdür (esmer tenli Arapların aksine) Yine, Hz. İbrahim’in oğlu, Hz İsmail’in soyundan gelen, Hz Muhammed’de birçok hadis kaynağında kendi soyunu İbrahim(a.s)’a dayandırdığını görürüz. Hz. İbrahim’in iki oğlundan, Hz İsmail Mekke’de yaşamış ve orada vefat etmiştir. Hz İbrahim diğer oğlu İshak Kudüs’e gitmiştir. Burada hemen belirtmek gerekir ki, Bütün peygamberlerin soyu ve Hz. İbrahim’in soyuna dayanır. Bu Hıristiyan, Yahudi ve dahi birçok semavi dinde böyledir. Ve Dinler arasında bu konuda bir çelişme yoktur. Beklide Hz. Muhammed bu nedenle bir hadis-i şerifinde “..Kendisinin her kavimle bir akrabalığı olduğunu..” söylemiştir. Hz. Muhammed’in, Neden Medine’ye hicret ettiği de çok önemle üzerinde durulmalıdır. Peygamberi Medine’ye bizzat davet eden İsrail oğullarından Yahudi olan, Evs ve Hazrec kabileleri Sümer asıllı Yahudilerdendi. Yani (Yahudi olan hazar Türkleri gibi), Sümerler ’in dağılışı sırasında Yemen’e göçmüşlerdi. Medine’ye gelişleri daha sonraydı. (Bu konuda yazara katılmıyorum. Hz. Muhammedi Medine’ye davet eden Evs ve Hazrec, yani Hicretten sonra ENSAR(yardım eden) olarak adlandırılacak Medineli kabileler Yahudi değildi. Medineli Yahudiler ayrı bir grup oluşturuyordu. Yalnız bu Evs ve Hazrec kabileleri Sümer kökenli Türkler olabilir! Unutmayalım Biz Türklerin çok saygı duyduğu İstanbul’daki Eyüp Sultan Hz. de Medineli ve Ensardandı, yani Türk asıllı olma ihtimali var. Türklerin alacağı İstanbul’a önceden geldi ve kuşatmada vefat etti. Peygamberin teşvikiyle İstanbul’a geldi. Kutadgu) Akabe biatinde “Muhammed bizdendir” demişlerdi ve Hazreti Peygamber, Sümer ırkından gelen, Evs ve Hazrec kavimlerine hitaben, “Kanınız kanımdandır” yanıtını almışlardı.. Asıl ilginç olan ise, putperest, Kureyş kabilesi ile Hz. Ali’nin babası ve Hz. Muhammed’in amcası Ebu Talip arasında geçen şu diyalogdur: “… Ey Ebu Talip! Ya yeğenini susturup davasından vazgeçir! Ya da Türk yurtlarına çekilip gidin!..” Ebu Talip, bu tehdit dolu talebe, 94 beyitten oluşan “Kaside-i Lamiyye” ile cevap verdi. İşte o şiirden bazı bölümler: “…Düşman bizim gücümüze boyun eğip kahroluyor Hâlbuki onlar bizim Türk ve Aftalitler kapılarına sığınmamızı isterler Allah’ın evine ant olsun ki sizler yalan söylüyorsunuz/ İşleri karmakarış etmeden ne Mekke’yi terk/ Ne de buralardan Türk yurtlarına gitmeyeceğiz.” Ebu Talip’in bu şiirinde Türkler yanında “Aftalitler” yani “Akhunlar” dan dan söz etmesi oldukça ilginç ve önemli. Demek ki Araplar Hazreti Peygamber’in soyunu sopunu çok iyi biliyorlardı. Hazreti Peygamber’in torunu Hazreti Hüseyin’in Kerbela olayından önce Türk yurtlarına gitme isteği, Yezit tarafından reddedildi, çünkü Hazreti Hüseyin Horasan’daki soydaşlarıyla birleşerek tekrar gelecekti… Bir gün Peygamberimiz ashabıyla otururken, bilinmeyen bir dille “Ne güzel üzüm” dedi. Sahabe anlamayarak “Ya Muhammed Arapça konuş” dediler. Yüce Peygamber: “Durun yakınmayın, ben köküm olan Hz. İbrahim’in dili ile konuşuyorum, Arap benden ama ben Arap’tan değilim” diye yanıt verdi… Yazın oluşturulurken yararlanılan kaynak: Muharrem Kılıçın Gizlenen Türk Tarihi/Hazreti Muhammed’ MU KITASI ve MU’LAR İLE İLGİLİ EFSANELER 1-)Bilindiği gibi Mu kıtasından pek çok Göç yolu çıkmıştır ve bazı tarihçilerin söylediğine göre bu göç yollarından en önemlisi Anadolu’dan geçmiştir. Mu kıtası ile ilgili yapılan haritalar incelendiğinde, Anadolu’nun hem Atlantis, hem de Uygur İmp. Üzerinden gelen göç yollarının birleşme noktası olduğu görülmektedir. Eğer durum böyle ise bilinen Anadolu,Sümer,Babil,Asur,Grek uygarlık etkileşimlerinden çok daha önce tarihin derinliklerinde Mu,Uygur,Atlantis,Anadolu uygarlık etkileşimleri olduğu ortaya çıkmaktadır. Ali Kuzu’nun bahsettiğine göre, yaklaşık 12 yıldır Anadolu’nun tam orta yerinde, Peri Bacalarının olduğu yerde Japonlar arkeolojik kazılar yapıyorlar(Sizce ne arıyorlar?) ve en önemlisi Ali Kuzu’nun kitabında söylediği üzere yılda 2-3 kez ziyaretlerine gelen Japon Prensi her geldiğinde “Kapıyı daha bulamadınız mı? “diye soruyor.. 2-) Tüm bu efsanelere dayanaraktan Hititlerinde Türk ırkından olduğunu söyleyebiliriz. Bu uygarlığın en büyük kralı ‘Güneş Kral’dı. Efsaneye göre Hititlerin güneş kralı öldüğü vakit Ankara’nın en yüksek tepesi olan ve şimdi Anıtkabir’in bulunduğu yerde bir höyük içine gömülmüştü. Kral Höyük’ü denilen bu yerde şimdi Atatürk yatmaktadır. 3-) Mu’larla ilgili efsanelerden bir diğeri ise Hz. Muhammed(S.A.V)’in Türk olduğudur. Bu tezi birçok tarihçi savunurlar ama bunlardan en önemlisi hiç kuşkusuz Atatürk’tür. Tarih araştırmacıları,Hz Muhammed(S.A.V)’in Sümerlerle bağlantısından yola çıkarak Türk olduğunu söylemektedirler; MU-hammed MU-sa ve İbrahim ayrıca tarihçilere göre binlerce peygamberin adı Türkçe özleriyse Türk’tür. İbrahim’deki Ra’da Mu ların tanrılarının ismi olan RA-MU’dan gelmektedir. 4-) Hepimizin bildiği Ergenekon efsanesininse aslında Mu kıtasından çıkış olduğu ileri sürülmektedir. Ergenekon efsanesi ve Mu kıtasından çıkış arasındaki benzerlikler tarihçilerin böyle düşünmesine sebep olmuştur…

      • rammsteinn dedi ki:

        okan
        hadislerle efsanelerle yola çıkma
        atatürk sümerlilere özel bir ilgi duyuyordu. sümerlilerin dilinin türkçeye benzer kelimeler içermesi,semavi dinlerin tüm köklerinin sümer hikayelerine dayanması nedeniyle herkesin sümerliler hakkında bilgi sahibi olmasını istiyordu.
        bu sebeble sümerbankı kurmuştur. herkesin sümerlilere ilgi duymasını dolayısıyla dinler ve türklerin kökenini öğrenmesini istiyordu.

        davudu,süleymanı,muhammedi,isayı türk yapsan ne olur? hepsinin türk olduğunu kanıtlasan ne olur?
        adamlar kuyruklu yıldızda hayatın kaynağını bulmaya çalışırken bizler önümüze geleni türk yapmaya çalışıyoruz.

        diyorsun ki
        Hz. İbrahim ise, Sümer kavmine gönderilen bir peygamberdir.

        türkiyenin en iyi sümer uzmanı
        muazzez ilmiye çığ derki
        “bu güne kadar bulunan tabletlerin hiçbirinde ibrahim peygamber adına kayıt yoktur”

        senin elinde herkesten gizlediğin bir tablet varsa onu bilemem

  17. bu kadar sacmalık görmedim dedi ki:

    sen teraziyi yanlış kurmuşsun
    felsefe yapıyorsun hesabına sacmalamışın
    bilgin yok hiç bir şey hakkında fantazi filmleri seyredip kendince hoşuna giden bir şeyler yazmaya çalışmıssın
    senin kurgun o kadar bayagı ki hiç bir şey okumadan sanıda bulunmuşsun

    bu arada arapça dünyadaki en geniş en zengin dildir.halada öyle.!
    orda ki bir çok saçmalamış oldugunun bir cevabı var ama senin bilgin yok.

  18. sara dedi ki:

    inanmiyorum kainatın EFENDİSİNE MUHAMMET denmesi çok iğrenc esmalar hakkında atıp tutanları ALLAHA havale etmek lazım

  19. tayyar altı kulaç dedi ki:

    Şu güya yorumların kaç tanesi bir bilgi kırıntısı içerir diye göz atayım dedim de, zerresinde karşı fikir, cevap, tartışma adabı göremedim. Yazık ki bir put, taş, yararsız bir korkuluk gibi taptığınız şu binlerce yıl öncesinin şeyleri sizi ne ölümden, ne korkularınızdan adam gibi koruyamaz. İnandıklarınız, dünyada içinizi ısıtmaktan ileri bir işe yaramayan, ispatsız saçmalıklar.

