Ne mutlu “Türküm” diyene.
Tarih bir milletin kanını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez. Bizim görüşümüz ki halkçılıktır, kuvvetin, kudretin, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.
“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben yapabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. O halde ya istiklal ya ölüm!”
“Ulusal egemenliğimizin bir zerresini dahi vermeye yeltenenlerin kafalarını koparacağınızdan eminim.”
(1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri c.2, s. 71-72)
Geldikleri gibi giderler.
Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim.
Yurtta sulh, cihanda sulh.
Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum.
Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür.
Doğruyu söylemekten korkmayınız.
Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır.
Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri !
Büyük hedefimiz, milletimizi en yüksek medeniyet seviyesine ve refaha ulaştırmaktır.
Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.
Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.
Zafer “zafer benimdir” diyebilenin, muvaffakiyet, “muvaffak olacağım” diye başlayanın ve “muvaffak oldum” diyebilenindir.
Egemenlik verilmez, alınır.
Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.
Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
Öğretmenler: Yeni nesiller sizlerin eseri olacaktır.
Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.
Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.
Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur.
BİLİMSEL FELSEFE 
helal olsun güzel olmuş saolın
maalesef Türkiye Atamızın yolundan sapmıştır…bundan daha kötü ne olabilirdi bilmiyorum..
Cumhuriyetçiliği, Milliyetçiliği ve Laikliği reddediyoruz.
Bütün partiler derhal kapatılıp mensupları kovulana , saltanat sistemi yeniden tesis edilip milletsel kavramlara dair ne varsa silinip imha edilmedikçe, İsviçre’den ve İtalya’dan alınan kanunlar atılıp yerine şeriat ve fıkıh tahsis edilmediği sürede de davamız devam edecek.
Sen ne diyon kardeş kafan mı güzel ne içiyosan söyle de bende istiyorum hayat senin kafayla daha güzel anlaşılan 😀 Bu içince kendini pilot değil padişah sanıyo heralde hahahahahhahah 😀
Söylediklerin de zaten araplara has şeyler.O zaman araplaşcağız demektir.Böyle diyerek kendinle çelişiyorsun.Hem her türlü miiliyetçiliğe karşısın ,hem de dünya üzerinde sadece araplara hitap eden bir yaşam biçimini araplıkla ilgisi olmayan toplumlara ve kültürlere yamamaya çalışıyorsun.
Senin davan bu milleti köle etmek mi? Hadi sitttttir ordan karaktersiz asalak.
Embesil yobazın teki işte köpeklerin rüyası gerçek olsaydı gökten kemik yağardı.Bu deyuslar ancak terörist olup Fransa’daki gibi masum insanları öldürürler.Davaları için kendilerinden olan Müslümallarıda öldürürler.Tek bildikleri dünyaya kabus saçmak ölüm kusmak.
Evet CUMHURİYET, Atatürkün bu coğrafyayı özgürleştirme hareketidir.Hatta kendisine padişahlık teklif edilmiş,reddetmiş”demokrasi” demiş.İlk hamlede (1.mecliste) “olmaz istanbul hükümeti” diyenlere “zaten benimkisi bir öneriydi” demiş,ve itiraz edenleri sallandırmıştır.Tekrar bir meclis “kabul edenler,kabul etmeyenler,kabul edilmiştir.”sıkıysa itiraz etsinler.Arkasından istanbul hükümetine bir telgraf “sesini çıkarma,senin miadın doldu,artık ülkeyi yeni hükümet idare edecek” anlamında bir telgraf,ve halkın kendi kendini yönetme şekli olan demokrasiye geçiş.Atatürk C.H.P’yi kurup, kendisini seçecek milletvekillerini itinayla seçiyor.Halk ta şen şakrak sandıklara koşuyor ve kendilerini yönetecek olan milletvekillerine oyunu veriyor.