    Biri bir cevap versin, neden iman etmeliyiz? Neden tapınmalıyız, bu olmayan varlığınıza? Sebep?
    Sebep cahilliğiniz…

  20. ........................ dedi ki:

    esma ül hüsna nın anlamlarını oku yaratılışı anlatır hepsinin görünen görünmeyen herşeyde tecellisi mevcuttur
    otur bir ağacın önüne 4 mevsim tohumundan kurumasına kadar esmalarla bi anlamaya çalış neler çıkıcak karşına

    ALLAH (C.C) HERKEZİ İNANDIRSAYDI (ki buna gücü yetendir )
    çayırda otlayan koyundan ne farkın kalırdı diye düşünmedin mi hiç
    sana yol gösterilmiş sonuçları anlatılmış özgür iradeye bırakılmışsın
    tıp okuyupta hakim olacağını mı sanıyosun
    hırsızlık yaptığında sen araba çaldım afferin alsana bir ev mi diyolar içerimi tıkıyolar
    hırsızlığın cezası budur demişler sende bunu bilirsin yapıp yapmamak sana kalmış
    ALLAH (C.C ) DE sana doru ve yanlışı anlatmış bi kitap indirmiş bunu yaparkende
    H.Z MUHAMMET (s.a.v ) elçi kılmış

    ALLAH(C.C ) akıl fikir versin inşaALLAH

    • orion dedi ki:

      işte asıl kurandan ibret alınacak sahsiyetler sizsiniz ama ya biz anlatamıyoruz yada siz anlamıyorsunuz…..veya anlamak istemiyorsunuz….yusuf gibi bir kul peygamber olmasına rağmen iftira yüzünden zindanlarda gün geçirdi….zindandan çıkarılması şuçsuzluğu nu ispat edebildiği için değil rüya yorumlayabilmesi aracılığı ile oldu….herkes onun kadar şanslı ve bilge olmayabilir…bir iftiraya sebeb masum bir insanın hırsızlık şuçundan kolu kesildi diyelim..allahınız o kolu veya eli geri iade edebilecekmi kuluna…..

      • MaMaLi dedi ki:

        Yusuf yaşadımı sence orion?yoksa yahudilerin dünya insanlık tarihine attığı,din,palavralarının bir şehir efsanesimi?

  21. oktay muhtar dedi ki:

    Cevşenü’l kebiri okumamışsınız sanırım okumuş olsaydınız böyle yazmazdınız. lütfen cevşen okuyunda yüce Rabbimizin isimlerinin manalarını ve sıfatlarını anlayın.

  22. saliha dedi ki:

    Allah’ın 99 ismi kafadan değil Kur’an’ın bizzat kendisinden çıkarılmıştır. O gafurdur rahimdir. O azizdir hakimdir, O zengindir, güçlüdür, herşeye kadirdir gibi…
    bir çok ayette Allah’ın özellikleri anlatılmaktadır. Bu 99 isim bu ayetler ışığında ortaya çıkmıştır. 99 la sınırlı kalmak gibi bir zorunlulukta yoktur. Kur’an’ı baştan sona mealini okuyun ve Allah’ın özelliklerini, sıfatlarını tek tek kur’an ışığında not alınız Allahın isimleri işte onlardır.

    • orion dedi ki:

      bak ismin saliha dişil eril olarakta salih….hani dualardan sonra amin diyorsunuz amine ise son peygamberin annesi…asıll okunuşları emin emine eril ve dişil olmak üzere…bize öğrettikleri amin kelimesinin kökeni amen den geliyor ..mesela allah diye bize öğretilen isim okunuşu el lah tır el ilah ise gerçek isimdir..sadece aradan i kalkmış ama kuran da cümle içlerinde el ilah değişikliklere uğrayabilir……el ..esmaül hüsnada bir çok ismin başına geldiği gibi farklılaşabilir el ilahu ekber de bize dur eki verir::: ilah ulu dur ::::önüne gelen kelimeye göre değişir dir dır dür gibi anlamlarda çıkabilir….

      ( dır ) >el hamdü lillahi rabbil alemin ::::hamd alemlerin rabbi ilahına dır….asıl ismin hamd sıfatından sonra şekillendiğine dikkat et :::hamd ül illah …..
      bize allah diye öğrettikleri ismin aşıl okunuşu el ilah tır ..zaten esmaül hüsnada el bari el baki diye okunur er ve es ten hariç olanlar….aynı örneği bir siteylede ispanyolcadan öğrenebilirsin…… http://www.ispanyol.com/aispanyolcagramer/ispanyolca_tanim_edatlari.asp
      el eril la dişildir…..latince <>>arapçayada böyle girmiştir …. bir örnek eril olarak bir isim
      Musa el-Kazım kazımın musa ….burda isim kişinin hem kendi ismi hemde babasının ismidir..hani biz derizya anadoluda …karaların musa diyerek kimlerden olduğunu belirtiriz….onun gibi…..ortada el bize ın verdi yani el ilahınızın gerçek ismi isim yardımcı fiildir….allah diye bir isim sonradan peydah olmuştur…zaten çok ilahlı sistemden tek ilahlı sisteme geçişten başka birşey değil islamiyet araplar için…kuranın arapçasında tanrı kelimesi geçmediği halde meallerde hep tanrı görürsün….tanrı nın okunuşuda tengri gök tanrı inancı tek tanrılıdır…gördüğün gibi bizim inandığımız tanrıyı küçümseyen bizim meal çevirmenleri oysa kuranda bana tanrı kelimesi göster desem bulamıyacaksın……..diğer semavi kitapların ilahsal isimleri değilde hep tanrıya sataşma var….oysa kuranın en çok yüklendiği kavim israil oğulları …….kuranda ilah tekil aliheten çoğuldur ilahlar…… düzmece ilahlar edindiler diyecekleri yerde sahte tanrılar edindiler diyebiliyorlar….oysa diğer semavi dinlerin yahovasına god una bir hitap yok niye acaba hem kitaplarını kabul etme değiştirildi de hemde türkleri kendi tanrı inancına ters düşür…şaçma

  23. orion dedi ki:

    eskiden daha doğru su eski çağlarda kavimler topluluklar ..bir husumet veya kendi put ilahlarının diğer putlardan üstün olduğunu göstermek için savaş meydanlarına yaptıkları ilahlaştırdıkları putlarınıda götürürlerdi…bir güç sembolü olarak …..tabi savaş nedeni sadece ilahlarının üstünlüğü için değil, biri diğerinin putuna sövmesi şavaş nedeni olabilir veya birinin diğerinin putuna ibadetini engellemesi kendi putunun yüce olduğunu iddaa etmesi gibi şeyler şavaş nedenleridir…… ganimet amaçlı olarakta şavaş nedenleri herzaman zuhur etmiştir….kabedeki el ilah putu kaç savaşa girdi acaba ve kızları lat menat ve uzza….son peygamberin el ilah bizden yana sizde yandaşlarınızı çağırın muhakkaki bizde zebanileri çağıracağız demesi ….ve kafir diye niteledikleri karşı cepheye onu günahkar perçeminden tutup cehenneme sürüklüyeceğiz demesi..ve şimdiki okuyanların bunları ahir hayata yorması düşündürmüyormu okuyanları…..zebaniyi cehennem bekçisi gibi algılamak doğrumu …zebani iri kıyım insan demek…ahirde hesaba çekilecek insanın daha nasıl bir taraftarı olabilirki…alak 17 ayetinde ::O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.18 de ise Biz de Zebanileri çağıracağız. burda o denilen kişi genel değil veya kafirlere seslenmiyor topluluğu olarakda bir topluluk yok …..önceki ayetlerde ise son peygamberin el ilah putuna tapılmasını engelleyen birileri var ve son peygamber sinirleniyor ve bu sözleri sarf ediyor ::ve size iki farklı meal vereceğim anlayan banada anlatsın bu alak suresini:::::eskiden her putun birde habercisi vahiycisi oluyormuş demekki 11 inci ayetide okuyun ya o peygamber doğru yolda olur yada .yaktım çırasını demek istiyor..işin en ilginç tarafı vallahi anladıysam arap olayım…hatta size bir üçüncü meal daha vercem 3 ayrı meal kim kime konuşuyor zebanileri çağıran el ilahın peygamberi muhammed o anlık zebanilere haber verip o kişiyi günahkar perçemiinden cehenneme sürükletecek…. ya bu durumlar yabancı değilki fravun zamanındaki akhaneton ve yusuf devrinde de olmuş vakalar….ilahlara yani putlara sunulan hediyeler malum bilinen şeyler ….hadi mealin biri yanlış desem diğerindende birşey anlamadım…..11 den 12 ye geçiş ne demek istiyor 12 den 13 geçiş farklılaşıyor…..ben anlamaya çalışacağım bu sureyi anladıklarım el ilah putu cömert ve kalemle yazmayı öğretiyor..kullara….birkaç sure daha anladım ama ondan sonrasını el ilah bilir benden bu kadar..dalga geçtiğimide sanmayın asıl bizlerle dalga geçenler utansın……

    1. Yaratan Rabbinin adıyla oku!
    2. O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.
    3. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.
    4. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.
    5. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.
    6. Gerçek şu ki, insan azar.
    7. Kendini kendine yeterli gördüğü için.
    8. Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.
    9. Gördün mü şu men edeni,
    10. Namaz kılarken bir kulu (Peygamber’i namazdan)?
    11. Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda olur,
    12. Yahut takvâyı emrediyorsa?
    13. Ne dersin o (meneden, Peygamber’i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!
    14. (Bu adam) Allah’ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!
    15. Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).
    16. O yalancı, günahkâr alından (perçemden),
    17. O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.
    18. Biz de zebânîleri çağıracağız.
    19. Hayır! Ona uyma! Allah’a secde et ve (yalnızca O’na) yaklaş!

    buda elmalılı hamdi yazır dan

    1 – Yaratan Rabbinin adıyla oku!

    2 – O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.

    3 – Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.

    4 – O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.

    5 – İnsana bilmediği şeyleri öğretti.

    6 – Hayır! Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder.

    7 – Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için.

    8 – Muhakkak ki dönüş mutlaka Rabbinedir.

    9 – 10 – Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?

    11 – Gördün mü (ne dersin?), ya o (kul) doğru yolda olur,

    12 – Veya kötülüklerden sakınmayı emrederse?

    13 – Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar, yüzçevirirse,

    14 – O adam, Allah’ın kendini gördüğünü hiç bilmiyor mu?

    15 – 16 – Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.

    17 – O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.

    18 – Biz de Zebanileri çağıracağız.
    ……………………………………………………………………………………………………………
    Bismillahirrahmânirrahîm

    1,2.
    Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak” dan yarattı.1

    3.
    Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.

    4,5.
    O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.2

    6,7.
    Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.

    8.
    Şüphesiz dönüş ancak Rabbinedir.

    9,10.
    Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?3

    11,12.
    Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa!?

    13.
    Ne dersin engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz çevirmişse!?

    14.
    O Allah’ın, her şeyi gördüğünü bilmiyor mu?

    15,16.
    Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

    17.
    Haydi, taraftarlarını çağırsın.

    18.
    Biz de zebânileri çağıracağız.

    19.
    Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.

    • Mehmet emin dedi ki:

      Her okuduğum da beni ayrı etkileyen ayetlerdir. Anşılmamasını da yadırgadım . Sorun zebaniler ise burdan kasıt kurdandaki bir çok ayyette benzeri şekillerde bahsedilen ahiret günüdür. Yaptıklarımızdan dolayı sorumlu tutulacağımız mutlak adet günü

  24. orion dedi ki:

    eğer yukardaki 11 inci ayette ne demek istediğini anlayan olursa kuran yaratıcının sözüdür diyelim…….birde arapça farşçadan yontulmuş bir dildir hatta kökeni farşçadırda diyebilirsiniz…11 inci ayetin arapçasında el hüda geçer bunu hidayet olarak çevirmişler ama hidayet bile türkçe değildir arapçadır….farşçada el hüda yaratanın isimlerindendir ….
    hüda Allah
    hüdabîn hakkı ve hakikati gören, Allahı tanıyan
    hüdaperest Allaha tapan…
    el ilah gibi el hüda da yaratıcı ismidir hernekadar bunlara başka anlamlarda yükleseler anlamı hidayetten ziyade rehber demektir…ve bu rehberler aslında hep insan isimleriyken bir anda yaratıcını isimleri olur çıkarlar……el huda gibi yâhüda nın da yahudi asıllı muhterem bir zat olması
    VE rehber sayılması şaşırtmasın kimseyi….alak 11 ayeti muhammed essedin çevirisinde ise soru kalıbındadır hiç düşündümü diye başlıyor elmalılı hamdı yazıra bakıyorum al el hüda yı kul diye çevirmiş …eski diyanet mealine baktım hüda için peygamber kullanılmış..ayrıyeten bir isim daha verebilirim hüda peygamber olarak çevrilmiş….bu linkte zaten 25 kadar meal var bakabilirsiniz ….. http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=6135
    bu linktede 11 ve 13 üncü ayetlerin başı ne dersin diye başlıyor.. http://www.kuran.gen.tr/?x=s_main&y=s_middle&kid=1&sid=96……oysa gördünmü diyende var baksana olarak çevirende olmuş…hiç düşündünmü diyende var…yani görmek fiili ile düşünmek fiili iki ayrı fiil
    birbiriyle alakalı bir söz kalıbı bile değil bu anlamlar..ne dersin ile gördünmü 11 inci ve 13 üncü ayetin başlayısı
    yani mealciler sanırım bu sureyi nasıl kurtaracklarını şaşırmışlar….
    15 inci ayette tede yemin ediyor ve meydan okuma var taraftarlarını çağırsın …ya bu el ilah bu kadar acizmi insanla insan oluyor ….bizim deyimimizde çocukla çocuk olma deliyle deli olma gibi laflar var el ilahınkide o hesap….ben bile bu surelerden daha iyisini yazarım…surenin başında oku yaradan rabbinin adıyla okudan konu nereye geliyor hani çoğu yerde şeytan baş düşmandı burdaki engelleyen o dediği kim engellenen kim kim taraftarlarını çağıracak…..kim cehenneme sürükleniyor…

    • bilal dedi ki:

      ALAK SURESİNİN DOĞRU MEALİ ? ALAK-9-10: ارأيت الذي ينهي عبدا اذا صلي ” Baksana,
      her hangi bir kulu namaz kıldığında engelleyene ! ALAK-11-12:أرأيت ان كان علي الهدي أوأمر بالتقوي ” Baksana,şayet o hidayet üzerinde olsaydı yahut takvayı emretseydi ! (bu daha iyi
      değil midi.? a) Baksana, (bütün buralarda muhatap hz.peygamberdir.Ebe cehil değildir.)
      b) Namazdan engellemeyip hidayet üzerinde olsaydı,yahut takvayi emretseydi, bu daha iyi değil midi.” ifadesiyle de Ebu Cehil kast edilmektedir.Çünkü Ebu Cehil,hem hz.peygam-
      beri,hem de inanıp namaz kılanları engelliyordu.!!! تفسير المراغي ”
      Evet,ayetlerin çevirsi doğru ve düzgün yapıldığında,anlaşılamayan hiç bir şey kalmaz.!
      Ayetlerde hiç bir sorun yoktur.Bütün sorunlar hatalı çevirilerden kaynaklanmaktadır.!!!
      c) Ebu Cehil,kendi adamlarıyla övünüp her şeyi yapabileceğini,hz.peygambere ve müs-
      lara engel olup,onları istediği zaman yok edebileciğinin tehdidinde bulunuyordu. Bu olay
      Mekke döneminde henüz müslümanların sayısı çok az ve güçsüz durumda oldukları dö-
      neme rastlamaktadır.İşte bu tehditle karşı karşıya kalan hz.peygamber ve müslümanlara manevi bir yardımın geleceğinin mesajı verilmektedir.Bununla müslümanlara teselli veri-
      liyor.13.Ayette yüce Allah,bu zalimin tehdidine karşılık,onu yakalayıp yok ettiğimiz zaman,
      haydi bakalım adamlarını yardımına çağırsın da onu kurtarabilecekler mi ? diye müslü-
      manlara yardım mesajını vermektedir.Bu olsayadı tamamen dünyada olurdu.Bu ayetin mesajı cehennemle hiç alakası yoktur.!!! Yani kapışma diye bir şey yoktur. Metafizik bir
      bir varlık olan meleklerle kapışma mı olur.??? Saygılarımla.

    • edene eee dedi ki:

      Kardeşim kuranin insan kelami olmadığına dair çok fazla delil var. Fakat çeviriler yorumlarda hata yapabiliriz veya anlamAda. Ama buhaTalar onun gerçek bir ilahi kitap olduğunu perdelememeli. Canertaslaman.Com bu adamın kitaplarına göz gezdirin birde gene bu adamın mucizeler.net sitesinde ücretsiz bir kitabı var ona bak. Bir kaç örnek
      melek şeytan kelimeleri cennet cehennem kelimeleri eşit sayıda geçiyor. Buna benzer insanı çal aşağı yapan adeta aciz bırakan bir çok deliller göreceksin. Bu demek degilki yanlış anlamlar olmayacak. Onlar bizim okurken bilgisizligimizden kaynaklanan hatalar olur.bilgi edinip tekrar göz geçirmek olmadı bilgi edinip tekrar göz geçirmek gerekir. Sonuç olarak inanmayan birisi için bu konular çok büyük sonuçları olan bir iddiadİr. Yani inanmayan birisi bile sonuçların ciddiiligi sebebiyle mutlaka dikkate alıp iyi arastirmalidir. Ben bir musluman olarak bu durumun delilleriylee birlikte farkındayım. Allaha Hamdolsun. Sevgiler

  25. asu dedi ki:

    o kadar şaşkınlık içinde kaldımki anlatamam! inanmayanlara hem üzüldüm,hem acıdım doğrusu o kuran’ı kerimi azıcık inanmak için ruhunuzu vererek okuya bilseydiniz keşke,o zaman durumunuz farklı olurdu.Allah o kadar sabırlıki sizin gibi rabbini inkar eden kullarını tövbe etmeleri için bekliyor yoksa sonunuz firavun gibi olucak.onun hala ingilterede ibretlik kemikleri duruyor ondandamı ibret almıcaksınız rabbini inkar edenler neyinize güveniyorsunuz?AllahIn mülkünde yaşıyorsun ona inanmıyorsun.evreni şöyle bir incele herşeyin ayrı bir özelliği var, ayrı kokusu,ayrı görünüşü,ayrı renkler var muhteşem… Rabbimin yarattıkları hem havada yaşayan canlılar var, hem karada, hem suda intizama bakın denge ve ahengine bakın alemin müthiş bişey bu evren, rabbimize ne kadar kulluk etsek azdır. Su,ateş,hava,ve toprak biri olmazsa yaşamamız mümkünmü?Bütün bunlar kendi başına olmadılar değilmi?Hem Kuran’ı Kerimdeki ayetlerdede siz inkarcılardan bahsediliyor o gerçekliğine inanmadığınız kutsal kitabımızda,Hidayet ancak Allah’tandır o hidayet etmedikçe biz bişey yapamayız bize sadece dua etmek düşer, Allah hidayet nasip etsin gerçek içten ve samimi olarak yürekten tövbe etmeyi nasip etsin inşallah.. Dünyaya sadece bakmayın ,onu görün ruhunuzla,kalbinizle,aklınızla ve inanarak ..Ruhunuzu kalbinizi düşüncelerinizi arındırın rabbini bilen mutlu olur.islamiyeti yaşayan insanlarla karşılaştırsın rabbim sizi(Amin). Tüm kalbimle diliyorum Allahım’dan tövbe etmek size nasip olsun inşallah ve bu siteyide büyük bir pişmanlıkla kaldırırsınız.Dualarımla ..