İlk demokrasi nimetiyle bu şekilde tanışılıyor.Yüzyıllardır padişahların diktatörce ve ortaçağ kanunlarıyla yönetimine alışık olan halk,demokrasinin ardından aniden gelen modernleşme ve çağdaşlaşmaya yönelik devrimleri ve ınkılapları garipsiyor.Sonrasında sıra kemalizm pardon demokrasi için tehlike oluşturanların hizaya getirilmesine geliyor,İstiklal mahkemeleri kuruluyor,Çanakkalede 400 bin,yunan harbinde 10 bin kayıp veren halk,istiklal mahkemelerine ve cumhuriyete 500 bin kayıp veriyor.Demokrasi ve çağdaşlaşma için de değerdi yani.1946’da avrupanın dayatmasıyla çok partili döneme geçiliyor,chpnin yanında alternatif bulan halk ezici bir çoğunlukla DP’yi iktidar yapıyor.O da ne,Dp kalkıp türkçeleşen ezanı orjinalleştiriyor,şuna el atıyor buna el atıyor haddine olmayarak,kemalizm pardon demokrasi kuralları gereği Dp al aşağı ediliyor,yetkililer idam ediliyor,Ve hayat devam ediyor,ama bu cahil halk kemalizme şşeyy yani demokrasiye bi türlü alışamıyor,hep darbelerle AYAR verilmesi gerekiyor.Ahada Akparti ve halk,bu yobaz halk bir yobaz partiyi bu kadar iktidarda tutabiliyor maalesef,ee vatansever kemalizm (tüh yine dilim sürçtü) demokrasi sevdalısı yiğitlerin cezaevine tıkılması hesapları altüst etti.Canevimize ateş düştü.Pekala onlar içerde diye meydanı yobazlaramı bırakacaaz,osmanlıyı yıkan ve bu güzide sistemi kuran güçler yine arkamızda,yapılması gereken AYARı bu sefer başka türlü yapacaaz,ama bi yerde bişeyleri yanlış hesaplıyoruz sanki,bi kere hayret edilecek şekilde atatürk gözden düşmüş,Vedatı,yatı,serveti konuşuluyor.Aslında teknoloji bir nevi işi bozuyor.Galiba bu yobazlar bizi hep yönetecek gibi geliyor bana.Aslında şeytan diyor ki “bırak ne halleri varsa görsünler,diktatörce yönetilsinler akılları başlarına gelsin,başka seçeneğimiz de yok galiba…
Sana şans tanımıştım ama belli ki iftiraları huy-yöntem edinmişsin, vazgeçemeyeceksin:
“İstiklal mahkemeleri kuruluyor,Çanakkalede 400 bin,yunan harbinde 10 bin kayıp veren halk,istiklal mahkemelerine ve cumhuriyete 500 bin kayıp
veriyor.”
Bu ifadendeki rakamı kanıtlaman gerekiyor.
Kanıtlayamadığın takdirde artık yazamayacaksın.
Baya sallamışsın be Mustafa 500 bin kişi sallandırmış vay be hayal gücüne hayran olmamak mümkün değil.RTE nin 2 milyar ağaç dikmesi gibi bir rakam vermişsin.Sizi kim yönlendirdiyse gayet mükemmel bir yöntem kullanmış.Bu yöntemi ele geçirip iyilik için kullanmak isterdim.Ancak bu uyutma ve beyin yıkama yöntemleri ne hikmetse hep kötülük için kullanılıyor ve sizler gibi virüsler meydana geliyor.Ancak her hastalığın çaresi bulunduğu gibi kafir bilim adamları sizin gibi virüslere de bir çare bulacaktır.
Atatürk’ü anlamak için evrenin üzerinde yaşayanların ortak yaşam alanı olduğu bilincine ulaşmak gerek
Atatürk’ü anlamak için evrenin üzerinde yaşayanların ortak yaşam alanı olduğu bilincine varmak gerek.Atatürk burada ilk adımı atmıştır.Yaradan yapmak istediklerini yarattıkları vasıtaıyle yapar :Yaratan insanlara akıl nimetini vermiş ve doğru kullandıkları oranda da nimnetlerine ulaşılmıştır.tanrının Atatürk’ü isanlara yolgösterici vasıfta yarattığına inanıyorum.Dünya ulusları evrenin ortak yaşam alanı olduğuna yönelik bir eğitim sistemine ulaşmadıkca varılan çözümler hep geçici olacaktır.Çünkü var oluşumuzda evrensellik var.Akıllı olalım .varende bizi aklımızı nasıl kullandığımızdan sorumlu tutacak doldurma akıllarla bir çözüm üretemeyiz
Laikliği icat eden masonlardır,Atatürk bunların tuzağına düşerek laikliği benimsemiştir veya mecbur kalmıştır,laikliği değilde bilimsel demokrasiyi benimsemiş olsaydı,bu gün sabah akşam laikliğin dinsizlik olduğunu savunanlar çıkmazdı,kısacası ülkemizi şeriatçı insanlık düşmanlarına terk edenler,kendilerini laik ve Kemalist olduğunu iddia edenlerdir.
Atatürk ün düşmüş olduğu tuzağı görecek kadar akıllı bir insan olduğunu düşünüyorsan, onun yapamadıklarını eksik bıraktıklarını da sen yap, güzel kardeşim.
Kardeşim zaten din diye bir şey yok.Ortadoğudaki zeki ve kurnaz aynı zamanda çıkarcı hain insanların uydurduğu ruhani masalların ortaya çıkardığı bir olgudur Din denen hastalık.Zaten Din olmadığına göre bizler için Laiklik diye de bir şey yoktur.Laiklik sadece sizin gibi yobazları biraz olsun frenlemek için vardır.