    • Tarkan dedi ki:

      Senin dilinde olmayan bir kitabı isteyen istediği gibi yorumlar sen çıkarına uyacak şekilde anladın bizler ise gerçekten ne anlatmak istediğini araştırmak için okuduk. Okumamakla suçlaman yanlış insanları. Kalbinle nasıl okursun gerçi onuda anlamadım sadece kan pompalayan bir organ asıl işi akıl olan beyin gibi bir organdan nasıl daha çok keramete sahip olurki ? Mecazi anlamda kalbinizle okuyun diyorsan eğer bu da şiirsel sanatsal anlama girer. Empati yapmak demek. Araplar bile kendi tarihlerini esirgemeden yayarken anlatırken sen kimin tarihini kimden daha iyi bileceksin. Propagandaya fazla kaptırmamak lazım.

    • Gencer dedi ki:

      Sizin adınıza üzüldüm Asu hanım.
      Erkeklerin özellikle Kadınları Köle yapmak için ortaya çıkardığı Dinlerin ve özellikle bunların en kötüsü olan İslamın peşinden gitmeniz çok acı.
      Siz eğer Kuranın kanunlarına göre yaşıyorsanız burada yazı yazmanız bile Cehennemlik olmanız için yeterlidir.

      İmkansız ama 600 yılının Arap Bedevi Kanunları ile Mutlu olmanızı dilerim.

      Namaz kılarken kimi örnek alıyorsunuz öğrenmeniz için .

      Google görsellere HUBEL yazın bakın hangi putu örnek alıyormuş insanlar namaz kılarken.

      al-ilah yazın ve görün Muhammed insanları hangi putun peşinden sürüklemiş.

      Akıl ve Mantığınızın üstün gelmesi dileği ile.

      Saygılar.

      • yasir dedi ki:

        Gence bey, takılmış plak gibi hep aynı şeyin üstünde dönüp duruyorsunuz, ayrıca bu durumunuzda çok komik oluyor…

        Bakın sizin en büyük hatanız ön yarğılarınız, mantıksızlığınızda var ama mantıksızlığınız zaten sizin felsefeniz olmuş, ayrıca Tarih-Kronoloji-etimoloji gibi dallardada araştırma yapmanız lazım buraya gelip iki ayda ben ikna oldum diyorsanız zaten siz bilinç altınızda ikna olmuş ve bahaneler arıyorsunuz demektir bahanelerini bulduğunuz an doğruluğu veya yanlışlığı önem arz etmeden düz mantık zaten kalbende-zihnende tatmin olacaksınız ki, zaten öyle olmuşsunuz…Ama hala eksiksiniz ve doğruya ulaşamadığınızdan sağa sola saplanıp her okuduğunuz saçmalığı hemen doğruymuş gibi inaanıp burada da insanlarla paylaşmak istiyorsunuz…
        Bakın Bu saydıklarınız Hubel-lat-menat-uzza ve bir çoğu bunların hepsi zaten putlar idi bunları inkar eden yok…ama siz tarih-kronoloji ve etimolojik karğaşa ve bu sebebten dini kimlik bunalımı geçiriyorsunuz…
        Tanrı-Eski türkçe ve Orta asya moğol Guruplarıda dahil kullanılan bir kelime olup bunun karşılığı Arapçada İlah, Almanca-götz, ingilizce-got, Arnavutça-zot, Yunanca-teos vss çok uzatabiliriz bunları…Yani Yunan mit’lerinde nasıl her şeyin bir tanrısı vardı işte Araplarda bu Lat-Menat-Uzza gibi değişik şeylerin ilahları görüyorlardı ve her kabilenin kendi İlah yaptığı putlarıda vardı ve bunlar kendilerine ilah yaptıkları putları yarıştırmaya bile girişiyorlar bizizm putumuz daha büyük güçlü gibi saçma yarışlara girişiyorlar idi ve bunları İbrahim ve İsmail’in tek tanrısı arasında kendilerine araçı şefaatçi görüyorlardı, çünkü İbrahin ve İsmail ile araplar arasında tek tanrı-ilah inancı başlamışdı ve bu tek İlah her şeyleri yaaratan ve her şeyler egemen olan Rab Allah idi…Tarih içinde zamanla Arapların dejenere edip eski pağan dinlerine dönmeleri ile eski ve yeni dinleri birleştirip hem tek İlaha inaanıp ona araçılar koyup putlar dikiyorlardı Kuran ve Paygamber ise bunların yanlış olduğunu her şeyleri yaratan İlahın tek olduğunu ve eşi benzeri olmadığını onlara ayetleri ile anlatmaya çalışıyordu…
        Bu eski ve yeni dini birleştirip dejenere edenlere müşrik deniyordu…Müşrik ne demek tek ilah-Allah inancı olup ortak koşan yani şirk içinde olup başka şeylerede tapan lara şirk içinde olduğundan Müşrik deniyordu, Yani Kuran ve Muhammet peygamber gelmeden İsmail peygamber zamanında Tek İlah-Allah inancı vardı ve Araplar bu inanacı zamanla dejenere edip putlar dikmeye ve bu putlardan yardım ve Allah ile aralarında bir aracı ve şefaatçi kılıyorlardı…

        İHLAS SURESİ…
        “De ki, Allah tek ve benzersizdir. Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Doğmamış ve doğrulmamıştır. O’nun dengi, misli olmadığı gibi zıddı da mevcut değildir.”

        “İyi bil ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’ndan başka dostlar edinerek, ‘Onlar bizi Allah’a yaklaştısınlar diye kulluk ediyoruz’ derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde
        hüküm verecektir.” (Zümer suresi, 39/3)

        19. Gördünüz mü o Lât ve Uzzâ’yı?
        20. Ve üçüncüleri olan ötekini, Menât’ı.
        21. Demek erkek size, dişi O’na öyle mi?
        22. O zaman bu, insafsızca bir taksim!
        23. Bunlar (putlar), sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.(NECM SURESİ 19-20-21-22-23)

        Bunlar fi tarihlerde yaşamış dini kişi ve fğürler ölümlerinden sonra onlardan şefaat ve yardım dilemeye devam ederek putlaştırıp putlarını dikmişlerdir, yoksa sen puta tapanların heykele taptıklarınımı sanıyorsun Kuran bu açıkça belirtir

        Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) ‘teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda) ‘ bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.(EN’ÂM – 94 )

        Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyler, yaratılmış olduklarına göre hiçbir şey yaratamazlar.(NAHL – 20 )Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.(NAHL – 21 )Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır. Ahirete inanmayanların kalpleri bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar.(NAHL – 22)

        Şimdi Tek ilaha inanan bir yunan dua ederken dillerinde ilah anlamına gelen teos kelimesini kullandığında eski pağan tanrılarına mı tapmış oluyor, veya bir tek ilah inancı olan bir inğiliz dua ederken got kelimesini kullandığında pagan tanrılarına mı tapmış oluyor…Burada önemli olan Tekliği-tavhidi bozmadan yerlerin–göklerin ve herşeylerin yaradanına ve birliğine inanarak iman etmektir, çünkü Kurandada geçen budur her ne derseniz deyini bütün güzel isimler Allah’ındır…

        De ki: İster Allah adıyla duâ edin, ister rahman adıyla, hangi adla duâ ederseniz edin, gerçekten de bütün güzel adlar, O’nundur ve namazında pek yüksek sesle okuma, sesini pek de yavaşlatma, ikisinin arasında bir yol tut.(İSRÂ – 110)

        En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır.(A’RÂF – 180 )

      • yasir dedi ki:

        İsa göl kıyısında halka yine öğretmeye başladı. Çevresinde çok büyük bir kalabalık toplandı. Bu yüzden İsa göldeki bir tekneye binip oturdu. Bütün kalabalık göl kıyısında duruyordu. İsa onlara benzetmelerle birçok şey öğretiyordu. Öğretirken, “Şunu dinleyin” dedi. “Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı. Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü. Kuşlar gelip bunları yedi. Kimi, toprağı az kayalık yerlere düştü. Toprak derin olmadığından hemen filizlendi. Ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için kuruyup gittiler. Kimi, dikenler arasına düştü. Dikenler büyüdü, filizleri boğdu ve filizler ürün vermedi. Kimi ise iyi toprağa düştü, büyüyüp çoğaldı, ürün verdi. Bazısı otuz, bazısı altmış, bazısı da yüz kat ürün verdi.” Sonra İsa şunu ekledi: “İşitecek kulağı olan işitsin!”Markos 4 (1-9)

        Onikiler’le öbür izleyicileri İsa’yla yalnız kalınca, kendisinden benzetmelerin anlamını sordular. O da onlara şöyle dedi: “Tanrı’nın Egemenliği’nin sırrı sizlere açıklandı, ama dışarıda olanlara her şey benzetmelerle anlatılır. Öyle ki ‘Bakıp bakıp görmesinler, Duyup duyup anlamasınlar da, Dönüp bağışlanmasınlar.’ ”Markos 4 (10-12)

        İsa sonra onlara, “Siz bu benzetmeyi anlamıyor musunuz?” dedi. “Öyleyse bütün benzetmeleri nasıl anlayacaksınız? Ekincinin ektiği, Tanrı sözüdür. Bazı insanlar sözün ekildiği yerde yol kenarına düşen tohumlara benzer. Bunlar sözü işitir işitmez, Şeytan gelir, yüreklerine ekilen sözü alır götürür. Kayalık yerlere ekilenler ise, işittikleri sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök salamadıkları için ancak bir süre dayanan kişilerdir. Böyleleri Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşerler. Yine bazıları dikenler arasında ekilen tohumlara benzerler. Bunlar sözü işitirler, ama dünyasal kaygılar, zenginliğin aldatıcılığı ve daha başka hevesler araya girip sözü boğar ve ürün vermesini engeller. İyi toprağa ekilenler ise, sözü işiten, onu benimseyen, kimi otuz, kimi altmış, kimi de yüz kat ürün veren kişilerdir.”Markos 4 (13,20)

        “Sana bu kitabı indiren O’dur. Kitabın bir kısım âyetleri muhkem olup bunlar onun esasını teşkil ederler. Diğer kısımlar ise müteşabihtirler. Kalplerinde eğrilik olan kimseler onun sadece müteşabihleri ile meşgul olurlar. Bundan maksatları, sırf fitne çıkarmak ve kendi anlayışlarına göre yorumlamaktır. Halbuki onların gerçek mânâlarını yalnız Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar ise, onların mânâlarını anlamaya çalışmakla beraber, asıl maksat ve mânâlarını Allah Tealâ’ya havale edip; ‘Allah’ın maksadı ne ise biz ona inandık. Gerek muhkemi, gerek müteşabihi hepsi Rabbimiz tarafından gönderilmiştir…’ derler. Bunu ancak kamil ve öz akıl sahipleri düşünebilirler… Ve onlar sözlerini şu duayla bitirirler: ‘Ey bizim yüce Rabbimiz! Doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi yanlışa saptırma, yüce katından bize rahmet bağışla. Şüphesiz sonsuz lütuf sahibi olan ancak Sensin.’” (Al-i İmran, 3/7 ve 8)

        Şimdi Dostlar, Kuranın açık olan ve Kapalı olan ayetleri vardır bunu Allah Kuran ile bildiriyor…Açık olan ayetleri ise evrensel değerler Doğruluk-dürüstlük-Faiz-zina-Alkol-Kumar-Adalet-hak yememek-çalmamak-hak-hukuk-namaz-zekat-oruç-Allah’a şirk koşmama vsvsv gibi uzatabiliriz…
        Müteşabih olan ayetlerine ise aklı ermeyen-eremeyen zaten bunlara takılıp fitne veya karğaşa çıkarmak için kullanacağını Allah gaybından Kuran ile haber vermiş…Şimdi bakıyoruz Yok Kurandki mantık-Kurandaki çelişkiler olarak karşımıza çıkıyor, Bir yerde böyle yazılmışken burda neden böyle yazaılmış, bir yerde 1000 yıl yazarken diğer yerde neden 50 bin yazılmış veye ilk müslüman kim gibi vsvsvss gibi hususlar, şimdi bunları analamayanlar- analayamayanlar zaaten anladığınızda iş işten geçmiş olaçaktır…Bizler ise biz sadece Allah için belirli güzel zanalarda bulunabiliriz bundan ötesinde en iyisini Allah bilir deriz…Lakin en iyisine uymayada çalışır ve gerikalanı Her şeyleri yaradana havale ederiz…

        Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız.(50 / KAF – 16 )

        Kullarım, sana beni sorarlarsa bilsinler ki ben, muhakkak onlara pek yakınım. Beni çağıran, bana dua eden kişiye çağırdığı, dua ettiği anda icabet ederim. Artık onlar da benim çağırmama koşsunlar, bana inansınlar da doğru yolu bulsunlar.(2 / BAKARA – 186)

      • yasir dedi ki:

    • MaMaLi dedi ki:

      Asu!!Dünyada herşey bir nizam ve denge içinde diyorsun!)nasıl bir denge bu?insanlar,bir birini,yiyor,hayvanlar bir birini,yiyor,evren bir kargaşa,muamma,müslüman,müslümanı,mezhebinden dolayı,kafasını,kesiyor,kalbini,söküp,yiyiyor,senin tanrın da bu olup bitenleri seyrediyor))

  26. Yavuz Selim dedi ki:

    Şu başlığı okudumda, Şurada Müslümanım diye geçinenlerden tiksindim. Kendinizi savunamayacak kadar cahil ve kitabınızdan habersizken, Atesistleri İmana çağırmanız çok komik. Önce kendiniz bir adam akıllı iman edin sonra tebliğe başlayın. Peygambere salavat getirmiyormuşta ondan kafirmişte. Allah akıl fikir versin.

  27. Definelere malik virane dedi ki:

    Ben bu siteye Allah’ın KUDDÜS ismi sunuma konulan fotograftaki esma-ül hüsna listesinde yok diye girmiştim ama gördümki esma -ül hüsnada olmayan ve Kuranda geçen başka isimlerdende zikredilmiş demekki bu konuda bilgisiziz bu bilgi eksiğimizi gösteren arkadaşa teşekkür ediyorum, bu gibi yanlışlıklar insanı ataist yapmayacağı gibi yüce Kuran’a da bir gölge düşürmez …

  28. ismailkenzo dedi ki:

    İnsanlara emirler yağdıran allah,künyesini neden açıklamamıştır,peygamber olduğunu iddia edenlerin eline bırakmıştır,epistemolojik olarak isimlerin kökenine baktığımız zaman,amentümüz zayıflamaya başlar,ancak ateist olduğumuz zaman depresyona girmekten kurtuluruz.

    • yavuz selim dedi ki:

      Merhaba,

      Dinlerin, inanclarin yada kitaplarin uydurma oldugunu kabul etsek… sizce bu durum yaraticiyi red sebebi ve delili olabilirmi?

      Ben yaraticinin olduguna iliskin delilleri hayatimda gozlemleyebiliyorum. Yani, dinlerwe inanmasamda… yaraticiya sahitlik edebiliyorsam bence kitaplar uzerinden bir yaratici sorgulamasi yapmamaliyiz.

      • Gencer dedi ki:

        Kimse burada yaratıcı yok diye iddia etmiyor.Ateistlerin bu yönde bir teorisi var.Ancak bende senin gibi düşünüyorum.
        Kesin kanaat ettiğim bir şey Dinlerin eski masalların uydurması devam ettirilmesidir.
        Birileri masallar anlatmış insanlarda gerçek diye inanmışlar.

        Hepsi de saçmalık ötesi.Zoraki Çamurdan birini yaratacaksın bir de onu tehlikeye atıp Kaburgasını sökeceksin.

        Özellikle yaratılış ta bir gerçeklik payı varsa şu olabilir.Biz Erkekler gerçekten Çamur gibi insanlarız.
        İnsanlığın içine etmişiz resmen.

        Saygılar.

  29. bilal dedi ki:

    İLK İNSAN ÇİFTİNİN YARATILIŞI ???
    1-ZÜMER-6:خلفكم من نفس واحدة ثم جعل منها زوجها الخ ‘’ O, sizi (özünüzü) nefsi vahideden (ilk canlı özden) yarattı.Ayrıca ayni özden eşini de meydana getirdi…’’Burada her iki cinsin de biyolojik olarak ayni özden ve ayni cevherden yaratıldığana işaret vardır.Ayni organik malzemeden mey-dana gelen ve sadece bir kromozomundaki küçük bir farklılıkla birbirinden hem anatomik,hem de fizyolojik,hem de psikolojik olarak farklı iki cins yaratılmıştır…Eşeysiz olarak yaratılan ilk İnsan çiftinin özü toprağın içindeki kimyevi maddelerden oluşmuştur..Kur’an’a göre ilk eşeysiz insan özünün yaratılışı, ( SAFFAT-11 :من طين لازب ) yapışkan bir çamurdan…’’ dır… Neden yapışkan çamur ??? Çünkü su olmadan toprak içindeki minerallerin bir arada tutulması ve şekil verilmesi zordur. Kimyevi reaksiyonların büyük bir ekseriyeti ancak sulu bir vasatta cereyan etmektedir.. !!! İşte (الله اعلم ) eşeysiz yaratılan her iki cinsin de özü aynidir..Yani,ilk erkek cinsi neden yaratılmış- sa, eşi de ayni şeyden yartılmıştır…(ikisi de ayni özden yaratılmıştır.) İlk insanın eşi onun kabur-gasından yaratılmıştır diye nakledilen rivayet ne kur’an’a,ne de sahih bir hadise dayanıyor… Bu kaburga kemiği ifadesi muharref Tavrat’ın ifadesidir…Konuyla ilgil rivayet (söylenti ) tamamen bir israiliyattir….. saygılar…

    • Gencer dedi ki:

      Tanrı için şekil verilmesi zordur diye birşeymi olurmuş.
      Peki Bilal Bey bir şey sorcam.
      Adem Çamurdan yaratıldı değilmi!
      Peki nerede yaratıldı ? Cennettemi ? Dünyadamı?
      Cennetten kovulduğuna göre orada yaratıldı ama ayette yeryüzünde yaratıldığı geçiyor.
      Yaratıldıktan sonra cennetemi alındı.?

      • bilal dedi ki:

        Gencer bey,
        1-Allah için zor bir şey yoktur.Allah evren için koymuş olduğu kanunları icra ediyor…-Mesela:Balığın yalnız su ortamanıda yaşaması Allah’ın bir kanunudur.Suyun bulunmadı-ğı bir ortamda balığın yaşaması mümkün değildir.Yüce Allah onun için böyle bir yasayı koymuştur.Ama dilerse bu yasanın dışına çıkarak balığı susuz bir ortamda da yaşatabi-lir.Fakat,bir mücize olmadan yüce Allah kendi koymuş olduğu yasaların dışına çıkmaz.-Koymuş olduğu yasaları uygular.Bu nedenle balığı suyun dışında yaşatmaz.İşte balçığın durumu da böyle. Balçık olmadan da yüce Allah insanı yaratabilirdi..Bu onun için zor bir şey değildir.Fakat,yüce Allah balçığa koymuş olduğu kendi yasasına bağlı kalarak ilk insanı ondan yaratıyor…Eğer bunun dışında başka bir şeyden ilk insanı yaratmış olsaydı, balçıığa verdiği konum ve özelliğin hiç bir anlamı kalmazdı.’’ Su olmadan toprak içindeki mine-rallerin bir arada tutulması ‘’ olayı bizim açımızdan zodur demek istemişim.Ama böyle bir açıklama yapmayınca maalesef,bu konunun yanlış anlaşılmasına sebep olmuş-tur. ….bağışlayın ! Özetle yüce Allah maddeye koymuş olduğu kanunları uygular.Yüce Allah evren için koymuş olduğu kanunlarına bağlı kalıyor.balçıktaki özellik te yüce Allah’ın bir kanunundur,O,kendi kanununa uygun bir şekilde ilk inasanıın yaratılışını da ondan ger-çekleştirmiştir…
        2- Hz.Adem düyada yaratılmış .Ve yüce Allah ona dünya da özel bir cennet yaratıyor.Yani ahiretteki cennet değil.Cennetin analamı,bağ,bostan,bahçeler,gül ve çiçeklerle donatıl-mış,ferah ve huzurlu bir yaşam için her türlü koşulun bulunduğu mekan demektir İşte yü-ce Allah ilk insanı yarattıktan sonra ona özel bir dünya cennetini oluşturuyor…(Bağ,bos-tan,bahçelerle donatılmış,huzur için elverişli bir mekan. ) Hz.Adem ve eşi,dünyadaki bu güzel mekana alınıyor,ama yasaklı meyveyi yediklerinde bu güzel dünya cennitinden atılıyorlar…Yüce Allah da söz konusu bağ,bostan ve bağçalarla donatılmış mekanı tekrar yok ediyor.( الله اعلم )…Özetle,bu cennet ahiretteki ebedi cennet değildir. Dünyada hz.Adem ve eşi için hazırlanmış özel bir dünya cennetidir… Saygılarımla….

  30. Gencer dedi ki:

    Bilal bey sen gerçekten uçmuşsun.

    Tanrı kendine yasa koyuyor ve o yasaya uyuyor bunları nerenden çıkarıyorsun inan merak etmeye başladım.Tanrı’dan bu konuda fikir mi alıyorsun.?Tanrıyla bu konuları konuşuyormusun ? inan merak etmeye başladım.Sen baya kaptırmış gidiyorsun.Daha önce aklı başında yorumlarını okuyordum ama bu bana verdiğin son cevaptan sonra senin hakkında çok soru işareti oluştu kafamda.Gerçekten akli dengesi yerinde olamayan birisiyle mi karşı karşıyayız diye soruyorum kendime.
    Kesinlikle psikolog desteğine ihtiyacın var kardeşim.
    Sana bunları kim yaptı.?

    Üzüldüm.

    • rammsteinn dedi ki:

      gencer,
      bilal konusunda sana katılıyorum.
      1500 sene önceki islam ise , bilal beyin şu andaki inandığı din farklı bir din.
      mikailin doğa olaylarını yönettiğini,diyanetin sitesinde bile yazarken bilal bey buna karşı çıkar.çünkü işine gelmez.
      kuranmeali.org daki mealcilerde yanlış çeviri yapar.çünkü işine gelmez.
      burada birisi bir ayette yanlış kelimeye çevirdiği zaman ispat olarak kuranmeali.org daki çevirileri gösterir.çünkü işine gelir.
      işine gelmediği zaman hadislerden örneklere karşı çıkar. önümüzde kuran varken hadislere bakmak mantıksızlıktır der.
      ama işine geldiği zaman hadisleri döker.

      burda bazı yorumcuların yazdıklarını dikkatle okurum. bilal bey de bunların içindeydi.
      ama artık kaale almıyorum. çünkü ne yazacağını ne diyeceğini kestirebiliyorum.

      • yasir dedi ki:

        Mikail kuranda sedece bir yerde geçmekte sadece bu…Tafsilatlı nerde geçiyormuş ta diyanet böyle kesin konuşmuş…Kuranda Azrail ve İsrafil geçmez…En ayrıntılı Cibril geçer oda Ruh olarak geçer ve tabir edilir…Bunlar Allah’ın gayblarıdır …

      • bilal dedi ki:

        Sayın rammsteinn,
        Ben,bazen meal ve rivayetleri kendim için değil,sizin için gösteriyorum.Çünkü bazen diyorsunuz ki,senden başka böyle söyleyen var mı.? Biz de evet diyor ve size bunları gösteriyoruz .Ya anlayamıyorsunuz,ya da bile bile anlatılanları çarpıtıyorsunuz….!!! -sanki,biz diyoruz ki,meallerde ne varsa hepsi yanlıştır Öyle mi diyoruz..??? Bizim söylediğimiz şey,meal ve yorumlarda hatalar vardır.Her yer ve hepsi hatalıdır demiyoruz.. Tabiiki siz hatalı meal,yorum ve uyduruk rivayeteri bize gösterirseniz,biz de bunlar arasın-da doğru bulduklarımızı gösteririz… Ama siz de bir tutarsızlık vardır.. İslama ve kur’an’a hatalı meal,yorum ve uyduruk rivayetlerle saldıracaksınız,biz de bunların arasında doğru olanları gösterince bu defa işinize gelen meal ve hadisleri gösteriyorsunuz,işinize gelme-yeni de reddediyorsunuz, diye bizi eleştirneye başlıyorsunuz.. Fakat farkına varmadan bu durumunuzla içine düştüğünüz tutarsızlık ve mantıksızlığınızı da gösteriyorsunuz..Çünkü,-işinize gelmeyen doğru meal,yorum ve rivayetleri kabul etmiyorsunz,işinize gelenlerin ne kadar akle,mantıka ve gerçeklere aykırı olsa da yine onu kabul ediyorsunuz.Yeterki işini-ze gelsin.!!! İşinize gelen ne kadar yanlış olursa olsun sizin için mutlak doğrudur…Çün-kü,elinizde hatalı meal,yorum ve uyduruk rivayetler yoksa ne ile isalam ve kur’an’a saldı-racaksınız…??? Haydi bakalım,ne siz meal ve rivayetlere bakın,ne de biz. Kur’an’ı direk arapça metninden değerlendirelim…Var mısınız buna.??? Saygılar…
        Sayın Yasir bey,meleklerle lgili çok değerli kısa ve öz açıklamalarınzdan dolayı da size teşekkür ederim,Allah razı olsun.selamlar…

    • bilal dedi ki:

      Gencer bey,
      Allah kendisi için değil,evren için yasaları koyuyor ve bu yasalarla her şeyi yaratıyor.!!!
      Asıl sizin bir psikolog desteğine çok ihtiyacınız vardır.Yüce Allah evrenin düzen ve niza- mi için yasalar koyacak,ama kendi koyduğu yasaları uygulamaya koymayacak.? Öyleyse neden evren için yasaları koymuştur.??? Uygulansın diye yasalar konulmuyor mu.??? Fakat,yüce Allah dilerse koyduğu yasaların tersini de yapabilir.Bütün güç ve yetki onun elindedir..Ama bir mücize için değilse evren için koymuş olduğu yasaları uygulamaya koyar.Dmek ki,sizin mantıkınıza göre,yüce Allah evren için yasaları yaratacak,ama söz konusu yasaları uygulmaya koymayacak.??? Böyle düşünen birinden mantıklı olması beklenir mi ? Öyleyse yüce Allah neden evren için yasaları koyuyor.? Bunun mantıkı bir izahı var mı.? Bence siz bir mantık sorunu yaşıyorsunuz.Bütün araplara (pis arap ) diyen faşist ve ırkçı bir zihniyete sahip olanlardan mantıklı olmaları mı beklenir.? Özetle, Allah’ın koymuş olduğu yaratılış ve evrenle ilgili yasalarında değişiklik olmaz,yani yüce Allah koymuş olduğu ysaları uygulamaya koyar.Kendi yarattığı sünnetüllahı (Allah’n kanu-nu ) neise onu yapar……..Rum-30: ‘’ لاتبديل لخلق الله ‘’ Allah’ın hiç bir yaratma kanununda bir değişiklik olmaz…’’ Fatır-43فلن تجد لسنة الله تبديلا الخ ‘’ Sen Allah’ın kunununda hiç bir tebdil,hiç bir değişiklik bulamazsın.. ’’ deliniyor. Bu neyi ifade ediyor ??? Demek ki,yüce Allah koymuş olduğu yasaları uygulamaya koyar.Bunları işlevsiz hale getirmez..Bütün güç ve yetki elinde olduğu için,dilerse tersini de yapabilir,bu ayetlerde bazı olaylar geçiyorsa da anlamı geneldir..-.Çünkü,’’لسنة الله ‘’ لخلق الله ‘’ ifadeleri geneldir… Hiç bir sünnetullah ta,(kanununda ) yaratılış yasasında değişiklik olmaz..Allah,evren için koymuş olduğu yasa-lar ne ise, onu uygulamaya koyar. Bu yasalar dini hükümlerle ilgili değil.. Kur’an bunları söylüyor,ben değil. Kur’an’ın söylediğini söylüyorum.. Ben kur’an’a göre konuşuyorum.. -kur’an’da bu tür bilgi olmasaydı böyle bir şey söylemezdim…Svegili gencer bey,bence siz de bir sorun vardır ..300-400 milyon insana (içinde müslümanı da,hiristiyanı da, yahudisi de,ateisti de,dinsizi de,bilim adamları da vs.bulunan bir millte) pis diyenin beyninde mutla-ka bir sorun vardır.! Ben,Allah evren için yasaları koymuş diyorum,siz ise bile bile sözü- mü çarpıtıyorsunuz.! Yoksa daha önce söylediğim gibi her şeyi tersten mi anlıyorsunuz?.
      İyi akşamlar…

      • Gencer dedi ki:

        Bilal bey sen yasayla bozmuşsun anlaşılan.
        Tanrı ne zaman yasa koymuş.Nerede yazıyor bu yasalar.Kuran diyeceksen hiç deme Muhammed’in al-ilah putuna taptırmak için kurmuş olduğu düzen Tanrının koyacağı yasalar değildir.Kuran da aynı anlamı taşıyan yüzlerce cümle var.Yok orası ne kötü yerdir.Yok onlar için azap dolu bir ceza vardır gibi.
        Muhammed kendine göre bir kitap düzenlemeye çalışmış ,bunları Tanrının yasaları diye ancak sizler yutarsınız.Ben de 43 yaşıma kadar Müslümandım ,Kuranı alıp elime bir okuyayım dedim ve Müslümanlığı bıraktım.Aklı başında her insan bu yazıların ve aynı zamanda Hadislerin deli saçması olduğunu çok çabuk bir şekilde anlar.

        İyi geceler.

  31. bilal dedi ki:

    Gencer bey,
    ALLAH’IN EVREN İÇİN KOYMUŞ OLDUĞU YASALAR:???
    Evrenin yasaları,evrenin düzenli çalışması için konulmuş kurallardır. Bu kurallar çeşitli alanları kapsar: Fiziki dünyada,göksel alemde,canlılar dünyasında ve toplumsal dünyada bunlar farklıdırlar. Bilim adamları,yüzyıllardır,bu yasaların bir kısmını keşfetmiştir. Daha keşfedilmesi gereken pek çok yasa vardır.bilim adamları, çeşitli alanlarda yeni evren yasaları bulmak için
    çaba harcıyorlar.Evren yasaları,evreni yaratan ve yönetenin koyduğu temel ilkelerdir.Kuran’da bunlara ”sünnetullah” (Allah’ın koyduğu kanun) denir.Bunlar değişmez yasalardır.Kuran-ı ke- rim,bunların araştırılmasını istiyor.Evren yasalarının,Allah’ın evrendeki ayetlerinin araştırılma-
    sından çok çeşitli bilimler doğmuştur.Evrenin yasaları fiziksel,biyolojik ve toplumsal yasalardır.
    ALLAH HER ŞEYİ BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR.
    Allah, her şeyi bir ölçüye göre yaratmıştır. Her şeyin bir ölçüsü vardır. Bu açıdan ”Kader” kelimesi Kuranda ölçülü yaratmayı ifade eder. Bu bakımdan ”Kader” kelimesi, bir şeyin ölçüsü, miktarı,sınırı,Allah’ın takdiri gibi anlamlara gelmektedir.Terim olarak kader,Allah’ın olacak her şeyi sonsuz bilgisi ile bilmesi ve takdir etmesidir.
    Demek ki kader,Allah’ın koyduğu ölçüler ve bunlara göre evreni yaratması ve yönetmesidir.Bu da onun bilgisi ve bilinciyle olur.Onun bilgisi sonsuzdur;olacak her şeyi bilir.Kaza da Allah’ın tak- dir ettiği şeylerin,iradesine ve bilgisine uygun olarak vaktinde meydana getirmesidir.= alıntı =
    İşte bütün bunlar Allah’ın yasalarıdır.takdir ve ölçüsüdür.Koyduğu yasalar ne ise onu yapar…
    1-Ayrıca size şunu söylüyoruz,siz islamı,dinin temel kaynağı olan kur’an’ı kerimden değil,hatalı meal,yorum ve uyduruk rivayetlerden öğreniyorsunuz.. Size göre,islam kur’an değil,yorum ve uyduruk rivayetlerdir.2-Kur’an’ı direk metninden anlayan hiç bir insan onda en ufak bir sorun göremez..Çünkü, o bir beşer sözü değildir. O,evreni yaratan yüce Allah’ın sözüdür…3-Nerede yazıyor bu yasalar ? diye anlamsızca soruyorsunuz.Kur’an’ın bir çok yerinde evrenle ilgil yüce Allah’ın yaratılış yasalarından söz edilmiyor mu.??? Sana bir iki ayet de göstermedim mi ? 4- İşte biz de diyoruz ki,meal ve yorumlarda kur’an’ın metnine,akle,mantıka ve pozitif bilime uymayan hatalı meal ve yorumlar vadır.Bunların hiç biri kur’an’ın metninde yoktur.Bütün bunlar meal ve yorum hatalarıdır.Bu sorunların hiç biri kur’an da yoktur.Siz de,acaba bu şekildeki meal ve yorumlar doğru mudur diye düşünüp araştırıyor musunuz.?.Zaten peşin karar vermişsiniz. Şartlandığınız için gayeniz de doğruyu bulmak değil, tam tersine saldırmaktır… Böyle olan bir insanın doğruya karşı beyni ve akli zaten körelmiştir.. 5-Yine size diyoruz ki,hadis adı altında nakledilen nice rivayetler hadis değildir,sonradan hz.peygambere uydurulmuş rivatelerdir.(söylentilerdir.) ..Ama yine de siz anlamak istemiyorsunuz. söz konusu rivayetlerin hiç biri hz.peygamber zamanında yazılıp kaytedilmemiştir.Kur’an dışında hiç bir şeyin yazılamsına da müsaade etmiyordu..Bunlar hz.peygamberin vefatından asırlar sonra kulaktan dolma söylen-tilerle derlenip yazılmıştır. Bu nedenle,bunların içine kur’an’a,akle,mantıka ve pozitf ilme aykırı nice uyduruk,hurafe,masal ve saçma sapan rivayetler de karışmıştır.Bu durumda olanların hiç birine biz de inanmıyoruz…Siz de inanmayın…Kur’an’a inanmak yeter. Zira İslam dini kur’an’la tamamlanmıştır.. Onun yegane kaynağı da kur’an’ı kerimdir…Kur’an’ın arapça metninde zerre kadar en ufak bir sorun yoktur..Sorun gibi görülen bütün yerler hatalı meal ve yorumlardan kaynaklanıyor… İyi geceler….

    • MaMaLi dedi ki:

      Bilal kardeş!Allah her şeyi denge içinde,yaratmışdır,adildir,insan sınav dan geçiyor,gibi,cümleleriniz,hayatı,gözleyince,geçmiş,hayatları,inceleyince hiçde öyle olmadığı görülüyor.Nasıl bir denge bu?aynı günde,dünya ya gelen ,biri,fukara,yoksul,biri çok zengin varlıklı,çocukların,hayat,önlerine nasıl bir eşitlik dengesi,kuruyor?birisi,hayatı,boyunca,yoksul,yarı,aç yarı tok,diğeri,her imkana sahip,biri,imkansızlıklar,nedeni ile okuyamıyor,diğeri,yabancı,ülkelerde,okuyup,hayatını,idam ettiriyor;bu nasıl bir denge?bu nasıl,bir imtahan?bu nasıl bir adalet?ben anlamadım,senin bahsettiğin allah,bumu?kusura bakma ama ben böyle allaha allah demem.

  32. Murat Gencer dedi ki:

    Merhaba arkadaşlar. Ahmed Hulusi’nin esma-ül hüsna hakkında verdiği bilgilerden hareketle bilgimi arttırmak için sörf yaparken bu site ve yukardaki yazılara takıldım. Ben kendi durumumu şöyle açıklayayım. Kainatın tesadüfen olabileceğine aklım yatmıyor. Bir zeka, bir mühendisliğin kesinlikle olduğunu düşünüyorum ancak buna bağlı olarak Tanrı’nın ne ve nasıl olabileceği konusunda son derece açık fikirliyim. Başka ileri uygarlıkların genetik bir deneyi için bu gezegenin seçilmiş olması dahi mümkün. Belki de ufolar da arada gelip kümesi kontrol eden çiftçilerdir ha neden olmasın? Tabi başa dönüyoruz ve o uygarlıklar nasıl olmuş o zaman değil mi? Ama bu durumda bu onların sorunu oluyor çünkü bizim tanrımız bu uygarlıklar oluyor. Yani tanrımın tanrısı kim durumuna geliyoruz. Her neyse,tüm bunların dışında, tüm samimiyetimle dinleri irdeledim ve çok sayıda çelişki ve tatmin edici cevaplar alamayan sorular dışında bir şey bulamadım. Buna kendini dindar adleden bazı cahillerin seviyesiz ve saldırgan tutumları ve her yanımızı sarmış din faşizmi, din sömürüsü de eklenince, islamiyete bırakın sempati duymayı, antipati duymaya başladım. Arap yarımadasına baktığımda ilk önce, kendi mezhebinden olmayanın canlı canlı başını kesen canileri görüyorum. Bunlar bunu yaparken bir de ”Allahu ekber” diyorlar. Kendini adam edemeyip tüm suçları batıya atan, komplo teorisiyle beslenen ve kendini kandıran bir İslam alemi görüyorum……. Bugüne dek, mevcut düzende sakin ve samimi bir tartışma içinde fikirlerimi söyleyecek bir ortam bulamadım. Eğer bu mesajı görüp de, teist ya da ateist, ilk kez karşısındakine ”senin gibi küçük beyinliler” demeden, ve bitirirken teistse ”Allah CC size acısın” ya da ateistse ”biraz IQ’nu geliştir öyle gel” demeden tartışmak isteyen varsa lütfen bunu yazsın ve adım adım gidelim. Ben böyle bir şeyin sonuçlarını çok merak ederim. Kafamda yüzlerce sağlam soru var. Cevaplarınızı bekleyeceğim. Var mısınız yok musunuz? Kurallar; hakaret yok, alıntı cevaplar yok, hiç bir şey yazmayıp, yanıldığını söyleyen bir ateistin ya da teistin video linkini koymak yok. Yani özetle kaçamak yok, nefret yok, yalnızca fikirler ve samimiyet var… Var mısınız, yok musunuz?

    • yavuz selim dedi ki:

      Murat gencer;

      Yazdiklarina ekleyecek birsey bulamadım. Son derece guzel bir yazi olmuş. Ben yazsamda farklı birsey yazmazdım. Agzına saglık.

  33. yilmaz dedi ki:

    herkeze selamlar nerden buldum bu siteyi yazilanlari okudum karsi gorusten olanlar var olsun etnikler herzaman varidi simdi neyi paylasamiyoruz +2 var 1001 duydumda busiteyi buldum bir ihtiyar dededen yola cikarak 1001 ismi var yaradanin

  34. muhammedsadi dedi ki:

    biz 4 kitabın esmalarınada sahibiz ..Bazı sözleriniz doğru ancak bazı sözleriniz hiç bilmeyen birilerinin yorumu gibi..mesela allahın cezaları çabuk veren diye bir ismi yok ..seriulhisap var .buda hesabı çabuk gören anlamında…buda evren sistemi olarak otomatik işleyen bir mekanizmadan bahseder.mesela biri hakkında gıybet yaparsan otomatik ruh beyin bağlantın kurulur ve ruhsal enerjinden ona akmaya başlar ..işte bu seriul hisabın bir tecellisidir..arapçı değiliz ancak araptangelen bazı isimler eski yahudilikten hristiyanlıktan vs.sami kökten oradan adem a.s. uzayan süreçten gelir araba tepki vereceğiz diye bu hakikatleri gözardı etmeyelim sevgili arkadaşlar.selamlar

    • rammsteinn dedi ki:

      muhammedsadi
      “hakikatleri gözardı etmeyelim” diyorsun. nedir bu hakikatler? cin,melek,şeytan,büyü,nazar vs vs
      bunların hepsinin islamdan öncede insanlar tarafından kullanıldığını biliyorsunuzdur. hangisinin bilimsel bir açıklaması var? nazarın,büyünün nereden geldiği belli.şamanlığa bakarsan islamdaki birçok inancı orada görürsün.
      bunların hepsi bir hayal ürünüdür. bunların üzerine ömrünü adayıp araştıranların cidden zamanına yazık.

  35. Er-can dedi ki:

    İlk insan yaratıldığında TANRI olarak biliniyordu ama insanlar Tanrı kelimesini okadar cok ve basit şeylere yüklediler ki Tanrı kelimesi anlamını yitirdi Kur’an-ı Kerim son kitap geldiğinde ALLAH cc EN BÜYÜK isim olarak tanındı insanlara Müslümanlar Allah kelimesini hiçbir varlığa yüklemediler ve bu yüzden En yüce ve en büyük isim oldu.. Tartışma konularına baktım söyleyecek birşey bulamıyorum 1 cahil 1 kanıtla 40 alimi inandırır ama 40 alim bir cahili inandıramaz 🙂 Örnek: ANNE kelimesi bütün dillerde farklıdır ama herkes de ne anlam ifade ettiğini çok iyi bilir 😉

  36. HAKAN YASA dedi ki:

    yuce allahın ısımlerıyle ılgılı yorum yapan arkadas, peygamberımızın adından bahsederken sadece muhammed dıye bahsetmen zaten senın bılgı vermek degıl ınsanların saygısını kaybettırmen anlamına gelıyor .artık baska dıne mensup olan ınsanlar bıle hz .muhammed dıyor bılgın olsun.ben hakan yasa<savturk …..

    • MaMaLi dedi ki:

      Hakan yasa!hazret türkçe anlamı Sayın demekdir,çok büyütülecek mesele değil,yorumcu için hak edilmilş,ise kullanır edilmemiş ise kullanılmaz,hepsi bu.

  37. Bir Dost dedi ki:

    Öldükten sonra görüşürz canlar siz inanmamak için bahaneler arayıp durun bunu sırf rarat rahat günah işlemek için yaptığınız da ortada siz kenndinizi tatmin edip yaratanı unutun öldükten sonra neler oluyo iliklerinize kadar yaşayacaksınız siz bu dünyada Allah’ ı unutursanız bilmiş olu ki Allah da sizi öbür tarafta unutur tabi ki cehennemde yanarken şu kibri inatı bırakında iman edin bir damla sudan yaratıldık kime kafa tutuyonuz akıllı olun akıllı

    • MaMaLi dedi ki:

      Bir dost!!Herhalde,cehennemde bulundunki,bizlere,tecrübelerini,aktarıyorsun))ayrıca,senin dinin,bir damla sudan yaratıldığını söylemiyor))toprakdan yaratıldık diyor))içine biraz su karışırsa,insan aynen senin gibi,çamurlaşıyor.

      • mukdat dedi ki:

        Inanki sen orda bulunacaksin akilsiz ALLAHIN gücü ve kudreti yaninda sen hicbiseysin. ..

  38. ydk dedi ki:

    Önce sana isyan edecektim sonra dedim ki hayır işte Yüce Allah c.c benim imanımı ve inancımı imtahan edeceğini bildirdiği şeytandansın, ve senide Allah yarattı. eğer senin yazdıklarınla akıl karışacaksa zaten o akıl yoktur çünkü yunus misali ararsa tüm bilim ve ilimin Allah a ve İslama ulaşacağını görür insan, yalnız Allah c.c kalpleri mühürledikleri istisna… Rahman İsmine gelince rhm kökünden gelir ve Rahim ismi ile aynı anlamı taşır evet arapça ve ari dillerinden alınmış bir sıfattır çünkü yüce Allah ın merhamet sahibi olduğunu ümitsizliğe düşmemek gerektiğini anlatması için orada manası merhamet olarak bilinen bu ismi seçen yüce Allah aynı anlam daki Rahim isminide Kuran ı Kerimde 115 kere kullanmış ve 114 keresini kendinden 1 tanesinde sevgili peygamberimiz hz. Muhammed e sıfat olarak bahsetmiştir, şimdi düşün o yıllarda bir kitap yazılacak ve Rahman 57 kez Allah ın sıfatı olarak geçerken Rahim ismi tam 2 katı olan 114 kere geçecek ve ikisi aynı kökten türemiş aynı manayı taşıyan sıfatlar olacak. Daha bunun gibi yüzlerce örnek bulabileceğin Yüce kur’an daki matematik sistemini de okuma yazma bilmediği inanmayanlar tarafından bile tescillenmiş biri tarafından kurulacak ( bugün bile böyle bir sistem kurabilecek ne insan ne bir teknoloji var) seni yeniden inanmaya davet ederim Yüce Allah tövbeleri kabul edendir

  39. mukdat dedi ki:

    Ne sorumsuz insansıniz işiniz gücunuz yok ALLAH’IN isimleriyle uğraşıyorsunuz saçma sapan şeyler soyluyorsunuz biraz edepli davranın inanmıyorsanız ugrasmayin edep edep edep…

  40. Ahmet dedi ki:

    Bukadar yazacak şeyi nerden buldunuz?????????

  41. Mehmet emin dedi ki:

    İlginç bir benzerlik 99 İsim benzeri tanımlanın Zerdüştçülük de de var olması aynen aktarıyorum ” Ahooramezda Zerdüşt’e cevap verir: Ey Zerdüşt! Benim ( Ahooramezda ) isimlerimi hatırlayanlar ve düşünerek anlayanlar bu dünyada ve sonra ki âlemde başarı ve mutluluk kazanılır. Bu isimler şöyledir.
    1.2.1. Poştibani ( Himaye ) 1.2.2. Aferinende ( Yaratan )
    1.2.3. Negeh-ban ( Gözcü )
    1.2.4. Şenasa va Aref ( Bilen bilgili sezgi ve olgunluğa dayanan arif ) 1.2.5. Hered-i Mukaddes ( Kutsal akıl, fikir )
    1.2.6. Çareger ( Her şeye çare bulan ) 1.2.7. Rehber ( Lider, kılavuz )
    1.2.8. Ahoora ( İyilik)
    1.2.9. Mezda ( Tanrı, Hürmüz)
    1.2.10. Pak ( temiz )
    1.2.11. Fereh-mened va por şokuh ( Akıllı ve ululuk sahibi ) 1.2.12. Bina ( Görüş- geren sahibi )
    1.2.13. Durbinende ( Uzağı gören )
    1.2.14. Negahban ( Koruyan )
    1.2.15. Penabahş ( Güven veren )
    1.2.16. Çareger ( Çare bulan )
    1.2.17. Nekahdarenda ( Saklayan, emanetçi )
    1.2.18. Be vucut averden-i behterin şehryar-i nik ( En iyi padişah ve hükümdarı makama getiren )217
    1.2.19. Şehriyar, dadger va adil ( Padişah, yardıma koşan adaletli ) 1.2.20. Kesi ki nemefirebet ( Kanmayan kişi )
    1.2.21. Kesi ki firip nemedihat ( Kimseyi kandırmayan )
    1.2.22. Kesi ki firoz meşevet ( Başarı sahibi )
    1.2.23. Hamera şekest dehat ( Her ketsen üstün ) 1.2.24. Aferininde-i hame ast-i ( Her şeyi yaratan )
    ” devamını uzatmayayım. Esma ül Hüsna yaklaşımı bana eski inanışlardan devşirildiği izlenimi veriyor . Esasen yaradan kuranda bu konuyu yeterince açıklamış. ” en güzel isimler onundur…” Araf 180

  42. Büşra dedi ki:

    İnanmıyor oluşunuz başkalarını da şüpheye düşürmenize mahal vermez.Tüm sorularınıza cevap bulabilmeniz ümidiyle.Selametle.

  43. toro dedi ki:

    Sayın Büşra,

    Dikkat ediniz, mantık hatası yapıyorsunuz! İnsanlar doğduklarında zaten ”inanıyor” olmazlar! Peki ne olur onlara; önce aileleri eliyle olmak üzere içine düştükleri (içine doğdukları) toplumun inandıklarına inandırılmaya çalışılmazlar mı?

    Ne yani siz ”Zulu” dininin içine doğmuş bir birey olarak kendi kendinize şuan dahil olduğunu inancı mı buldunuz? Geçiş mi yaptınız?

    O nedenle asıl ”şüphe” durduğunuz yerde kendi gördüklerinize ve algıladıklarınıza güvenmek yerine başkalarının anlattıklarına inanma ve güvenme yolunu seçme halinin ta kendisidir!

    Kısası kendine değil başkasına güvenmektir!

  44. Öncü dedi ki:

    Tanrı’nın gerçek ismi Yehova’dır. Bu isim Tevratta ve Zeburda geçer ve İncil’de Tevrat ve Zebur’dan alıntı yapılan ayetlerde de geçmektedir.

    Saygılar,
    Öncü

tolga için bir cevap yazın Cevabı iptal et